Gazeteci için ‘bu hisse yükselir’ demek suç oluyor
• Öncelikle, borsada işlem gören kağıtlarla ilgili yapılan haber ve yorumlarla ilgili düzenleme yapılacak. Örneğin,
“Bu hafta şu hisse yükselecek ya da bu hisse düşecek” şeklindeki yorumların önüne geçilecek. Hisselerin değerini etkileyecek haber ve yorum yapılmayacak.
• RTÜK ile işbirliği yapılacak. Televizyonlarda da, hisselerin değerlerini etkileyecek yorumların yapılması engellenecek. Bu türden yorumlara cezalar getirilecek.
• SPK, ABD’deki uygulamaları da inceledi. ABD’de yayın kuruluşlarının personeline borsada yatırım konusunda sınırlamalar getirdiği belirlendi. Bu çerçevede, Türkiye’deki yayıncı kuruluşlarla da iletişime geçilerek, personelin borsada işlem yapmasına sınır getirilecek.
• Ekonomi yazar ve yorumcuların büyük kısmı, eski bürokratlardan oluşuyor. Bu kişiler, aynı zamanda birçok şirkete de danışmanlık yapıyor. Bu kapsamdaki kişilerle ilgili de bazı kriterler düşünülüyor.
Kredi kartı aidatında ikinci mağlubiyet kapıya dayandı
Bankalar ile tüketici arasında ‘kredi kartı aidatı’ konusunda yıllardır devam eden savaşı, ikinci kez bankalar kazanmak üzere. Geçen yıl çıkarılan kredi kartları borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasaya, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın talebi üzerine, “Tüketicilerden 35 TL’nin üzerinde aidat alınamaz” hükmü konmuştu. Bankaların baskısı sonucu bu hüküm, tasarı Meclis’te görüşülürken, çıkarıldı. Sanayi Bakanlığı, pes etmedi. Bu kez, geçtiğimiz haftalarda Başbakanlığa sunulan ‘Tüketicinin Korunmasına’ ilişkin yasa tasarı taslağına, ‘Tüketicilerden bir kez aidat alınabilir’ şeklinde hüküm koydu. Son gelen bilgilere göre, bankaların baskıları üzerine, kredi kartları ile ilgili hükümler, Tüketici Yasa Tasarısı’ndan çıkarılması planlanıyor. Kredi kartı aidatlarına ilişkin hükümler tasarıdan çıkarılırsa, ‘kredi kartları aidatı’ meydan muharebesini ikinci kez bankalar kazanacak.
IMF görüşmelerinde yüzüğü kim attı?
Türkiye ile IMF arasında 2008 Mayıs ayından bu yana süren stand-by görüşmelerinin sona ermesinin ardından ‘yüzüğü’ kim attı tartışması yaşandı. Birçok kişi, görüşmelerin IMF’nin talebi üzerine sona erdirildiğini öne sürdü. Ancak, ekonomi kulislerine göre, nişan atmanın perde arkası şöyle:
• Nişan atma, Türkiye’nin talebi üzerine IMF yönetimi ile yapılan görüşmenin ardından gerçekleşti.
• Anlaşmanın imzalanmaması IMF’yi de üzdü. Çünkü IMF, bunu uluslararası arenada prestij kaybı olarak görüyor.
• IMF teknik heyeti, birçok kez stand-by anlaşmasının teknik görüşmelerine başlamak için Türkiye’ye gelmek istedi. Ancak Babacan çağırmadı.
• Anlaşılamamasında IMF’nin Avrupa ülkelerine gösterdiği esnekliği Türkiye’ye göstermemesi ve Türkiye Masası Şefi Rachel van Elkan’ın Türkiye’yi tanımaması da etkili oldu.
• Ekonomi yönetimi, Hazine ihalesinden bir gün önce açıklanan durum için endişelendi ama eurobond ihracına beş katı talep gelmesi herkesi rahatlattı. Ve ekonomi yönetiminin kaygılarını ortadan kaldırdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.