ÇAYbucks
Sokaklarda ve sahillerde termosla çay servisi yapan satıcılar, 8 liraya çay satan dünyaca ünlü kahve zincirlerine meydan okuyor. Ülkemizde kahve mekanlarının popüler hale gelmesi ve insanımızın çay tiryakiliğiyle birlikte sokak satıcılığında yeni bir iş kolu ortaya çıktı. Eskiden de rastladığımız örneklerinden farklı olarak 'seyyar kafe' görünümü veren bu satıcılarda çay ve kahvenin birden çok seçeneğini bulmanız mümkün.
AYDA EN AZ 6 BİN LİRA
Ünlü kahve markalarınkine benzeyen karton bardaklarla günde 200 adet çay ve kahve satıldığını öğreniyoruz. Daha çok turistik bölgeler ve İstanbul'un yoğun noktalarında görebildiğiniz seyyar kafelerde çay 1, kahve ise 2 lira aromalı olsun derseniz 3 lira. Kimi günlük kazancının 80 lira kimi de 200 lira olduğunu belirtirken, işin sırrını 'doğru zamanda doğru yerde olmak' şeklinde paylaşıyorlar. Birçoğu zabıta ile yaşanan sorunlar yüzünden belediyeler ile davalık. Aylık kazançların 6 bin lirayı geçtiği piyasayı satıcılardan dinliyoruz.
GÜNDE 100 BARDAKTAN FAZLA SATIŞ
Seyyar kafelerin en sık görüldüğü semt Beyoğlu civarı. Özellikle işe gidiş geliş saatleri ve hafta sonları adam başı seyyar satıcı görmeniz mümkün. 'Şimdilerde moda çay-kahve' diyen Halit G., tezgahüstü piyasanın eskilerinden. Beyoğlu civarında 30 yıldır satıcılık yaptığını, bu işte günde 100 bardaktan fazla satarak 150 lira civarında kazandığını söyledi. 'Hafta sonu bereketi' dediği zamanda ise Halit G., 5 saatlik mesai sonrasında 300 lirayı bulan günlük kazançtan söz ediyor.
ÜNLÜ KAHVE MARKALARINA RAKİBİZ
'Onlardan farkımız yok' diyerek ünlü kahve mekanlarına rakip olduklarını belirten Kemal T. önceleri Arap turistlere ancak son aylarda çalışan kesime kahve satışı yaptıklarını dile getirdi. Kemal T., Karadeniz usulü demlediğini söylediği çayına güvenmekle kalmıyor. Piyasadaki hazır kahve çeşitlerini toplayıp ürün yelpazesini de geliştirmiş. Kemal T., bu pazardaki kazançların yükselmesiyle satıcı sayısının 4-5 katı arttığını ve birçok semte yayıldığını anlatıyor.
EN İŞLEK YERDE DURMAK LAZIM
Ayda 4 bin tl civarı kazandığını söyleyen Recep Bayram, Kabataş ve Taksim civarında seyyar satıcılık yapıyor. 'En yoğun saatlerde, vatandaşın elinin altında olmalısın ki, seni aramadan çayını alıp gitsin' diyor. Recep Bayram kendi satış stratejisini şöyle anlatıyor: 'Zamanla sizi tanıyanlar olur, günaydın dersin, ayak üstü sohbet edersin. Taksim Meydanı'da heykelin orda satış yapıyorsan, çimenlere oturan senle sohbet eder. İçini döken bile olur. Eğer aynı yerlerde dolaşıyorsan zamanla sadık müşterin olur.' Seyyar kafeler, günlük kazançlarıyla, ünlü kahve zincirlerinin 10 dakikalık geliri etmese de, hem ucuz hem de hızlı şekilde kahvenizi alıp işinize gücünüze koşturacağınız türden.
İŞİNE YETİŞENE SOKAKTAN SERVİS
Hanife-Lütfü Doğan çifti günde 100 lira kazanıyor. Tarlabaşı'ndaki evlerinde çayları demleyip Beyoğlu sokaklarında satıyorlar. Zabıtalarla sıkça sorun yaşadıklarını söyleyen Doğan çifti, 'İş saatlerinde hizmeti insanımızın ayağına götürüyoruz' diyerek bir nevi savunma yapıyor. Hanife Hanım akşam saatlerine kadar ev ve tezgah arasında mekik dokuyor. Sabit mekanları yanında, Lütfü Doğan, termostaki çay ve kahveleri Beyoğlu'nda satıyor, okul çıkışı oğulları da dahil oluyor.
GELİRİ DÜŞEN ÇEVRE ESNAFI SATICILARIN PEŞİNE DÜŞTÜ
Satıcılarla konuştuğumuz bölgedeki esnafın da görüşlerini alıyoruz. Seyyar satıcıların, gelirlerini düşürdüğünü belirten esnaf, 'Biz niye vergi veriyoruz' diye soruyor. Zabıtaların ancak belli saatlerde denetim yaptığını söyleyen kafe sahiplerinin bazıları satıcılarla kavgaya varan sorunlar yaşamış. Tophane bölgesindeki esnaf ise çareyi, personelini benzer şekilde sahilde satış yapmaya yollamakta bulmuş.
3 saat tezgah aç 4 bin TL kazan
İstanbullu'ların akşam eve dönerken geçtiği metro çıkışında yoğunlaşan açık hava pazarında şimdi de seyyar kafeler boy gösteriyor. Aksaray Metrosu ve Yenikapı Marmaray'ın yoğun saatlerinde günlük ortalama 3-4 saatlik çalışma ile ayda 4 bin lirayı bulan bir gelir elde etmek mümkün. Mehmet Erbir, gün içinde elinde termosu ile Aksaray ve Yenikapı metro istasyonları arasında çalışıyor. Arap turistlerin getirdiği bereketten memnun olan Elbir, 'Çok şükür Marmaray satışlarımızı 2 kat artırdı. Elinde simidi olan adam soluğu bizim yanımızda alıyor' dedi.
Çay duyguların sıvı halidir
Savaştan kaçıp, dilencilik yapmak zorunda kalan Suriyeliler de başlamış çay satmaya, önce hayatta sonra ayakta kalmak için. Karşılaşamadık ama duyumu bile yetti mutlu olmamıza. Keyfimize diyecek yok hani. Bahar gelmiş, tepende güneş, çimenlere yayılmışız, haber yapıyoruz işte bu şartlarda. Elimde bir bardak çay, evet çay. 'Hani peynir ve simitle dayanılmaz olan', 'Sabah işe gitme isteğiyle yakından ilgili', 'Demini alan sohbetlerde, ince bellide içilen.' 'Çay duyguların sıvı halidir' der Bekir Erdoğan, hani 'Herşey iyi de, Ben onsuz biraz sıkıntılıyım' dedirteninden.
Kaynak: Yeni Şafak
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.