Depremler bina kontrol talebini artırdı
Yayınlanma:
İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ali Çınar, Konya'da yaşanan depremlerin ardından binaların kontrol edilmesi konusundaki taleplerde patlama yaşandığını söyledi.
İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ali Çınar, Konya'da yaşanan depremlerin ardından binaların kontrol edilmesi konusundaki taleplerde patlama yaşandığını söyledi.
Konya'da 10 ve 11 Eylül tarihlerinde yaşanan 4.5 ve 4.7 şiddetindeki depremler ve ardından oluşan 84 artçı sarsıntıyla vatandaşlar deprem konusunda daha duyarlı hale geldi. Konya'nın 4. derece deprem bölgesi olması ve tarihinde çok az sayıda depreme şahitlik etmesi nedeniyle birçok vatandaş, hazırlıksız olduğu depremle yüzleşmek zorunda kaldı. Birçok sağlık, eğitim ve diğer kurumlarda depremle ilgili bilgilendirici seminerler ve tatbikatlar yapılırken, vatandaşlar da oturdukları binaların sağlamlığından
emin olmak için kontrol ettirme gereği duymaya başladı.
Konya'nın her ne kadar 4. derecede de olsa bir deprem bölgesi olduğu gerçeğini unutmamak gerektiğini belirten İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ali Çınar, "Yaşadığımız sarsıntılar çok büyük sarsıntılar değildi. Ama Konya'daki vatandaşların depreme yabancı ve hazırlıksız olması paniğe neden oldu. Ancak bu deprem halkımızın bu konuda bilinçlenmesine de neden oldu. Deprem sonrası binalarının depreme karşı sağlam olup olmadığını kontrol ettirmek isteyenlerin sayısında neredeyse patlama yaşandı.
Aynı durum Zümrüt Apartmanı faciasından sonra da yaşanmıştı. Ama bizim istediğimiz bu bilincin bir olay yaşandıktan sonra değil her zaman var olması" dedi.
Konya'daki eski ve yeni evlerin bu depremde küçük bir teste tabii tutulduğunu dile getiren Çınar, "Bizim yaptığımız kontrollerde, taşıyıcı sistemlerinde sıkıntı yaşanan herhangi bir binaya rastlamadık. Özellikle 1997'den önce yapılan binaları daha sıkı kontrol ediyoruz. Çünkü 1997'de çıkan Deprem Afet Yönetmeliği gereği yapılan binaların kontrolü daha sıkı bir hale gelmişti. Bazı vatandaşlar duvarlarındaki çatlaklar nedeniyle bize başvuruyor ve korktuklarını söylüyor. Burada asıl tehlike oluşturacak şey
taşıyıcı sistemlerdeki çatlama ve patlamalardır. Duvardaki ya da sıvadaki çatlaklar önemli değil, hatta binanın esnekliğini gösterdiği için iyi bile sayılabilir" şeklinde konuştu.
"ÜLKEMİZDEKİ EN BÜYÜK SORUN MÜTEAHHİTLİK KURUMU"
Türkiye'deki binalarda görülen sıkıntıların başlıca nedeninin müteahhitlik kurumu olduğunu söyleyen Çınar, "Bir mühendis gidip doktorluk yapamaz. Ama cebinde parası olan herkes müteahhitlik yapabiliyor. Türkiye olarak yıllardır bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Bilen bilmeyen herkes bina yapım işine giriyor. Bu kuruma bir standart getirilmesi ve müteahhitliğin bir yapı içine alınması şart. Bu iş sadece müteahhitle de bitmiyor. Bina yapımında proje, kontrol ve denetim üçlüsü çok iyi olacak. Projesi mükemmel
ama yapılışı kötü bir bina nasıl işe yaramazsa, kontrolü mükemmel ama projesi kötü bir bina da o kadar işe yaramaz. Bir bina içinde her şeyi değiştirebilirsiniz ama taşıyıcı sistemi değiştiremezsiniz. Bu nedenle vatandaşlar oturdukları binanın taşıyıcı sistemlerini çok iyi kontrol ettirmeli" diye konuştu.
Konya'da 10 ve 11 Eylül tarihlerinde yaşanan 4.5 ve 4.7 şiddetindeki depremler ve ardından oluşan 84 artçı sarsıntıyla vatandaşlar deprem konusunda daha duyarlı hale geldi. Konya'nın 4. derece deprem bölgesi olması ve tarihinde çok az sayıda depreme şahitlik etmesi nedeniyle birçok vatandaş, hazırlıksız olduğu depremle yüzleşmek zorunda kaldı. Birçok sağlık, eğitim ve diğer kurumlarda depremle ilgili bilgilendirici seminerler ve tatbikatlar yapılırken, vatandaşlar da oturdukları binaların sağlamlığından
emin olmak için kontrol ettirme gereği duymaya başladı.
Konya'nın her ne kadar 4. derecede de olsa bir deprem bölgesi olduğu gerçeğini unutmamak gerektiğini belirten İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ali Çınar, "Yaşadığımız sarsıntılar çok büyük sarsıntılar değildi. Ama Konya'daki vatandaşların depreme yabancı ve hazırlıksız olması paniğe neden oldu. Ancak bu deprem halkımızın bu konuda bilinçlenmesine de neden oldu. Deprem sonrası binalarının depreme karşı sağlam olup olmadığını kontrol ettirmek isteyenlerin sayısında neredeyse patlama yaşandı.
Aynı durum Zümrüt Apartmanı faciasından sonra da yaşanmıştı. Ama bizim istediğimiz bu bilincin bir olay yaşandıktan sonra değil her zaman var olması" dedi.
Konya'daki eski ve yeni evlerin bu depremde küçük bir teste tabii tutulduğunu dile getiren Çınar, "Bizim yaptığımız kontrollerde, taşıyıcı sistemlerinde sıkıntı yaşanan herhangi bir binaya rastlamadık. Özellikle 1997'den önce yapılan binaları daha sıkı kontrol ediyoruz. Çünkü 1997'de çıkan Deprem Afet Yönetmeliği gereği yapılan binaların kontrolü daha sıkı bir hale gelmişti. Bazı vatandaşlar duvarlarındaki çatlaklar nedeniyle bize başvuruyor ve korktuklarını söylüyor. Burada asıl tehlike oluşturacak şey
taşıyıcı sistemlerdeki çatlama ve patlamalardır. Duvardaki ya da sıvadaki çatlaklar önemli değil, hatta binanın esnekliğini gösterdiği için iyi bile sayılabilir" şeklinde konuştu.
"ÜLKEMİZDEKİ EN BÜYÜK SORUN MÜTEAHHİTLİK KURUMU"
Türkiye'deki binalarda görülen sıkıntıların başlıca nedeninin müteahhitlik kurumu olduğunu söyleyen Çınar, "Bir mühendis gidip doktorluk yapamaz. Ama cebinde parası olan herkes müteahhitlik yapabiliyor. Türkiye olarak yıllardır bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Bilen bilmeyen herkes bina yapım işine giriyor. Bu kuruma bir standart getirilmesi ve müteahhitliğin bir yapı içine alınması şart. Bu iş sadece müteahhitle de bitmiyor. Bina yapımında proje, kontrol ve denetim üçlüsü çok iyi olacak. Projesi mükemmel
ama yapılışı kötü bir bina nasıl işe yaramazsa, kontrolü mükemmel ama projesi kötü bir bina da o kadar işe yaramaz. Bir bina içinde her şeyi değiştirebilirsiniz ama taşıyıcı sistemi değiştiremezsiniz. Bu nedenle vatandaşlar oturdukları binanın taşıyıcı sistemlerini çok iyi kontrol ettirmeli" diye konuştu.
Sağlık
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.