Erdoğan İspanya'dan dünyaya seslendi

Erdoğan İspanyadan dünyaya seslendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Madrid Avrupa Üniversitesi'nde aldığı fahri doktora ünvanının ardından konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Madrid Avrupa Üniversitesi'nde aldığı fahri doktora ünvanının ardından konuştu.

Başbakan Erdoğan: "Bugün bize anlatılan yada ders kitaplarında ifadesini bulduğu şekilde haçlı seferleri doğu ile batının, hristiyanlar ile müslümanların savaşıdır. Bu hadiselere biraz yakından baktığınızda bu seferlerin aynı zamanda doğu ile batının kaynaşmasına, kültürel ve bilimsel alışverişine inanılmaz katkılar sağladığını görürsünüz.

Oradaki batılıların artık doğulu olduğunu görürsünüz. Haçlılar yolları üzerindeki hristiyan rumlarla ermenilerle de savaşmıştır. Gün gelmiş Müslümanlarla ittifaklar kurulmuştur. İşte sadece bu örnek bile tarihin göründüğü gibi yada bize gösterildiği gibi bize aktarıldığı gibi olmadığının, başka zaviyelerden bakıldığında çok daha farklı olduğunun delilidir.

Geleceği geçmişin hatıraları üzerine mi inşaa edeceğiz yoksa ortak bir gelecek üzerine mi inşaa edeceğiz. Biz hem aramızda hem bölgemizde en geniş anlamda dünyada geleceği tarihi husumetlerden kin, öfke ve gözyaşından ön yargılardan arındırıp sevgi dostluk, kardeşlik üzerine bina etmeyi, en azından bu yolda mücadele etmeyi tercih ettik.

Dostum Zapatero ile uzun uzun konuştuk sonra da bu yola çıktık. Değerli bakanım Mehmet Aydın'ıı da bu işte önemli bir yere getirerek süreci başlattık.

Yüzyıllardır anne Türk'ler geliyor diyen batılı toplumlara evet Türkler geliyor, sevgiyi dayanışmayı yüceltmek, işbirliğini geliştirmek için geliyor diyoruz.

İspanya'yı ve Türkiye'yi medeniyetler ittifakı girişimine sevk eden bu yeni paradigmadır. Zapatero ile birlikte başlattığımız bu girişim kısa sürede önemli mesefeler kaydetti. İttifakın üye sayısı 120'ye ulaştı. Yani 120 ülke ve uluslararası kurum, kuruluş bu yapıda yerini aldı.

3. Forum İttifak'ın karayip ülkelerince daha yakından tanınması için eşsiz bir fırsat sunacak. AB üyeleri, Latin Amerika olarak toplanmış bulunuyoruz ve toplantı devam ediyor. Tarih boyunca büyütülen, gösterilen ön yargıları artık bir kenara koymak gerekiyor. Onları artık gerçeklerle yüzleşmek için kullanmalı. Farklılıkları değil, benzerlikleri öne çıkarmalıdır.

Saldırılar olduğu zaman hepimiz dertlendik, üzüldük. Terörle mücadele eden bir ülke olarak terörün bir rengi, inancı, aidiyeti olmadığına inanıyoruz. Terör insanlık dışıdır. İnsana ait olan vasıfları taşıyamaz. Bu acı olaylardan yola çıkarak bir inancın, dinin, kültürün, mezhebin, toptan doğunun itham edilmesi terörün amacına ulaştığını gösterir. Terör propagandasının yapıldığı oranda güçlüdür.

İNSANİ AMAÇLI OLARAK HER ÜLKE URANYUM ZENGİNLEŞTİRMESİNİ YAPABİLİR

Hükümet olarak son 7,5 yılda Türkiye'nin dış politikasına bu ilke doğrultusunda biz yeni bir ivme kazandırdık. Önce komşularla 0 problem. Komşularla aramız iyi değildi. Siyasi, ticari, ekonomik, kültürel bu noktada bağlar kopuktu. Çevremizdeki ülkelerle ilişkilerimizi yeni boyutlara taşıdık. Son 1 hafta içinde Suriye Devlet Başkanı Esad, Rusya Devlet Başkanı Medvedev misafirimizdi. Rusya ile 17 anlaşma imzaladık. Bütün bunların yanında Nükleer enerji anlaşmasını Rusya Federasyonu ile gerçekleştirdik. Türkiye'de çok stratejik bir konum arz ediyor. Rusya ile aramızdaki vizeleri kaldırdık. Cuma günü Yunanistan'a gittim. Bizim batıya açılan kapımız. Onlarla da sıkıntılarımız vardı şimdi yok mu yine var. Ama bütün bunlara rağmen Papandreu ile birlikte csur adımlar attık, 22 anlaşmaya imzaları attık. Biz herşeyin masada olması gereğine inanıyoruz. Diplomasiye inanıyoruz. Diplomasi ile çözmek varken niçin başka yollar? Ben 10 Bakanım ile birlikte 300 işadamım ile birlikte Yunanistan'a gittim. Bazıları anlaşmalar yaptı kendi aralarında. Pazar günü İran'a geçtim. Dün Brezilya Devlet Başkanı ile birlikte üçlü olarak anlaşma imzaladık. O da nükleer programla ilgili atılacak adımlardı. Nükleer güvenlik zirvesinde bizden istenen şuydu, İran elindeki az zenginleştirilmiş uranyumun 1200 kilosunu size verecek mi? Size vermesi halinde bizde zenginleştirilmiş 120 kilo sizin elinizde İran'a aktarabiliriz. Bunları en geniş manada konuştuk. Ve 1200 kilo az zenginleştirilmiş uranyumun Türkiye'ye emanet edilmesini karara bağladık. 1 Yıl içerisinde de zenginleştirilmiş 120 kg'lık uranyum bize teslim edilecek. Kalkıpta bunu atom bombası üretme, nükleer silah inşaa etmek veya üretmek amacıyla bunu kullanamaz. Biz bölgemizde böyle birşey istemiyoruz.

Hocalarımızın huzurunda şunu söylüyorum nükleer güvenlik konusunda konuşanlara dikkat ettiğimiz zaman burada BM Güvenlik Konseyi'nin 5 tane daimi üyesini görüyoruz bunun yanında da Almanya'yı görüyoruz. Ama sizin hepinizde nükleer silah var. Sizde varken başkasında olmasın derseniz bunun inanılırlığı olmuyor. Bir gerçeği teyit etmemiz lazım. Dünyada bizler üstünlerin hukukunu mu oluşturacağız, yoksa hukukun üstünlüğünü mü oluştracağız. Eğer üstünlüğün hukukunu oluşturmak için varsak insan olarak kendimizden utanmamız gerekir. Ama yok hukukun üstünlüğü için var isek yaradılışımızın gereğini yerine getirmeliyiz. Emperyalizme hiçbir zaman boyun eğdirilmesine razı olmamalıyız.

TÜRKİYE TARTIŞMASIZ AVRUPA COĞRAFYASININ BİR PARÇASIDIR

Bugün buradaki toplantılara katıldık. Şimdi sizlerle birlikteyiz sizlerden ayrıldıktansonra basın toplantımızı yapıp Türkiye'ye döneceğiz. Türkiye bugün sadece komşuları ile değil, Türkiye aynı zamanda bölgesindeki tüm ülkelerle aynı anda konuşabilen bir ülkedir. Burası son derece önemlidir. Biz öyle bir adımı atmış durumdayız ki her sorunun çözüm yeri olarak diplomasiyi diyaloğu görüyoruz. Bu Türkiye'nin bir imkanıdır. Hem kendisi, hem bölgesi için hem de Avrupa için bir imkandır diye düşünüyorum. Türkiye bölgede insan haklarını özgürlükleri hukukun üstünlüğünü hassasiyetle savunan bir ülke konumundadır. Hiç tartışmasız Avrupa coğrafyası ve kültürünün bir parçasıdır.

Türkiye sevindiğinde bölgedeki ülkelerde sevinir, Türkiye üzüldüğünde bölgemizdeki ülkelerde hüzünlenir. Çok geniş bir coğrafyada yansıma bulur. Bizim AB'ye müracaatımız 1959'dadır. 50 Yıldır Türkiye AB kapısında bekletilmektedir. Neden? Bu sorunun cevabını biz hala almış değiliz.

Zaman geliyor siz çok büyük bir üleksiniz deniyor, zaman geliyor siz çok kalabalık bir ülkesiniz diyorlar. Ama biz AB'nin gücüne güç katmak istiyoruz. Buraya güç katacak 1,5 milyarlık İslam Dünyası'na Batı dünyasına köprü bir ülke aramıyor musunuz? Türkiye'nin şuanda AB'ye girmesi 1,5 milyarlık islam dünyası ile batının birleşmesi anlamına gelir. Burada Türkiye'den daha güçlü bir köprü olamaz. AB şunu da diyebilir biz sizi kabul etmiyoruz biz bunu alkışlarız. Hem sizsiz olmaz diyor hem kabul etmiyor.

AB'nin de taahhütlerine bağlı kalmasını bekliyoruz. Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı AB üyesi ülkelerdir. Türkiye'ye 2007 yılı içinde 22 milyar dolar uluslararası sermaye girişi olmuş ve reel yatırım sağlamıştır. Bu küresel finans krizi ile son yılda 7,6 milyara düşmüştür. Bütün bunlara rağmen bizler kararlı bir şekilde bu süreci işletiyoruz. Ülkemiz ekonomisi Avrupa ile birbirine bağlıdır. İspanya'ya bu vesile ile Türkiye'ye verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum. Bu yakınlaşma ülkelerimiz arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilere de olumlu katkılar sağlıyor. Ben doğrusu sizler huzurunda şahsım atevdi edilen bu fahri doktora ünvanından dolayı şahsım ve milletim adına teşekkür ederim' dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.