"Avrupa'nın tavrı aşağılık"

Avrupanın tavrı aşağılık
Ünlü sosyolog Alain Touraine, Batı'yı bölgeye çekme stratejisi izleyen IŞİD'e Müslüman devletlerin bitirebileceğini söyledi. Örgüte Yahudilerin bile katıldığına dikkat çeken Touraine Avrupa'nın göçmen sorununa yaklaşımını ise "aşağılık" olarak niteledi.

Ünlü sosyolog Alain Touraine, Habertürk gazetesine verdiği röportajda çarpıcı tespitler yaptı. IŞİD'i Müslüman devletlerin bitirebileceğini söyleyen Touraine, şöyle konuştu:

"Amerikalılar ülkelerinin işgal edildiğini hiç görmemişti. 11 Eylül’ün beklenmedik, barbar, şiddetli karakteri; bürokrat, işadamı binlerce kişinin ölümü bir travmaya yol açtı. Neocon’lar döndü. Göç, eşitlik ve özgürlük ülkesi ABD, saldırgan, karanlık, savaşçı bir ülkeye dönüştü. Sonuç, 2003’te Irak’ın işgaliydi. Ve Guantanamo, Ebu Garip…"

IŞİD Müslüman topluma siyasi anlam yükleme çabası

"Bir yanda Sünni ama ülkesinin Şii çoğunluğuna düşman Saddam Hüseyin, diğer yanda Suriye’de başka azınlıklarla desteklenen Alevi Hafız Esad ve oğlu Beşar. İlki 80 bin, ikincisi 100 binden fazla Suriyeli’yi katletti. İşte buralarda ulus-devletin başarısızlığı, pozitif milli şuur yerini “günahkâr yabancı”ya yani “İslam’a saygı duymayan”a nefrete bıraktı. Biz, onlar için günahkârız. IŞİD (İslam Devleti) ne? Bir devlet değil. Ümmet”e yani Müslüman topluma siyasi anlam yükleme çabası."

Biz milleti Osmanlı'da çok iyi gördük

"Biz milleti Osmanlı’da çok iyi gördük. Hıristiyanlar, Yahudiler, o millet rejimi altında yaşıyordu. Sınırlı hakları vardı ama korunuyorlardı ve Türk imparatorluğu başka ülkelerle ticaret yapıyordu. Ümmetin devlete dönüşme formülü ile ulus-devlet tamamen zıttır."

IŞİD Batı'yı bölgeye çekmeye çalışıyor

"Temel sonuç, IŞİD’i Batılı güçlerin değil bizzat Müslüman ulus-devletlerin yok edeceğidir. 100 bin Amerikan, İngiliz, Fransız askeri gönderseniz de bir şey olmaz. Oradaki halk tarafından katledilirler. Biri bunu “IŞİD Tuzağı” olarak adlandırdı. IŞİD mümkün olduğunca nefreti körüklemek ve Suriye’nin işgal edilmesini sağlamak istiyor. 50-100 bin kişiler ama Batı bunu yaparsa milyonlarca Arap, Kürt ve başka ülke insanı bu Haçlı Seferi’ne karşı koyacak. IŞİD , bir nefret yaratıp Batı’yı bölgeye çekmek istiyor. Ama Batı aptal değil ve bunu yapmayacak."

Avrupa İslam'ı teolojik olarak zayıf

"Avrupa İslam’ı ve genel olarak İslam; Yahudi, Hıristiyan veya Budist dünyayla mukayese edildiğinde müthiş bir entelektüel, teolojik zayıflık gösteriyor. Bu gençler dini amaçlarla cihada gidiyor ama büyük çoğunluğu Kuran’ı bilmiyor. Öte yandan 11 Eylül’den sonra, Batı’daki anti-Arap duygular da İslamofobi’ye dönüştü. Batı boş bir tecrübe haline gelince, Müslüman olan aşağı görülmeye başlandı. Fransa, İngiltere, Almanya, Belçika dinin özel alanda yaşandığı toplumlar. Bu gençler çoğunlukla alt sınıftan, işsiz, varoşta oturuyorlar. Müslüman dünyada yaşamlarına anlam veren bir şey buluyorlar. Ama bu onları ölüme götürecek kadar önemli bir anlam. Bu, Avrupa’da yaşananları açıklıyor. Ama kişisel olarak ben bu açıklamalara çok inanmış değilim."

Yahudiler bile IŞİD'e katılıyor

"Bu cihatçı ağa katılanlar 10 bin kişi diyelim. Ama bizde 5.5 milyon Müslüman var. Demek sayıları sınırlı. Öyleyse biz, meselelere Batı’nın gözüyle bakmayı bırakalım. IŞİD-cihat Müslüman dünyanın parçasıdır. Onu Müslüman dünyanın kavramlarıyla anlamaya çalışmalıyız. IŞİD, Avrupa’nın kötü işleyişinden doğmadı. İkinci olarak, bunların hepsi hapse girmiş, orada radikalleşmiş değil. Orta sınıfa mensup cihatçılar da var. Biriyle tanışıp sadece dini keşif için gidiyorlar. Bu orta sınıf cihatçılarda iki önemli olgu var. Biri, kadın sayısındaki inanılmaz artış. Alt sınıftan cihatçılarda ise çok olan erkekler. Önemli bir diğer tespit de din değiştirmiş olanların oranı. Fransa’dan IŞİD’e katılmış dönme Yahudiler bile var.

Avrupa'nın tavrı aşağılık

(Avrupa’ya gelelim. Ciddi bir göçmen sorunu var. Akdeniz’de binlercesi öldü) Böyle bir sorun yok. Bu konuda çaba göstermeyen, Sudan, Suriye, Libya’dan vs. gelen 500 bin göçmene yardım edemeyen 500 milyonluk Avrupa’nın aşağılık tavrı var. Paris’te göçmenlerin polislerce dövülerek otobüse bindirildiğini gördüm. Ama aynı gün Seine Nehri kenarındaki 200 göçmene çok sayıda gönüllü yardım ediyordu. Yani hükümetler göçmenlere çok kötü davranıyor, halklar ise çok iyi. Avrupa, bir birliği olan, ahlaklı, kendi kararlarını alan bir kıta mı; yoksa yarısı denize düşmüş göçmenlerin diğer yarısına da “Denize dönün” diyen bir kıta mı? İkincisi ise, bu rezil ve iğrenç bir Avrupa’dır. Birkaç uluslararası finans fonunun milyar Euro’ları haline gelirsek, insanların saygı duymasını nasıl bekleriz?

(Bize 2 milyon göçmen geldi, 5 milyar dolar harcadık. BM’den aldığımız 100 milyon…)

Doğru. Ama daha önemli bir şey var: İnsanlığa saygınız var mı, yok mu? Brüksel’deki beyler bir maaşlarını göçmenlere verse ne olur? Ama onlar insanlık dışı tavır içerisinde. Avrupalılar uzun süre, Hıristiyanlığın da etkisiyle evrensel bir dayanışma ruhu oluşturdu; bu da işçi hareketiyle desteklendi. Ama laik bir dil tutturan hükümetlerimiz hiçbir şey yapmıyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.