Erdoğan'dan tarihi sözler

Erdoğandan tarihi sözler
Başbakan Erdoğan, "Diyarbakır, kardeşlik şehri Diyarbakır! Biz kardeşiz. Biz sadece yol arkadaşı değiliz, kader arkadaşıyız. Biz pazara kadar değil mezara kadar, mahşere kadar biriz beraberiz" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kantar Köprülü Kavşağında düzenlenen toplu açılış törenine katıldı ve halka hitap etti.

"Kardeşlik şehri Diyarbakır, sizi yürekten selamlıyorum, sizleri hasretle selamlıyorum" diye sözlerine başlayan Erdoğan, Diyarbakır'ın tüm ilçelerini, Türkiye'yi ve Diyarbakır'ın kardeş şehirleri olduğunu söylediği Mekke, Medine, Kudüs, Şam, İstanbul ve Erbil'i selamladı.

Hakkari Şemdinli'den, sınırdan 81 yıl önce 21 Haziran 1932'de çok önemli misafirler geldiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Toprakları uçaklarla bombalanmıştı, köyleri yakılmış, yıkılmıştı. Eşleri, dostları, akrabaları katledilmişti. Yerlerinden, yurtlarından, yuvalarından kopmuş, sürgüne hüküm giymişlerdi. Şemdinli'den kardeşlerinin yurduna, kardeşlerinin yuvasına, hanesine Türkiye'ye geldiler. Buradaki kardeşleri onları muhabbetle kucakladılar. 'Hoşgeldiniz, burası sizin evinizdir' dediler. Tarih boyunca yaptıkları gibi sofradaki ekmeklerini onlarla paylaştılar. Gelenlerden bir tanesi şunu söylüyordu: 'Biz Türkiye'de asılmayı bekliyorduk, idam edilmeyi bekliyorduk zira Türkiye üzerinde bizi tutuklamak ve asmak için ağır baskı vardı ama biz Türkiye'ye seve seve geldik. Çünkü ölsek de Türkiye'de ölmek istiyorduk. Türkiye'de beklediğimiz akıbet bizi karşılamadı, çok iyi muamele gördük.' Evet, bunu söyleyen Molla Mustafa Barzani'ydi.

Merhum Kadı Muhammet'in dediği gibi Allah'a, dine, İslam dininin önderine inanmış Müslüman milletinde nasıl ki doğruluk dürüstlük ve sadakat varsa bütün bu özellikler Molla Mustafa Barzani'de de vardı. İşte o Barzani 81 yıl önce kardeşlerinin ülkesi Türkiye'ye misafir oldu. Bugün de Molla Mustafa Barzani'nin oğlunu, değerli dostum Mesud Barzani'yi Diyarbakır'da misafir ediyoruz. Ankara'da İstanbul'da defalarca ağırladığımız Sayın Mesud Barzani'yi bugün bir kez de Diyarbakır'da ağırlıyoruz. Tıpkı babanız, amcalarınız gibi kardeşlerinizin toprağına ve onların ülkesi Türkiye Cumhuriyeti'ni Diyarbakır şehrimize hoşgeldiniz. Sizi, sizin şahsınızda Kuzey Irak Kürdistan Bölgesi'ndeki değerli kardeşlerimizi muhabbetle selamlıyorum."

Keşke bugün biri daha aramızda olsaydı...

Diyarbakırlı şair, düşünür Sezai Karakoç'un " Diyarbakır sadece Türklerin değildir,Diyarbakır sadece Kürtlerin değildir. Diyarbakır sadece Arapların değildir. Tıpkı Erbil gibi Diyarbakır hepimizindir" sözlerini anımsatan Erdoğan, "Biz, Erbil'de kendimizi kendi şehrimizde hissettik, siz de kendinizi şehrinizde hissedin diyorum" ifadelerini kullandı.

"Keşke bugün biri daha aramızda olsaydı. Bu toprakların bir başka sesi, bir başka nefesi daha aramızda olaydı" diye konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Diyordu ki: 'Üzülme sen üzülme, başını öne eğme, gün olur kavuşuruz dert etme Diyarbakır. Ağlama sen ağlama, kanlı bezler bağlama, bu yangın söner bir gün ağlama Diyarbakır. Ey fırtınalı bayır, ey mazlum Diyarbakır, dağlarında kızıl ateş, alnımda kızıl bakır, çiğdemler solar gibi anneler yanar gibi dizlerine döküldüm ağlama Diyarbakır', 'Ben yandım siz yanmayın Allah aşkına' diyordu. 'Şimdilik hoşçakalın çözüm' diyordu. 'Hoşçakal ey sevgilim Türkiye' diyordu. Ne var ki vatana hasret, dosta hasret, kardeşe hasret şekilde tam 13 yıl önce bugün, bir 16 Kasım'da gurbette hayata veda etti. Ahmet Kaya'yı Diyarbakır'ın, Malatya'nın evladını, Türkiye'nin sesini, nefesini sevgili dostum Ahmet Kaya'yı vefatının 13. seneyi devriyesinde rahmetle yad ediyorum."

Başbakan Erdoğan'ın konuşmada öne çıkan bazı başlıklar şöyle:

"Bugün Diyarbakır'daki bu buluşma, bu muhabbet, bu hasret giderme var ya bugün Diyarbakır'da aynı gökyüzünün altına kurduğumuz şu muhabbet ortamı var ya inanıyorum ki Yunus Emre'nin, Mevlana'nın, Hacı Bektaş Veli'nin ruhunu muazzez etmiştir"

"Tam 37 yıl süren bu anlamsız, bu acı, bu kederli, hüzünlü özleme bugün artık son veriyoruz. Türkiye'nin sesini, bu toprakların sesini bugün artık vatanıyla aşkıyla sevdasıyla buluşturuyoruz. Nihayet hoş geldin Şivan Perver"

"Yeni Türkiye'de öteleme, horlanma olamaz, yeni Türkiye'de inkar, ret, asimilasyon olamaz, olmayacak. 11 yıl boyunca bunların hepsini elimizin tersiyle ittik. Bundan sonra da bu topraklarda nifak, ayrışma, nefret, ötekileştirme Allah'ın izniyle olmayacak. Bunları yanımıza yaklaştırmayacağız, tıpkı 23 Nisan 1920'de olduğu gibi"

"Yeni Türkiye'yi bu ülkedeki herkesle inşa ediyoruz. Her etnik unsurla, her inanç unsuruyla, her mezheple birlikte inşa ediyoruz. 1920'de TBMM'de, Türk, Kürt, Arap, Laz, Gürcü, Çerkez, Boşnak, nasıl bir ve beraber oldularsa İstiklal Savaşı'nı nasıl birlikte verdilerse Cumhuriyeti nasıl birlikte kurdularsa yeni Türkiye'yi de o ruh, o öz, o kardeşlik ruhuyla yeniden imar ediyoruz, ayağı kaldırıyoruz"

Aynı medeniyetin mensuplarıyız

"Biz pazara kadar değil, mezara kadar, mahşere kadar, biriz beraberiz. Biz aynı coğrafyanın aynı toprakların, aynı medeniyetin mensuplarıyız"

"Diyarbakırlı kardeşim, Kürt kardeşim, Türk kardeşim, Zaza kardeşim, Arap kardeşim, bu Cumhuriyet senin Cumhuriyetindir, bu Cumhuriyet ne kadar İzmirlinin, ne kadar İstanbullunun, ne kadar Ankaralının Cumhuriyeti ise işte o kadar da senin Cumhuriyetindir"

"Cumhuriyet'in ardından olduğu gibi bir tek parti zihniyetinin, dayatmaların, zulümlerin, farklı formatlarda inkar ve reddin oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Doğu Anadolu'da, Güneydoğu Anadolu'da yeni bir tek parti anlayışının hüküm sürmesine müsaade etmeyeceğiz"

"Bu aydınlıktan bu huzurdan bu kardeşlikten rahatsız olanlar da var. Gençlerin yaşamasından, kucaklaşmadan, muhabbetten rahatsız olanlar da var. Uyuşturucu satamadığı için rahatsız olanlar var. Gençlerin kanını içemediği için rahatsız olanlar var. Kardeşliğimizin pekişmesinden, Türkiye'nin büyümesinden güçlenmesinden rahatsız olanlar var"

"İşte bunlar bu güzel süreci, bu baharı, bu umut ve huzuru sabote etmek için her yolu deniyorlar. Her yolu deneyecekler. Dün Nusaybin’de böyle bir sabotaj gerçekleştirdiler huzura barışa kardeşliğe kurşun sıktılar. Bunlara fırsat vermemeliyiz, bunlara imkan vermeyeceğiz"

"Zalimin değil kendi halkının, kendi kardeşlerinin, mazlumların yanında durmak esastır. Ayrılıktan, çatışmadan, savaştan yana değil her zaman barıştan, dostluktan, kardeşlikten yana olmak önemlidir. İşte onun için Kak Mesut başarılı oldu. İşte onun için Mesut kardeşim tarih yazdı"

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.