“En büyük zarar çocuklara”
Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç, aldatıcı reklamlar konusunda en büyük zararın çocukların gördüğünü söyleyerek, “Çocuklarınızın sağlığı için zararlı maddeler içeren ürünlere dikkat etmeniz gerekiyor. Çocuğunuzu bilinçlendirerek ikame ürünlere teşvik edin. Bu bir mücadele” dedi.
İki türlü sahte ürünün bulunduğuna dikkat çeken Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç, “Bunlardan birisi tağşiş edilmiş dediğimiz ürün içerisinde bulunmaması gereken bir takım şeyler katılmasıyla ortaya çıkan hile. Örneğin tereyağı içerisine nişasta ve patates katılıyor. Mesela gittiğiniz köftecide et yediğinizi zannediyorsunuz ama tamamen soya. Soya ile az miktar et yoğrularak köfte yapılıyor. Soya, ete benzer bir tat veriyor ve onun gibi görünüyor. Bunlar maliyeti düşürmek için yapılan uygulamalar. Burada vatandaşlarımızın çok iyi bir damak tadı yoksa ve detaylı bir bilgiye sahip değilse bunları ayırt etmesi zor. Bir ürünün piyasadaki fiyatı bellidir. Eti kilosu 50 lira iken 3-4 liraya köfte yiyorsanız, köftenin içindekinin et olmadığını bilmeniz gerekiyor. Ya at ya da eşek etidir ya da soya ile ete tat verilen bir üründür. Vatandaşımız önce aldığı ürünün fiyatına dikkat edecek. Daha sonra ürün ya da ürünün satıldığı yer ile ilgili ilk defa gittiği bir yerse soruşturması gerekiyor. Ayrıca güvenilir yerlerden ürün alması gerekir. 3-5 lira daha fazla vererek daha sağlıklı gıda tüketebilir. Diğer sahte ürün ise, ürünün benzerini yapıp kendi markası ya da logosu ile satışa sunulmasıdır. Bu tamamen suçtur. Bununla ilgili de vatandaşımız aldığı ürün, taklit ürün ya da A markasının kutusunda farklı bir ürün çıkarsa savcılıklara suç duyurusunda bulunabilir” diye konuştu.
ŞİKÂYETTE BÜROKRASİ ENGELİ
Aldatıcı reklamlarda Ticaret Bakanlığı’nın yeni çalışmaları olduğunu vurgulayan Dinç, “Ticaret Bakanlığı, hızlı bir şikâyet şebekesi oluşturdular. Mobil cihazlardan hemen fotoğraf çekip şikâyette bulunabiliyorsunuz. Bu uygulamalar indirilip buralardan şikâyette bulunabilir. Ticaret İl Müdürlüğü ve belediyelerdeki Zabıta Müdürlüklerine de bu konu ile ilgili vatandaşlarımız şikâyette bulunabilirler. Ayrıca ALO 174 Gıda hattına ve Sağlık Bakanlığı’na da vatandaşlarımız şikâyette bulunabilirler. Şikâyet edilecek merci çok fakat vatandaşımız bürokrasi konusunda sıkıntı yaşadığı zaman işin takibi de zorlanıyor. Bakanlığın yeni uygulaması ile ya da farklı uygulamalarla anında fotoğraflayıp şikâyet edebiliyorsan bütün vatandaşlarımız bu vatandaşlık görevini yerine getirir. Ama dilekçe verip, dilekçe takibini yaparak sonucunu izleyerek vakit ve zaman harcayarak yapılan işler olduğu için dolandırıcılar bunu biliyor ve ortada cirit atıyorlar. Dolandırıcı, bir işte ifşa olunca başka bir işe başlıyorlar” şeklinde konuştu.
“VATANDAŞIMIZ REKLAMA İNANIYOR”
Dolandırıcıların insanların zaaflarını kullandığının altını çizen Dinç, “Bir ürün piyasa 100 lira ise size gelip 10 liraya satmaya çalışıyorlar. Aldığın zaman bir bakıyorsun o ürün aynısı değil. Birde internette ürünü görmeden uzaktan alışveriş yapıyorsunuz. Size bir fotoğraf gösteriyorlar. Kargoda gelen ise tamamen farklı bir ürün. Stok fazlası diye reklam yaparak olması gerekenden 10 kat ucuza satıyorlar. Vatandaşımızda o üründen 5-6 tane alıyor. Farklı ürün geldiklerinde ise reklamda farklıydı diyorlar. Vatandaşımız reklama inanıyor ve güveniyor. Hiç araştırma ihtiyacı duymuyor. Burada vatandaşlarımızın ferasetli olması gerekiyor. Para kolay kazanılmıyor. Zor şartlarda kazandığınız parayı bir hevesle başkasına paranızı yem ediyorsunuz” ifadelerini kullandı.
“LOBİSİ KUVVETLİ BİR PİYASA”
Tüketiciler Birliği Derneği olarak kantinlerdeki abur cuburların satışının yasaklanması için 2005 yılında bir takım çalışmalar yaptıklarını belirten Dinç, “Okul kantinlerinde bu zararlı maddelerin satışı yasaklandı. Bu aşama aşama devam ederek ailelerin evlerine aldıkları abur cuburlara yöneldi. Abur cubur piyasası lobisi kuvvetli bir piyasa. 50 kuruş değeri olmayan bir maddeyi reklamlarla 10-20 lira gibi bir bedelle satıyorlar. Medya da bunun arkasında duruyor doğrusu. TV reklamlarına baktığımızda büyük bir bölümünü bisküvi, cips, kola gibi zararlı maddeler oluşturuyor. Bunların hiçbirisi temel gıda değil. İnsan sağlığına ve cebine zararlı maddeler” dedi.
“AİLELER DİKKATLİ OLMALI”
Sağlıksız ve zararlı maddelerin reklamlarla insanları yönlendirildiğine dikkat çeken Dinç, “Burada vatandaşlarımız daha dikkatli ve seçici olmalı. Mesela canınız meyve suyu çektiğinde gidip aromalı ve kimyasal karıştırılmış meyve sularını almak yerine bir kilo portakal alıp suyunu çıkarabilirler. İki kilo portakal parasına gidip aromalı sular alarak C vitamini aldıklarını düşünüyorlar. Bu tamamen reklamların yanıltması. Birde bunların çocukların üzerindeki etkisi çok fazla. Burada ailelerin dikkatli olması lazım. Çocuğa izah ederek başka bir ürüne ikame etmesini sağlayıp çocuğu bilinçlendirirseniz bunlar zamanla düzelecektir. Bu bir mücadele. Hükümetimizin yaptığı bu uygulamalarda doğru bir uygulamadır ve her zaman destekliyoruz. Bunların önlenmesi ve önüne geçilmesi şart” diyerek sözlerine son verdi.
YİĞİT BERKAY ÇOPUR / YENİ HABER GAZETESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.