Alman yargıtay’ı yine Kombassan haklı dedi
Alman Federal Temyiz Mahkemesi Bundesgerichtshof (Alman Yargıtay’ı), 23 Mart 2010 tarihli VI ZR 57/09 ‘Kombassan’ın yurt dışında yürüttüğü faaliyetlerin yasalara uygun olduğu’ kararının ardından, 29.06.2010 tarihinde aldığı 3 yeni kararla bir kez daha Kombassan’ı haklı buldu ve bu hususta daha önce vermiş olduğu kararı da teyit etmiş oldu.
Konu ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz Kombassan yetkilileri yaptığı açıklamada; özellikle Almanya’da bir kısım avukatların medya aracılığı ile yaptırdıkları ilan ve haberlerle bazı ortaklarının Kombassan aleyhine mahkemelere başvurmalarının sağlandığını, bu kişilerin “emsal karar oluşturulduğu, bağlayıcı kararların alınmış olduğu, önlerinin açık olduğu” yönündeki ümit verici ancak bir o kadar da gerçekle yakından ve uzaktan ilgisi olmayan beyanlara itibar eden bir kısım ortaklarının Kombassan aleyhine dava açtıklarını ancak ne yazık ki davaların karara bağlandığı en üst merci olan Alman Federal Temyiz Mahkemesi’nin (Alman Yargıtay’ı] BGH VI ZR 83/09, 90/09, 122/09 sayılı kararları ile bu davalarda Kombassan’ın haklı bulunduğunu, bu kararların bundan sonra görülecek davalar için de emsal niteliğinde olduğunu vurguladı.
Davaların Kombassan tarafından kazanılmasından daha çok binlerce kişiye ekmek kapısı olan Kombassan’ın Anadolu’ya ve ülke ekonomisine ciddi katkılarını dile getiren bir diğer Kombassan yetkilisi, yeni yönetimin tüm ortaklara eşitlik ve adalet duyguları ile davranmaya hassasiyetle özen gösterdiğini, yeni yönetimle birlikte Kombassan çatısı altında yeniden oluşturulan şevkle ortakların hak ve menfaatleri yönünde yürütülen özverili çalışmalara rağmen çok sınırlı sayıda da olsa dava yoluna başvuran ortaklarının var olduğunu görmenin kendilerinde üzüntüyle karşılandığını ifade etti.
Almanya Federal Temyiz Mahkemesi’nde görülen dava dosyalarında isimleri avukat olarak yer alan Akça ve Taşhan isimli avukatların medya ile çok iyi ilişkilerinin tesis edilmiş olmasına ve bu kararların üzerinden bunca süre geçmiş olmasına rağmen kamuoyunun bilgisine sunmamalarının da manidar olduğunu ifade eden Kombassan yetkilileri, söz konusu avukatlardan gazete ve televizyon programlarında verdikleri sözlerini yerine getirerek BGH’nın bu kararları nedeniyle Almanya devleti aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilmesini beklediklerini dile getirdi.
Ancak ne var ki vaad ettikleri neticeleri Almanya’da elde edemeyen bu avukatların Türkiye’de en başından beri organik bağ içinde oldukları bir kısım avukatlar üzerinden umut vaadine devam ettiklerini gördüklerini ifade eden aynı yetkili bir süre önce Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Kombassan aleyhine verdiği kararın bu kişilerce yazılı basına yine “önlerinin açıldığı yönünde” servis edildiğini ancak, nasıl ki Almanya’da, nihai karar merci olan Alman Yargıtay’ının yaptığı inceleme sonucunda, Kombassan’ın yurt dışında gerçekleştirdiği faaliyetlerin yasal mevzuata uygunluğuna hükmedildiyse, ülkemizde de aynı şekilde hakkın yerini bulacağını ümit ettiklerini, “Berlin’de hakimler varsa Ankara’da da hakimlerin olduğuna” inançlarının tam olduğunu söyledi.
Kombassan aleyhine verilen karara imza atan Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi başkanının daha önce türban ile ilgili olarak bir başka davada verdiği kararda yer alan “davacı ise kamu görevi gören Doktor olarak okuduğu müsbet ilmin ve akılcı bilimin aksine başına taktığı “türban”’ın altındaki zihniyeti nedeniyle eleştirilmesine, bu eleştiriler ağır da olsa katlanmak zorunda olduğundan” şeklinde gerekçede yer alan görüşünü de hatırlatan yetkili;
“Kombassan olarak birlik ve dirlik içinde gereksiz tartışmalar yerine 30’a yakın işletme ile 5.500 doğrudan 10.000 ‘nin üzerinde dolaylı çalışana ekmek kapısı olarak anılmayı istediklerini, bu güne kadar yeşil sermaye olarak nitelendirilip bir çok hukuk dışı uygulamanın, negatif önyargı ve ayrımcılığın mağduru olduklarını, bunun acısını da yıllarca ortaklarının çektiğini oysa şirket ortaklarının menfaatleri için en uygun olanı yapmanın çabası dışında başka bir amaç ve gayretlerinin dün olmadığı gibi bugün de olmadığını, yarın da olmayacağını ifade ederek, ticari tüm çalışmalarının gün ışığında yürütüldüğünü, özellikle Konya’da yer alan şirket merkezinin kapılarının ve fabrikalarının başta tüm ortaklarımız olmak üzere herkese büyük bir hoşgörülülükle açık olduğunu ifade etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.