Din görevlisi sigara içmez

Din görevlisi sigara içmez
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından geçtiğimiz günlerde ‘Sigara’ ile ilgili önemli bir karar alındı. Diyanet çevrelerinde konu ile ilgili olarak görüş farklılıkları olsa da, uygulama genel anlamda destek görüyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından geçtiğimiz günlerde ‘Sigara’ ile ilgili önemli bir karar alındı. Diyanet çevrelerinde konu ile ilgili olarak görüş farklılıkları olsa da, uygulama genel anlamda destek görüyor. Diyanet-Sen Konya Şube Başkanı Ali Koç, uygulamanın doğru ama yöntemin yanlış olduğunu belirtirken, Konya İl Uzman Vaizi Mehmet Toker, “Uygulama isabetli bir karar oldu. Yaraya pansuman yapmak yerine neşter vurduk” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’tan da bir açıklama geldi. Kararın bugüne kadar alınmış en hayırlı kararlardan biri olduğunu söyleyen Erbaş, “Vatandaşlarımız elinde sigara bulunan din görevlisi görmek istemiyor” dedi.  Türkiye genelinde bütün din görevlerine iletilen kararda; hac ve umre görevlendirmelerinde sigara içmeyen personelin tercih edileceği duyuruldu. Konuyla ilgili gazetemize özel açıklamalar yapan Konya İl Uzman Vaizi Mehmet Toker, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hacca gidecek din görevlilerinin sigara içmeyecek olanlardan seçecek olması isabetli bir karar. Çünkü sigara İslam alimlerinin büyük bir çoğunluğu tarafından tahrimen mekruh olarak ifade edilmiş. Son dönemdeki araştırmalarla sigaranın vücut üzerindeki ortaya çıkarmış olduğu zararlarda söz konusu olunca, yeni fetvalarda sigaranın haram olduğu belirtiliyor. Bir taraftan hac ve umre gibi önemli bir vazifeyi ifa edecek veya diğer taraftan mihraba geçip insanların ibadetine önderlik yapan insanların, tahrimen mekruh olarak ifade edilen bir maddeyi kullanmaları doğru bir davranış değildi. Böyle olduğu için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu yöndeki kararı olumlu ve doğru bir karar. Yıllardır din görevlilerinin, müftülerin, imamların, vaizlerin cemaatin göreceği yerlerde sigara içmelerinin doğru olmadığını söylüyordu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu yöndeki kararı isabet oldu” diye konuştu.

“YARAYA NEŞTER VURDUK”

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ifadelerinden anlaşıldığı üzere sigara yasağı sadece hac görevi ile sınırlı kalmayacağını aktaran Toker, “Yani mihrap, imamlık, kuran kursunda eğitmenlik gibi diğer alanlarda da genişletmeyi de düşünüyorlar. Ancak niye sadece hac ve umre? Çünkü kutsal topraklarda bulunuyorsunuz. Bizim açımızdan inanç olarak Mekke ve Medine’nin ayrı bir önemi var. Oraya giden vatandaşlarımız hayatında bir defa bu ibadeti yapacaklar. Oradaki vatandaşlarımıza örnek bir din görevlisi profili çizmediğimiz zaman hac, onlar için belki hayatlarında bir değişime ve dönüşüme neden olmayacak. Hac, bir anlamda insanın kendisini yenilemesidir. Bir anlamda da o yaşına kadar işlemiş olduğu günahlardan arınmasıdır. Böyle bir ortamda ve ibadet esnasında size rehberlik eden kimsenin böyle bir tahrimen mekruh olduğu ifade edilen bir maddeyi kullanıyor olması, ister istemez bir ikileme sebep oluyor. Bu yasak caydırıcılık açısından daha caydırıcı bir tedbir. Hac ve umreye gidebilmek için kişi bıraktığı zaman diğer görevlerinde de ister istemez bırakmış olacak. Bu caydırıcılığın temini noktasında alınmış bir karar. Bu açıdan hac ve umre konusunda alınmış bir karar. Yarayı pansuman etmek yerine neşter vurarak ameliyatla tedavi etme şeklinde değerlendirebiliriz” şeklinde konuştu. 

mehmet-toker.gif

“İSABETLİ BİR KARAR OLDU”

Diyanet İşleri Başkanlığı görevlilerinin sadece 657’ye tabi devlet memuru olmadığını vurgulayan Toker, “Diyanet İşleri Yasası olan 6002’ye tabi görevlilerimiz var. Hukuki açıdan 657 sayılı devlet memurları kanununa tabi devletin herhangi bir biriminde çalışan memur, diyelim ki içki içmesi veya zina yapması herhangi bir sıkıntı yok. Yani görevden atılma sebebi değil. İş mekânı dışında içki içmesi, kumar oynaması gibi durumlar görevden atılma sebebi değildir. Ama 6002 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluş hakkındaki kanunda din görevlisinin içki içmesi, doğrudan memuriyetten atılma sebebidir. Onun için hukuk bir de Diyanet İşleri Başkanlığı görevlilerini bağlayan özel hukuk var. Normal bir vatandaşımızın sigara içmesine hukuk karışmaz. Ancak kapalı alanda, hastane ve okul yakınında sigara içilmemesine yönelik engelleyici tedbirler alır. Ama olay özel hukuka girdiği zaman biraz farklılık arz ediyor. Bu noktada dediğimiz gibi pansumanla da yapılabilirdi. Bu da çok uzun süre alırdı. Direkt hac ve umreye gidecek görevlilerin sigaraya içmeyenlerden seçilecek olması, bir anlamda hastalığa pansuman yerine neşter vurma manasına geldiği kanaatindeyim. Bu şekilde ki bir tavrın 657 kapsamında değil, 6002 kapsamında değerlendirildiği için isabetli bir karar olduğu kanaatindeyim” dedi.

“İSLAM HUKUKU, YAŞAYAN BİR HUKUK”

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sigara yasağına karşı, sigaranın mubah olduğuna ve aleyhinde herhangi bir hadis veya hadis olmadığına dair bazı karşı yayınlar başladığını vurgulayan Toker, “O zaman bu anlayışla gidecek olursak İslam Hukuku’nun sonradan ortaya çıkan konularda hiçbir görüş bildirmemesi ve çözüm üretmemiz lazım. Bu da İslam Hukuku’nu donuk bir hale getirir. İslam Hukuku, yaşayan bir hukuktur. Sonradan ortaya çıkan problemlere kıyas yoluyla çözümler üretir, yasaklar ve engeller koyabilir. Bu İslam Hukuku’nun doğallığı içerisinde olan bir durumdur” diyerek sözlerine son verdi. 

ali-koc.JPG

“SİGARA İLE MÜCADELEDE BÜYÜK YOL KAT ETTİK”

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aldığı kararı desteklediklerini söyleyen Diyanet-Sen Konya Şube Başkanı Ali Koç, “İnsan sağlığına zarar veren her şey mekruh ve zararlıdır. Sigara zararlıdır ve Diyanet çalışanları bunu mümkün mertebe kullanmamalıdır. Tamam, burada varız. Fakat bu kararı keskin bir şekilde ifade etmek doğru değildi, teşvik etmek çok daha güzel olurdu” diye konuştu. Sigara içenlerin tespiti konusunda ilk etapta birebir tespitlerin isabet etmeyebileceğini aktaran Koç, “Zamanla müftülükler, birim ve kurum amirleri personel üzerinde bir inceleme yapar ve not düşer. Bu not sistem üzerinden görülür ve kişinin sigara kullanıp kullanmadığının tespiti olur. Bunun tespiti zor değil kolay. Sigara ile mücadelede son 10 yılda büyük mesafeler kat ettik. 15 yıl önce şehirlerarası otobüslerde ve resmi dairelerde bile sigara kullanılıyordu. Bu azaltılarak şuanda kapalı alanların tamamında yasaklandı. Güzel bir şey. Yani sigaranın vücuda zarar veren bir madde olduğu, kişi de bu zorluklardan dolayı kendini zorlayarak sigarayı bırakma yollarını aradığını görüyoruz. Bu iyi bir çaba ve atılım” şeklinde konuştu.

“ATILAN ADIMLARI DESTEKLİYORUZ”

Din görevlilerine yönelik yasaklama ve engellemelerin şimdilik tamamen Hac göreviyle alakalı olduğunun altını çizen Koç, “Bu yasaklamaya tamamen katılıyorum. Ben Hac görevlisi olarak Hacca kafileyi götürdüğümde Hacılarımıza manevi bir havayı teneffüs ettiriyoruz. Manevi hava içerisinde sigara olmaz. Hacıların karşısında, ibadet tavaf yerlerinde ve haram bölgelerinde sigara kullanılmıyor. Kullanılması da yanlış. Fakat bu yasaklama yerine yapıcı bir formül bulunsaydı hedefe yaklaşılabilirdi. Biz din hizmeti yapıyoruz. Devletin kurumları ve arası içinde farklılığımız var. Sıkıntı ve sorunların çözüm yolunu ararken de daha estetik, uygun, ve kabul görür adım atarsak, bu bizi daha cezp eder. Sigaranın sınav kriteri olmasına kesinlikle karşıyız. Onun ötesinde, Diyanetin ve devletin bu tip zararlı maddelere yönelik atmış olduğu adımları da destekliyoruz” ifadelerini kullandı.  

YİĞİT BERKAY ÇOPUR / YENİ HABER GAZETESİ

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.