'Davamız Allah davasıdır'

Davamız Allah davasıdır
Aydınlar Ocağında Üstâd Necip Fazılı anlatan Prof. Dr. Sami Güçlü, Cumhuriyet döneminde İslâmı bir hayat tarzı olarak sunan mütefekkir Necip Fazıl Kısakürekin dâvâsı, Allah davasıdır dedi.

Aydınlar Ocağı’nda Üstâd Necip Fazıl’ı anlatan Prof. Dr. Sami Güçlü, “Cumhuriyet döneminde İslâm’ı bir hayat tarzı olarak sunan mütefekkir Necip Fazıl Kısakürek’in dâvâsı, Allah davasıdır” dedi.

Konya eski Milletvekili olan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Güçlü, “Cumhuriyet döneminde İslâm’ı bir ideoloji olarak ilk defa söz eden ve bir hayat tarzı olarak sunan mütefekkir Necip Fazıl Kısakürek’in dâvâsı, kendi deyimiyle Allah davasıdır” dedi.
Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbetleri’nde, vefatının 29, yıldönümü münasebetiyle Üstâd Necip Fazıl Kısakürek’i hatıraları, 1940’lı, 50’li ve 60’lı yıllarda Anadolu’nun çeşitli şehir, ilçe ve kasabalarında yaptığı konuşmaları ile makalelerini dinleyicilerle paylaşarak anlatan Prof. Dr. Sami Güçlü, çok yüksek kapasiteli ve sanat gücü olan bir şâirle kurulan bağı, günümüz gençliği dahil hiçbir zaman koparmamak lâzım geldiğini söyledi. Sözlerine “Necip Fazıl, rehber olarak seçeceğimiz şahıslardan birisidir” şeklinde devam eden Prof. Dr. Güçlü, Üstâd’ın doğduğu yıllarda Batı âlemini positivizm, materyalizm ve komünizm gibi akımların sardığını ve Batı kaynaklı ulusçuluk (ırkçılık) ile ulus devlet düşüncelerinden İslâm dünyasının da oldukça etkilediğini ifade etti. Necip Fazıl’ın, 30 yaşından önce büyük şöhrede ulaştığını ve dönemin devlet ricali tarafından himaye gördüğünü kaydeden Güçlü, 1936’da Ağaç dergisini çıkartan ve 1948’de de Büyük Doğu’da çıkan bir makalesinde aydınlara yönelik olarak “Allah’a inanıyor musunuz?” sorusunu sorduğunu belirtti. Büyük Doğu’nun daha sonra bir mektep, bir üniversite görevi gördüğünü kaydeden Güçlü, “Cumhuriyet döneminde İslâm’ı bir ideoloji olarak ilk kez söz eden ve bir hayat tarzı olarak sunan bir mütefekkir olarak Necip Fazıl’ın bu çıkışı çok önemlidir. Allah dahi demenin suç sayıldığı Tek Partinin reformlarına karşı çıkarak bunu yazılarına döken Necip Fazıl, bu mücadelenin ancak yeni bir iman, yeni bir düşünce tarzının ortaya konulmak suretiyle başarıya ulaşılabileceğini ifade ediyor.” diye konuştu.

 

Büyük Doğu dergisinin en fazla satıldığı Tavşanlı’da, halka karşı verdiği bir konferansında Necip Fazıl’ın; “Dâva, Allah dâvâsıdır.” diyerek gönlünde ve düşüncesindeki hakikati bu şekilde ortaya koyduğunu, 1950’de Kütahyalılara Büyük Doğu Medeniyeti’ni anlatırken de şuurunda bir medeniyet persfektifi olduğunu ve bir dâvânın intikal sahasının da gençlik olmasından dolayı Üstâd’ın gençliğe büyük önem verdiğini söyledi. Zindandan Mehmet’e mektup şiirindeki Mehmet’in, oğlu olmayıp gençliği sembol olarak muhatap aldığını kaydeden Güçlü, Necip Fazıl’ın “Genç Adam, Özlediğim Nesil ve Gel Artık” başlıklı makalelerinde de gençliği hedef aldığını ve “Herşey senin maya tutmana ve geleceğine bağlı.” dediğini ifade etti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.