Ey muhalefet gelin üzümü beraber yiyelim

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti 3. Olağan Kongresi'nde bir konuşmasını bitirdi.

Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan satırbaşları şöyle:

Bu hareket için yüreğini ortaya koymuş kardeşlerimi selamlıyorum. Kutlu yolculuğumuz esnasında kaybettiğimiz tüm kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum.

Bugün bu salonda Anadolu var. Kızılırmak'ın, Yeşilırmak'ın, Dicle'nin, Fırat'ın, Gediz'in, Menderes'in çağıltısı var.

Bu parti milletin rotasında bşaka rota tanımadı, bundan sonra tanıyamayacak.

Bu partiye, milleti küçümseyerek bakan seçkinler rota çizemez

Üzerimizdeki yük milletin yüküdür. Bu yükü düşürmedik, bundan sonra da düşürmeyeceğiz. Üzerimizdeki bu emaneti düşürmek isteyenler oldu. Bizi demokrasi yolundan alıkoymak isteyenler oldu. Türkiye'yi karanlık mecralara sevketmek isteyenler oldu. Hiçbirine prim vermedik. AK Parti'nin aklığına asla ve asla gölge düşürmedik.

3 Kasım 2002 bu ülke için bir milat olmuştur.

"Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki hak yoludur dönme bilmez yürürüz."

AK Parti Türkiyeyi daha ileri bir demokrasi haline getirmeye kararlıdır. Atatürk'ün belirlediği munhasır medeniyetler seviyesi üzerine çıkarmaya kararlıdır.

AK Parti yola çıkarken şunu söyledi: "Biz millete efendi olmaya değil, biz millete hizmetkar olmaya geliyoruz" dedi.

Siyaset de insanın huzuru için yapılamlaıdır. Biz ilkleri başardık Türkiye'de.

AK Parti hizmet, birlik, insan odaklı siyasetin bir numaralı adresidir. "İnsanı yücelt ki devlet yücelsin" anlayışıyla yola çıktık.

Yıkılan güveni yeniden tesis etmenin gayreti içinde olduk. Yolsuzluklara usulsüzlüklere göz yummadık. AK Parti'de yozlaşma bekleyenler beyhude beklerler. AK Parti'de yorgunluk, durgunluk, heyecansızlık bekleyenler beyhude beklerler. 7 yıl boyunca türlü karalama kampanyalarına maruz kaldık. Bize tuzak kuranlar, kurdukları tuzaklara kendileri düştüler. Alışılmışları tersine çevirdi. Kimliğinden, felsefesinden, hak ve hukuktan asla uzaklaşmadan, iktidarda nasıl büyünebileceğini, nasıl ayakta kalınabileceğini gösterdi.

Aşık Veysel'in dediği gibi, "Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece" Bu uzun ve meşekkatli yolu milletimizle beraber yürüyeceğiz.

Bu hareketten farklı beklentileri olanlar varsa onlar bizimle yollarını ayırsınlar. Hizmet etme aşkını ve sevdasını yitirenler varsa kenara çekilsinler. Biz 7 yıl boyunca milletimizin huzuruna alnı ak bir şekilde çıktık. Büyük acılar çekerek, büyük acıların içinden geldik. Garip gurabanın, ihtiyaç sahiplerinin, dışlanmışların sesi, nefesi olmaya devam edeceğiz.

G20 Zirvesi'ne katılmak üzere ABD'ye gittim. 6 günde 32 ülke lideriyle görüşme yaptım. Hemen her hafta birkaç ülkenin temsilcilerini ülkemizde ağırlıyoruz. Her an diplomasi trafiğinin içindeyiz. Bunlar Türkiye'nin tarihinde görülmedi. Büyük küçük her meseleyi konuşuyor, herbirine çözüm üretmeye çalışıyoruz. Uçaktan inmemekle, çok gezmekle itham edenler var, onlar dış politika sürecinin çok gerisinde kalmışlar.

Benim ABD'deki Avusturalyadaki vatandaşım, karşısında Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı görmekten dolayı büyük memnuniyet duyuyor. "Buraya gelen halimizi hatrımızı soran ilk Türk Başbakanı sizsiniz" dediler.

Meseleyi uçak meselesine, harcırah meselesine kadar düşürenler, Ankara'dan neden çıkamadıklarının muhasebesini yapsınlar. Sivasın ötesinde ancak birkaç ile gidip miting yapabildiler. Biz o siyasetçilerden değiliz. Bizim devlet geleneğimiz var. Türkiye'nin dış politikası "bekle gör" politikası olamaz. Türkiye haksızlık karşısında susan bir ülke asla olmayacaktır. Türkiye, gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen güçlü itibarlı saygın bir ülke konumuna yükselmiştir.

Komşularımızla dostluk ve işbirliği alanını güçlendirerek, bölgemizde huzur istikarar alanı oluşturuyoruz.

İzlediğimiz akılcı politikaların bir tane gayesi var: Türkiye'yi dünyada hakettiği yere taşıyabilmek.

Türkiye'nin "düzen kurucu" bir ülke haline gelmesi bir zorunluluktur.

Büyük Türkiye'de herkese yer vardır. Büyük Türkiye bölgesinin huzur, istikrar ve güven kaynağıdır. Dışlayan değil kucaklayandır.

Biz konuşmaya yeni başladık. Bizim bir rüyamız, bir hayalimiz var.

Hiçbir milleti ayırmadan herkese eşit davranılmasını istiyoruz. Evrensel adalet ilkesinin, Filistin'den, Afrika'ya dünyanın heryerinde tutarlı bir şekilde uygulanmasını istiyoruz.

Nükleer silahlar konusunda egemen ülkeler, her ülkeye eşit mesafede davranmalıdır. İsrail'in nükleer silahlarını da konuşalım, fosfor bombalarını da konuşalım. Aksi takdirde kamu vicdanı yara alacaktır. Aksi takdirde uluslararası örgütlere güven azalacaktır.

Değişime direnenler, ne ülkemizin, ne devletimizin geleceğini düşünmektedir.

Büyük devlete yaklışan küçük bir mesele varsa onu arkasında bırakmaktır.

Kıbrıs'ta Türklerin, eşit statüden vazgeçmeleri asla ve asla mümkün değildir. Çözümsüzlüğü çözüm gibi dayatanlara asla boyun eğmeyeceğiz.

Kıbrıs Türkü Türkiye'nin ayrılmaz bir parçasıdır.

İnsaf sahibi olanlara sesleniyorum:

Kıbrsıta satılan ne var? KKTC daha ileri mi gitti, daha geri mi gitti? Ankara'dan oturarak bunu göremezsiniz.

Türkiye'nin hangi kritik sorununu gündeme getirmek istesek, bunlar ihanet gibi siyasi edebe sığmayacak bir üslup kullandılar.

Kıbrısa yıllık ortalama 210 milyon dolar yardım gerçekleşmiştir.

Bize kimler neler söylüyor. "Türk askerini çekin" diyorlar. Biz bir tek Türk askerini çekmedik. "Herkes şartlara uyar biz de şartklara uyarız" dedik. Artık "eller pençe divan duran" bir iktidar yok Türkiye'de.

Alman Parlamentosu'nda kısıtlamaların kaldırılmasını destekleyen bir karar alındı. İtalya siyaset adamları KKTC vatandaşlığına geçmek için başvuruda bulunmuşlar ve başvuruları kabul edildi. Uzak Doğu'da toplam 15 ülke kendi pasaportlarıyla yolculuk edebiliyorlar. Türkiye'den KKTC'ye deniz altından su projesini tamamladık. Türkiye'den denizin altından suyu gönderiyoruz. İnşallah enerji hattını da döşeyeceğiz. Enerjisi kesilen, içme suyu olmayan bir KKTC olmayacak. Bu projeleri KKTC üzerinden istismar siyaseti yürütenlere ithaf ediyorum. Hayrılı uğurlu olsun.

Maç sırasına kuralların değiştirilmesi, AB'ye karşı soru işaretlerinin artmasına neden oldu. Hükümet olarak AB'ye katılım sürecini kararlılıkla sürdüreceğiz. Biz, bize düşeni fazlasıyla yapıyoruz.

Tarihinde ilk defa Avrupa Parlementer Meclis Başkanı Türkiye'den Mevlüt Çavuşoğlu olacak.

Bugün Pekin'den New York'a kadar Türkiye konuşuluyor.

Biz birlikte Türkiye'yiz. Biz ortak geçmişimiz ve ortak geleceğimizle Türkiye'yiz.

Sabahat Akkiraz dinlemeyen Türkiye, türküsüz kalır.

Cem karaca bu ülkenin hasretini çektiği kadar, bu ülke de Cem Karaca'nın hasretini çekti.

Nasıl Mehmet Akif'siz bir Türkiye eksik kalırsa, Nazım Hikmet'siz bir Türkiye de eksik sayılır.

Bitlisli Saidi Nursi'siz Türkiye'nin maneviyatı noksan kalır.

Herkesi insan olduğu için sevdik. Biz bu adabı "Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü" diyen Yunus'tan aldkık.

Bu ülkenin hamurunda dışlamak yoktur. Bir milat yeniden yola koyulalım. Bu topraklar anaçtır. Bu topraklar ana kucağı gibi herkese sevgiyle, merhametle kucak açar.

Bu topraklarda hoş görülmeyen şey, hoşgörüsüzlüktür. Bizim kitabımızda mezhep, kavmiyetçi çatışmalara yer yoktur.

Etnik ayrımcılık, dinsel ayrımcılık yapmadık, yapmayacağız.

Ey muhalefet gelin, ne diyecekseniz açık söyleyin. Sorun alanları var mı ülkede? Sizin iktidara gelmenizi bekliyorsanız, bu millet sizi iktidara getirmez. Gelin bu sorun alanlarını beraber ortadan kaldıralım. Gelin üzümü beraber yiyelim. Ama derdiniz bağcı dövmekse, benim milletim size bağcıyı dövdürmez.

Türkiye'nin 39. partisi olarak, 14 Ağustos 2001'de siyasi hayattaki yerini alan ve 3 Kasım 2002 seçimleri ile 22 Temmuz 2007 seçimlerinde tek başına iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisinin, ASKİ Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek kongresinde, partililer güvenlik kontrollerinden geçirilerek salona alındılar.

Kongrede, yoklama ve açılışın ardından divan oluşturuldu. Delegelerin onayına sunulan önerge ile kongreyi yönetmek üzere Divan Başkanlığı'na Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç seçildi.

Arınç, Divan Başkanlığı'na seçilmesinin kendisi için büyük bir onur olduğunu belirterek, delegelere teşekkür etti. Kongrenin kendisi için büyük anlam taşıdığını, TBMM Başkanlığı yaptığı dönemde gerçekleşen kongrelere katılamadığını anımsatan Arınç, 'Çok başarılı olduk, 8 yıl yıl boyunca başımız hiç öne eğilmedi, hep çok şükür attığımız her adımın, söylediğimiz her sözün, yaptığımız her işin hesabını şerefle verdik. Bugün de büyük kongremizle bu onurlu, bu gururlu heyecanı hep beraber yaşıyoruz' dedi.

Bu kongrenin, bundan sonraki büyük zaferlerin habercisi olmasını dileyen ARınç, kongrenin hayırlı olmasını diledi.

Kongrede, daha sonra saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu.

'BİZ BİRLİKTE TÜRKİYE'YİZ'

AK Parti 3. Olağan Kongresi'nin yapıldığı spor salonunda, kongre konsepti olarak belirlenen 'Biz Birlikte Türkiye'yiz' sloganın yazıldığı afişlerle donatıldı. ASKİ Spor Salonu'nun dış cephesi de bu konsepte uygun bir şekilde düzenlenirken, salon da beyaz ve mavi renklerle süslendi.

Salonda 'Daima birlikte, daima ileri', 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın', 'Seninleyiz her zaman Recep Tayyip Erdoğan' pankartları yer aldı.

Arter ve Altus firmalarının organize ettiği kongre organizasyonunda, sahnenin tasarımı AK Parti Genel Merkezi'nin silueti şeklinde yapıldı.

Kongrede, müzisyen Özhan Eren'in AK Parti 3. Büyük Olağan Kongresi için bestelediği 'Işık Buradan Yükselir' adlı şarkısı çalınacak, ayrıca AK Parti'nin 7 yıllık icraatını anlatan bir film gösterilecek.

Bu arada, salonun dışına partililer için ikram çadırları ve 100 civarında da seyyar tuvalet kuruldu.

Teşkilattan Sorumlu genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, divanın oluşumundan önce yaptığı selamlama konuşmasında, kongrenin hayırlı olmasını diledi.

'Ey muhalefet gelin üzümü beraber yiyelim'