'Eğer dünya değişiyorsa...'

Eğer dünya değişiyorsa...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na Woodrow Wilson Kamu Hizmeti Ödülü verildiği organizasyonda yaptığı konuşmada:
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Eğer dünyanın zemini değişiyorsa, biz de o zeminin üzerinde sabit duramayız ama sabit durduğumuz noktalar ilkelerimizdir'' dedi.

Bir otel'de düzenlenen törende, Woodrow International Center tarafından Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na ''Woodrow Wilson Kamu Hizmeti Ödülü'', Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk'e ise ''Woodrow Wilson Kurumsal Yurttaşlık Ödülü'' verildi.

Davutoğlu ve Şahenk'e ödüllerini, Woodrow Wilson International Center Başkan Yardımcısı Michael H. Van Dusen takdim etti.

Ödülü aldıktan sonra konuşan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Woodrow Wilson Vakfını araştırırken bazı noktaların dikkatini çektiğini belirterek, Wilson'ın eğitim ile siyaset arasındaki ince çizgiyi en iyi şekilde yakaladığını herkese göstermeyi başardığını söyledi.

Kendisinin de amacının hep Türk zihniyetini yeniden oluşturmak, kendi tarihi ve kendi coğrafi gerçeklerinden ilham alarak dünyaya anlatmak ve bu doğrultuda yeni nesiller yetiştirmek olduğunu, ancak kendisini siyasi hayatın içinde bulduğunu kaydeden Davutoğlu, kamu hizmetinin de ne kadar ulvi olduğunu da bu görevleri sayesinde öğrendiğini belirtti.

Davutoğlu, hala öğrenmeye devam ettiğini, akan nehirde bir zerre olmaya çalıştığını vurgulayarak, kamu hizmetinin ancak birlikte çalışılan ekiple yapılabileceğini, kendisinin de bu hizmeti Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve diğer kabine üyeleriyle birlikte yürüttüğünü anlattı.

Woodrow Wilson'ın bir diğer özelliğinin de idealizm ile realizm arasında bir denge kurmaya çalışması olduğunu dile getiren Davutoğlu, idealler ile realizm arasındaki uyumun çok önemli olduğuna dikkati çekti.

''ÖNCE KENDİMİZ İNANMALIYIZ''

Davutoğlu, ''Ben, 'Komşularımızla sıfır problem' dediğimde buna kimse inanmadı. Ancak önce kendimiz inanmalıyız. İdeallerin gerçekleşeceğine kendimiz inanmazsak, onların gerçeğe dönüşeceğine başkalarını da inandıramayız'' diye konuştu.

Türkiye'nin ideallerinin net olduğunu ifade eden Davutoğlu, ''Tarihimizi, coğrafyamızı normalleştireceğiz. Çevremizde ambargo, duvar, nükleer silah istemiyoruz. Yunanistan, Rusya ile barış istiyoruz. Gelecekte hiçbir düşmanlık istemiyoruz. Kadim dost ve gelecekte dost istiyoruz. Ermenistan'a da Yunanistan'a da bakışımız bu'' dedi.

Davutoğlu, o yüzden 7 yıldır ''komşu ülkelerle sıfır problem'' ilkesini savunduklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

''İşte bugün geldiğimiz nokta ortada. Bunu en iyi iş adamlarımız görüyor. Hangi iş adamımızın bugün bir kriz beklentisi var? Bırakın yakın vadede, orta vadede bir kriz beklentisi var mı? Hangi iş adamımız Türkiye'nin komşularıyla bir gerilim yaşadığını düşünüyor? Sırf Yunanistan ile bir günde 22 anlaşma imzaladık. Oysa Cumhuriyet tarihi boyunca Yunanistan ile imzalanan anlaşma sayısı sadece 35. Bu anlaşmaları Ermenistan ile de Kafkasya ile de inşallah yapacağız. İşte bizim hedefimiz bu. Peki bu hedefler, küresel barış isteyen sayın Obama'nın hedefleriyle uyuyor mu? Bence uyuyor. Aslında Türkiye ve Amerika birbirini tamamlıyor.''

Küresel bir barış kurulmak isteniyorsa, Türkiye ve ABD'nin işbirliğinden daha doğal bir şey olamayacağını ifade eden Davutoğlu, ''Yeter ki karşılıklı anlayışla ortak bir strateji geliştirelim. İşte bu tamamlayıcı özellikten dolayıdır ki Türkiye ile Amerika ilişkileri bundan sonra soğuk savaş dönemindeki gibi olmayacaktır'' dedi.

Davutoğlu, ''Dünyada yeni bir paradigmaya ihtiyacımız vardır. Bu yeni dünya düzeni içinde Türkiye ve Amerika'nın yeni bir paradigmaya ihtiyacı vardır. Neden yeni bir dünya düzenine ihtiyacımız var? Çünkü mevcut sistem bugünkü ihtiyaçlara cevap vermiyor. Çünkü dünyanın ekonomik düzeni bu yükü kaldıramıyor. Küresel ekonomik krizlere cevap vermiyor. Onun için G-8 yetmiyor, G-20 lazım. Artık Avrupa merkezli bir kültür yok sadece'' diye konuştu.

Bu gelişmelerden dolayı Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nde görev aldığını ve iki yıl boyunca bu görevi başarıyla sürdürdüğünü belirten Davutoğlu, Türkiye'nin G-20 içinde aktif bir görev yüklendiğini ve Medeniyetler İttifakı projesinde eş başkanlık üstlendiğini aktardı.

''ANADOLU'DA RAHAT UYUMANIN ŞARTI...''

Türkiye'nin AfroAvrasya'nın merkezinde bulunduğu için bu görevleri üstlendiğini anlatan Davutoğlu, ''Balkanlar'da, Orta Doğu'da, Kafkaslar'da biz olacağız. Orta Asya'da, Akdeniz'de, Karadeniz'de, Hazar'da biz olacağız. Eğer oralarda o problemleri bulundukları yerde çözme gücünü gösteremezsek, Anadolu'da rahat uyuyamayız. Anadolu'da rahat uyumanın şartı Bosna Hersek'te, Saraybosna'da insanların rahat uyumasıdır. Filistin'de, Irak'ta, Orta Doğu'da, Kafkaslar'da insanların rahat uyumasıdır. Bu misyon bizim etrafımızla barış içinde olmamızı gerektiriyor. İşte sayın Obama'nın bugün benimsediği yeni dünya düzeni ile bizim misyonumuz da örtüşüyor'' dedi.

Son günlerde gereksiz yere, Türkiye'nin ekseninin kaydığı yönünde eleştiriler yapıldığını hatırlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Eğer dünyanın zemini değişiyorsa biz de o zeminin üzerinde sabit duramayız ama sabit durduğumuz noktalar ilkelerimizdir. Bu ilkeler nedir; barış, istikrar, refah, güvenlik, komşu ülkelerle sıfır sorundan tutunuz da Medeniyetler İttifakı'na kadar uzanır. Kim küresel barışın yanındaysa biz de onun yanındayız. Kim bölgesel barışın yanındaysa biz de ondan yanayız. Kim bölgesel barışı tehdit edecek adımlar atıyorsa, ona da karşı dururuz. İdealizmde dayandığımız yer budur. Son 7 yılda ne Cumhurbaşkanı ne Başbakan irrasyonel bir siyaset dili kullanmamıştır. İdeolojik ya da tek kültürlü bir tavır takındığımızı kimse söyleyemez. Bu anlamda bizim bugün doğuya döndüğümüzü düşünenler, bu hükümet döneminde AB müzakere sürecinin başlatıldığını, en kapsamlı reformların bu dönemde yapıldığını unutmasınlar. Bugün 'Yönümüz acaba nereye gidiyor?' diye düşünenler, NATO'ya en büyük katkıyı Türkiye'nin yaptığını unutmasınlar. Bosna'da, Afganistan'da Türkiye'nin Amerika ile birlikte çaba sarf ettiğini unutmasınlar.''

''SEZAR VARİ DEĞİL, MARCUS AURELİUS VARİ YÖNTEM''

Yeni bir dünya düzeninin oluştuğunu ifade eden Davutoğlu, bu düzende güç merkezinin Amerika olduğunu ama bu gücün ayakta kalması için gerekli olan yöntemin Sezar vari bir yöntem değil, Marcus Aurelius vari bir yöntem olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, yeni düzenin paylaşılarak, konuşularak birlikte oluşturulacağını belirterek, ''Onun için sayın Obama yönetime geldiğinde Türkiye-Amerika ilişkilerinin en iyi dönemini yaşanacağını söylemiştim. Hala da aynı düşüncedeyim. Türkiye'nin küresel politikalarıyla Amerika'nın politikaları arasında tam bir uyum vardır'' dedi.

Ödül törenine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun eşi Sare, kızları Meymune, Sefure, Hacer Bike ve oğlu Mehmet Davutoğlu ile çok sayıda davetli katıldı.

AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.