Başörtüsünü 13 Eylül'de çözelim
MAHKEMEYE GİDEN DİLEKÇEDE ONUN DA İMZASI VARDI
"Samimi bulmuyorum. Niçin, çünkü başörtüsü konusunda biliyorsunuz parlamentoda bizim MHP ile bir anayasa değişikliği çalışmamız olmuştu. Bu tabi inanç özgürlüğünün, eğitim özgürlüğünün, özgürlüklerin bir gereğiydi. O zaman 411 oyla parlamentodan geçti. CHP grubu bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. CHP Genel Başkanı'nın da imzası vardı. Anayasa Mahkemesi'nden de malum, bununla ilgili olumsuz bir karar çıktı. O zaman bu tavrı takınan şu andaki CHP Genel Başkanı'nın söylemlerine ben nasıl inanayım.
CHP'DEN BÖYLE BİR TEKLİF GELİRSE SEVİNİRİZ
Gelecekte bununla ilgili atılacak bir adımda bizim zaten tavrımız belli, öyle zannediyorum ki MHP de tavrını değiştirmeyecektir. CHP böyle bir tavır ortaya koyuyorsa, bu işte seviniriz, müşterek olarak da böyle bir adımı yine atarız. Bunun için çok fazla beklemeye de gerek yoktur. Hemen 12 Eylül'ün arkasından bu işi çözeriz."
BİR TASARIMCIYA GEREK YOK
"Ama 'bu işi ben çözerim' ifadesi çok çok enteresan" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda diyorlar ki 'şöyle bağla, böyle bağla'. Bu yaklaşım tarzını sizler doğru buluyor musunuz? Bırakın nasıl bağlarsa bağlasın. Özel bir tasarımcı mı bunun için ayarlayacağız. Bırak kendisi nasıl bağlıyorsa öyle bağlasın. Buna kimsenin bir isim yakıştırmasına gerek yok. Özgürlükleri bu noktada sınırlamanın kimseye bir hak getirdiğini söyleyemezsiniz. Çünkü onun sahibi odur. Yani bunu sen eğer olgunlaşma enstitüsüne vereceksen, o zaman bütün öğrencilerin hepsini ver olgunlaşma enstitüsüne oradan bunlar yapılsın.
SON KARARI VERECEK MERCİ DİYANET
"İlke noktasında karar verecek bir merci arıyorsan onun için şu veya bu kişi değil Türkiye'nin Diyanet İşleri Başkanlığı var.
Onlar bununla ilgili 1982 de zaten gerekli olan inanç noktasında ölçü neyse bu ölçüyü ortaya koydular. Öyleyse, bunun için tasarımcı aramana gerek yok."
Arkadaşımız yanlış söylemiş
Referandumu kimsenin güven oylamasına dönüştürmemesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, AK Parti'den bu minvalde yapılan açıklamaları da yanlış bulduğunu söyledi: "Bu oy pusulasında hiçbir partinin amblemi yok. Burada sadece 'evet', 'hayır' var. Kimse gidip de partinin amblemi üzerine oy vurmayacak. Kimsenin bunu bir güven oylamasına dönüştürmeye hakkı yok. Bunu bizim tarafımızdan söyleyen bir arkadaşımız varsa yanlış söylemiş. Muhalefet böyle bir şey söylüyorsa o da yanlış söyler. Diyelim ki evetler çok çıktı, zil takıp oyna, haşa. Böyle bir şey olamaz. Bu çok yanlış olur."
TÜSİAD hangi yüzle gelecek
Erdoğan, TÜSİAD'ın referandumdaki tavrına ilişkin eleştirilerini sürdürdü.
Erdoğan bir soru üzerine, "Şimdi biz TÜSİAD ile bu konuları görüştük. Görüştüğümüzde çok farklıydılar, daha önce yaptıkları çalışma var. Daha sonra bunların bir sessizliğe bürünmüş olmaları, zaman zaman böyle farklı açıklamalar yapmaları tabii rahatsız edici" karşılığını verdi. Erdoğan şöyle konuştu: "Ekonomik Sosyal Konsey'e o zaman biz sizi niye koyuyoruz? Siz talep ettiniz, 'biz de orada bulunmalıyız' dediniz ve biz sizi anayasal güvence altına alıyoruz. Peki yarın 'evet' oyu çıktığı zaman siz hangi yüzle gelip de buradaki çalışmalara katılacaksınız? Kaldı ki biz bunu söylerken 'illa evet diyin' demedik ki, dedik ki 'evet diyeceksiniz 'evet' deyin, 'hayır' diyecekseniz 'hayır' deyin. Ama 'hayır diyeceksiniz bunun neyine hayır diyeceksiniz' dedik."
Dedelerin talimat dönemi bitti
Başbakan Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği paketinin özgürlük paketi olduğunu ifade ederek, değişikliğin hayata geçmesi durumunda bir çok şeyin önünün açılacağını söyledi. Partisince Ankara'da düzenlenen mitingde konuşan Başbakan Erdoğan, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın yasal dinlemeye takılan ve HSYK'da yaşananları gözler önüne seren görüşmelere değindi.
HEMEN AÇIKLAMAZSAN NAMERTSİN
Anayasa değişikliği paketinin özgürlükler mücadelesi için en önemli fırsat olduğunu anlatan Erdoğan, "Birilerinin arka bahçesi artık milletin ön bahçesi oluyor. Bu paket özgürlükler paketidir. Değişim bir çok şeyin önü açılıyor. Artık telefonla 'felancayı, felanca yere atayalım' dönemi bitiyor. Dedelerden talimat alarak birilerini bir yerlere atama dönemi bitiyor. Rahatsız eden şey artık taşradaki hakim savcıların oy kullanacak olması. Bu durum bunları çıldırtıyor" diye konuştu. PKK ile pazarlık yapıldığı iddialarına da 'Öcalan'la görüşeni partimde yaşatmam" diye karşılık veren Başbakan, MHP lideri Bahçeli'ye de çağrıda bulundu: Öcalan'ı imzanla idamdan sen kurtardın. Kimle nerede, ne zaman görüşmüşüm açıkla.İddiaları hemen açıklamazsan namertsin"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.