Geleceğin enerji kenti: Konya
AK Parti Konya Milletvekili Aday Adayı Dr. Ahmet Akman, küreselleşmeyle birlikte yerelde rekabet gücünün etkililiğinin öneminin arttığını, bu açıdan şehirlerin yeni rekabetçilik anlayışına göre yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi.
Rekabetçiliğin ulusal düzeyden bölgesel ve kentsel düzeye indiğini, kentlerin istese de istemese de yeni rekabetçi küresel sisteme entegre olduğunu vurgulayan Ahmet Akman, bunun da yeni fırsat ve tehditler getirdiğini dile getirdi.
“Konya da rekabetçi bir şehir olmak durumundadır ve bunun için de, bazı yönlerden kendisini gözden geçirmeli ve gerekirse yeniden yapılandırmalıdır” diyen Ahmet Akman, bunlardan birincisinin ulaşım, lojistik, iletişimdeki süreklilik, bilgiye ulaşım kolaylığı, enerji sürekliliği ve ekonomikliğini de kapsayan iyi bir altyapı olduğunu kaydetti.
LOJİSTİK ODAKLI PROGRAMA HIZ VERİLMELİDİR
Bunlardan sanayiciler açısından özellikle lojistik ve Mersin limanına ulaşımın büyük önem taşıdığını belirten Akman, “liman kenti olmamanın dezavantajını giderecek şekilde, yatırım programına da alınmış olan lojistik köy ve sanayi bağlantılı “lojistik” odaklı bir programa hız verilmesi gerekir. Türkiye ekseninde doğu-batı, kuzey-güney akslı ana ulaşım master planlarında yer almak Konya açısından hayati önem taşımaktadır. Bu noktada uluslararası gelişmiş bir sivil havaalanının da, sağlayacağı fiziksel ve ekonomik kazanımlar yanında, imaj bakımından uluslararası iş aleminde getireceği katkıyı gözardı etmemek gerekir” şeklinde konuştu.
KONYA GELECEKTE BİR ENERJİ ÜSSÜ HALİNE GELECEK
Konya’nın rüzgar ve güneş enerji haritalarına bakıldığında şehrin yakın gelecekte bir enerji üssü haline geleceğini, bölgede bir enerji ihtisas bölgesinin oluşacağını anlatan Ahmet Akman, bununla birlikte gelişmiş teknoloji merkezi oluşumu ile sanayiye makina teçhizat ve donanım bakımından büyük iş düşeceğini ifade etti.
Rekabetçiliğin diğer önemli bir şartının eğitimli iş gücü olduğuna dikkat çeken Akman, beşeri sermaye olarak da adlandırılan bu özelliğin Konya’da özellikle son beş yılda büyük gelişim gösterdiğini, Konyalı sanayici ve iş adamları, odalar, meslek kuruluşları, iş adamı derneklerinin de katkısıyla bu konuda ciddi mesafeler alındığını belirtti.
KONYA’NIN VİZYON SAHİBİ KONYALI BEŞERİ SERMAYESİ VAR
Konya’nın ayrıca Konya dışında dil bilen, dünyayı tanıyan, vizyon sahibi konyalı beşeri sermayesi olduğunu, özellikle hızlı trenin faaliyete geçmesi ile şehrin sosyo-kültürel hayatına da uyumlu bu varlığın kente rağbet göstereceğini ve Konya’nın zenginleşeceğini söyleyen Ahmet Akman, “kent merkezi itibariyle 1 milyonu aşan nüfusa sahip Konya, metropol bir kent olma yolundadır. Başkentlik yapmış, metropol kentler kendisine yönelik beyin göçüne hazırlıklı olmalıdır” dedi.
Bu noktada nitelikli yetişmiş ara eleman sorununa dikkat çeken Ahmet Akman, iş garantili programlarla, hizmet içi eğitimin desteklenmesiyle geçmişte uzun yıllar ihmal edilmiş olan mesleki eğitim ve yetişmiş ara eleman alanında da kayda değer sonuçların kısa sürede alınacağını belirtti.
Rekabetçiliğin bir başka unsurunun da yüksek ar-ge harcama düzeyi olduğunu anımsatan Ahmet Akman, henüz milli gelire oranı bakımından gelişmiş ülkeler düzeyinde olunmasa da bu hususun temelde ekonomik kalkınmışlığın yanında farkındalık ve bilinç düzeyi ile yakından ilgili olduğunu kaydetti. “Bireysel anlamda ekonomik açıdan buna güç yetirip de yapmayanlar, henüz bunun faydasını görmemişlerdir” diyen Akman, ancak giderek somut neticelerin görülmesinin farkındalığın artmasını sağlayacağını, bunun da müspet bir döngüye yol açacağını vurguladı.
BİLİM MERKEZİ SOSYO KÜLTÜRÜN OLUŞMASINDA GENÇ DİMAĞLARA TESİR EDECEK
Bölgede yapılmakta olan bilim merkezinin de teknoloji tabanlı sosyal kültürün oluşumunda genç dimağlara tesir edeceğini ifade eden Akman, proje kapsamında mali destek veren Kalkınma Ajansları, Kosgeb, Tübitak benzeri kuruluşların mali destek kurgusunda bu boyuta yer vermelerinin farkındalığı daha da arttırdığını söyledi.
Konya’da dört üniversite ve gelişmiş bir teknokentin varlığının bu konuya son derece müspet katkı sağladığını belirten Akman, “üniversite - sanayi işbirliği çerçevesinde ilgili çevrelerin gelecekte buna göre pozisyon alacaklarını ifade etmeleri insanların rekabetçiliğin bir diğer unsuru olan bilgi ve iletişim teknolojilerine yatırım yapmalarına, katma değere dönüşen ve ticarileşen bilginin değerinin daha çok anlaşılmasına yardımcı olmaktadır” şeklinde konuştu.
KONYA YAKIN GELECEKTE BÖLGENİN SAĞLIK ÜSSÜ OLACAK
REKABETÇİLİĞİN EN ÖNEMLİ ŞARTI MAKRO EKONOMİK İSTİKRAR VE DEMOKRASİDİR
Tüm bunlara ilave olarak bölgesel rekabetçiliğin belki de en önemli şartının ülkedeki makro ekonomik istikrar ve demokrasi olduğunu vurgulayan Ahmet Akman, demokrasi açısından yakın geçmişte çok badireler atlattığı anlaşılan Türk insanının eski müdahaleli ortama dönülmesine bir daha asla müsaade etmeyecek yeni bir anayasal anlayışa seçimden sonra kavuşacağını kaydetti.
Geçmişte yaşanan ekonomik veya sosyal tüm sorunların temelinde siyasi çözümsüzlükler ve kırılma noktalarının yer aldığını ifade eden Ahmet Akman, artık köklü ve genel sivil bir anayasa değişikliği ile iş adamlarının siyaset yerine ekonomiyi ve ekonomik çözümleri konuştuğu ve buna yoğunlaştığı bir atmosfer meydana getirilmesinin elzem hale geldiğini söyledi.
MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERİMİZE MÜDAHELECİ MANTIK TARİHİN DERİNLİKLERİNE ATILIYOR
Bu nedenlerle halkımızın ve seçmenlerin tercihlerinde bu boyutun öne çıkacağını ve sağduyunun bu çerçevede oluşacağını dile getiren Ahmet Akman, artık milli ve manevi değerlerimize müdahaleci mantığın ve halkın kendisini yönetmesine engel anti demoktatik diğer bazı konuların bir daha hiç konuşulmamak üzere tarihin derinliklerine atılma zamanının geldiğini belirtti. Akman, “Bu yöndeki kazanımların makro ekonomik istikrar olarak neticesini, 2010 yılı büyümesi olarak ilan edilen yüzde 8.9’luk büyümede ve son 40 yılın yıllık bazda en düşük enflasyon oranında görüyoruz.” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.