Avrupa'da müslüman kadınlara ayrımcılık
Yayınlanma:
AKPM'nin 'Avrupa'da Müslüman kadınlara yönelik ayrımcılık' raporu kabul edildi.
AKPM'nin 'Avrupa'da Müslüman kadınlara yönelik ayrımcılık' raporu kabul edildi.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Avrupa ülkelerinde Müslüman kadınlara yönelik ayrımcılığın arttığı uyarısında bulunan raporu kabul etti.
Fransa'nın Strasbourg kentinde yapılan AKPM Genel Kurulu'nun yaz oturumunda oylanarak kabul edilen rapor, AKPM'nin Ayrımcılığı Önleme ve Eşitlik Komitesi Üyesi Sosyalist Rum Parlamenter Athina Kyriakidou tarafından hazırlandı.
Avrupa'da Müslüman kadınların kamu yaşamına etkili bir şekilde katılmasına imkan verilmesi için gerekli bütün pozitif önlemlerin alınması istenen raporda,''Avrupa ülkelerinde Müslüman kadınların dini inançları yüzünden, klişeleşmiş ön yargıların kurbanı oldukları'' belirtilerek, ''Müslüman kadınların özel yaşamlarında ve kamu yaşamında mağdur olmalarının önüne geçecek tedbirlerin acilen alınması'' gerektiği vurgulandı.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Avrupa ülkelerinde Müslüman kadınlara yönelik ayrımcılığın arttığı uyarısında bulunan raporu kabul etti.
Fransa'nın Strasbourg kentinde yapılan AKPM Genel Kurulu'nun yaz oturumunda oylanarak kabul edilen rapor, AKPM'nin Ayrımcılığı Önleme ve Eşitlik Komitesi Üyesi Sosyalist Rum Parlamenter Athina Kyriakidou tarafından hazırlandı.
Avrupa'da Müslüman kadınların kamu yaşamına etkili bir şekilde katılmasına imkan verilmesi için gerekli bütün pozitif önlemlerin alınması istenen raporda,''Avrupa ülkelerinde Müslüman kadınların dini inançları yüzünden, klişeleşmiş ön yargıların kurbanı oldukları'' belirtilerek, ''Müslüman kadınların özel yaşamlarında ve kamu yaşamında mağdur olmalarının önüne geçecek tedbirlerin acilen alınması'' gerektiği vurgulandı.
EŞİT FIRSATLAR İÇİN CESARETLENDİRİLMELİLER
Raporda ve buna bağlı karar tasarısında, Avrupa'da yaşayan nüfusun çoğunluğunun Müslüman olmadığına değinilerek, dini azınlık mensubu olması ve göçmen kökeni yüzünden Müslüman kadınların çeşitli mağduriyetlerle karşılaştığı ifade edildi. Müslüman kadınların son dönemde değişim hareketlerinde önemli birer aktör olmak istediklerine işaret edilen raporda, ''Artık yeni bir yaklaşım tarzı benimsemenin zamanı geldi. Müslüman kadınların tecrit edilmeleri, toplumdan uzaklaştırılmaları ve klişe yargılara kurban edilmeleri yerine toplumdan eşit fırsatlar talep etmeleri konusunda cesaretlendirilmeleri gerekir'' ifadesine yer verildi.
Raporda, Avrupa'da Müslüman kadınların medeni hayata ve kamu yaşamına etkili bir şekilde katılmasına imkan verilmesi için gerekli bütün pozitif önlemlerin alınması istendi. Müslüman kadınların sadece töre cinayetleri ile başörtüleri ve giyimleri nedeniyle Avrupa'da özellikle seçim dönemlerinde gündeme getirilmelerinin eleştirildiği raporda, bu yaklaşımın sorunların çözümünde yapıcı bir rol oynamadığı uyarısı yapıldı.
AK PARTİLİ TÜLİN KARA'NIN 6 DEĞİŞİKLİK ÖNERGESİ KABUL EDİLDİ
Rapor üzerine AKPM Göç ve Mülteciler Komisyonu adına görüş raporu hazırlayan ve verdiği 6 değişiklik önergesi oybirliğiyle kabul edilen AKPM Üyesi, AK Parti Bursa Milletvekili Tülin Erkal Kara , genel kurulda yaptığı sunumda, Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslüman kadınların en büyük sorunlarının başında vatandaşlık ve yasal oturma izni alınamamasının geldiğini dile getirdi.
Kara, Avrupa'daki Müslüman kadınlar konusundaki görüş raporunu konuya 5 farklı açıdan yaklaşarak hazırladı..
İşte Kara'nın o raporu:
1. Vatandaşlık kazanımı ve yasal yollardan yerleşim hakkı kazanamamanın sonuçları:
Avrupa'daki Müslüman kadınların Avrupa toplumunun bütünleyici bir unsuru olduğunun altını çizmek gerekiyor. Avrupa ülkelerindeki göçmenlerin birçoğu bulundukları ülkelerde uzun yıllardan beri yaşıyor olmalarına karşın içlerinden çok az bir bölümü bulundukları ülkede vatandaşlık hakkı kazanmıştır. Bu durum, üye ülkelerde son yıllarda gözlemlenen göçmenler ve göçmen ailelerinin vatandaşlık hakkını kısıtlamaya yönelik eğilimin bir örneğidir. Göç Komisyonu, geçmiş çalışmalarında Avrupa Konseyi üye devletlerindeki uygulamalarda, kadın göçüne yönelik özel durumların yeterince dikkate alınmadığını, aksine, aile göçü konusunda daha katı yasaların yürürlüğe konulduğunu belirtmiştir.
2. Göçmenlerin ve özellikle İslam dininin olumsuz imajı sebebiyle Müslüman kadınların maruz kaldığı sıkıntılar:
Özellikle 11 Eylül'den beri İslam dinini bağnaz bir dil olarak yorumlayıp tanıtmaya yönelik eğilimin yaygınlaşması Müslüman kadınların bu olumsuz tasvirden giderek daha çok etkilenmesine sebep olmaktadır. Basın özellikle siyasi tartışma programlarında türban, erken evlilikler, çok eşlilik, namus cinayetleri gibi ikincil nitelikteki konulara yoğunlaştığı için, Müslüman olmayan Avrupalılarda önyargı ve çekinceler doğmaktadır. Göçmenler ve özellikle Müslüman kadınlar hakkında gerçeğe daha uygun bir algı oluşturulmalı ve İslam'ın daha doğru anlaşılabilmesi sağlanmalıdır.
3. Türban sorununun ve Müslüman kadınların maruz kaldığı dramatik konuların indirgemeci bir yaklaşımla ön plana çıkarılmasından ziyade onların karşı karşıya kaldığı gerçek sorunların farkına varılması:
Türban konusu gibi faydasız tartışmalar bir yana bırakılmalı ve bu tartışmaların gölgede bıraktığı siyasi ve sosyal dönüşüm, işsizlik, toplumsal dışlanma, ırkçılık, ayrımcılık, cinsiyetçi şiddet, nesiller arası çatışmalar ve fırsat eşitsizliği gibi gerçek sorunlara odaklanılmalıdır. Avrupa'daki Müslüman kadınların farklılıklar barındıran bir toplum olduğu ve Avrupa toplumuna katılımları ve katkıları daha iyi anlaşılmalıdır.
4. Müslüman kadınların güçlendirilmesi / özerk hale gelmesi:
Entegrasyonun karşılıklı bir çabanın ürünü olduğu düşünülecek olursa, Müslüman kadınların bağımsızlaşma/güçlenme süreci aktif bir katılım gerektirmektedir. Avrupa'daki Müslüman kadınların bağımsızlaşma/güçlenme ve entegrasyon sürecini kolaylaştıracak anahtar faktörlerden biri eğitim ve iş imkanlarına ayrımcılığa maruz kalmadan eşit erişim olanaklarının sağlanmasıdır. Vatandaşlık ve çifte vatandaşlık özendirilmeli, vatandaşlık talep edenler haksız, abartılı ve keyfi uygulamalara ve oturma izni veya diğer hakların geri alınması gibi durumlara karşı korunmalıdır.
5. Müslüman kadınların uyum ve özerkleşme sürecinde karşılaştığı engeller:
Avrupa'daki Müslüman kadınlar ve genel olarak göçmenler günlük yaşamda, okulda, işte ve sokakta; ırkçılık, sözlü ve fiziksel sataşmalar ve damgalamaya maruz kalmaktadırlar. Bu tip olayların, Müslüman kadınların kendilerine olan güvenlerin zedeleyerek bağımsızlaşma ve güçlenme sürecini olumsuz etkileyeceği açıktır. Bu bağlamda, 2011 tarihli 1846 no'lu karar Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin dine veya inançlara dayalı her tür ayrımcılık ve şiddete karşı mücadele etmesi gerektiğinin altını çizmiştir.
Dünya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.