Akşama kadar bekledim 'O ben değilim' demedi
Yayınlanma:
Acaba Baykal "Kasetteki o adam ben değilim" der mi diye akşama kadar bekledim. O beklentim de avukatlarının "yayın yasağı" için başvuruda bulundukları haberi ile son buldu.
Vatan gazetesi yazarı Güngör Mengi, bugünkü yazısında "Acaba Baykal "Kasetteki o adam ben değilim" der mi diye akşama kadar bekledim. O beklentim de avukatlarının "yayın yasağı" için başvuruda bulundukları haberi ile son buldu." dedi. İşte Mengi'nin yazısı:
Son görev çağrısı...
Sabah o iğrenç görüntüleri izlediğimde beynimden vurulmuşa döndüm.
Yaşadığımız ortamın çirkefliğinden ötürü kendime, bir siyasi lider nasıl bu kadar sorumsuz davranır diye düşünüp ona umut bağlamış yığınlara acıdım.
Acaba Baykal "Kasetteki o adam ben değilim" der mi diye akşama kadar bekledim.
O beklentim de avukatlarının "yayın yasağı" için başvuruda bulundukları haberi ile son buldu.
Dün perde, İslâmcı kesimin agresif gazetesi Vakit’in internette “Bir parti liderinin seks videosu” başlığı ile yayınladığı görüntülerle açıldı.
Kayıtta Baykal ile ona yakın bilinen bir kadın milletvekilinin yatak odası görüntüleri yer alıyordu.
Bant yayından çekildi ama hemen ardından Youtube’a konuldu.
Baykal’dan ses seda çıkmıyordu. Sadece etrafındakilere “Büyük bir hukuki mücadele başlatacağım” dediği haber verildi.
Suç duyurusu üzerine Ankara C. Başsavcılığı soruşturma başlatırken videonun bulunduğu internet sitelerine erişimin engellenmesini sağlayacak tebligatlar yapıldı.
Baykal’ın takdiri!
Şu anda herkesin bildiği bir habere “gizlilik” getiren yargı kararı nedeniyle düşündüklerimizi sakınarak yazıyoruz.
Bu haberin gizlenmesinden kamu yararı değil kamu zararı doğacağını söylüyoruz.
Gizli kameralarla özel hayatların mahremiyetine tecavüz elbette alçaklıktır. Ama bu aşağılık iş savunulması mümkün olamayacak bir ahlâkî zaafı ve ağır bir görev ve takdir kusurunu açığa vuruyorsa onu da görmezlikten gelemeyiz.
İsmet İnönü’nün parlak bir parlamenterlik başarısı yaşamış olan torunu Gülsün Bilgehan Toker’i son seçimde aday göstermediği için Baykal ağır eleştirilere hedef olmuştu.
Kasette izlenen kadının milletvekili oluşu, Baykal’ın aday belirleme yetkisini kabul edilemez bir adaletsizlik ve sorumsuzlukla kullandığını kanıtlamıyor mu?
Cesaret ve saygı...
Ülkenin içinden geçtiği tehlikeli süreci CHP lideri iki gün önce dramatik ifadelerle açıklamıştı. Hatırlayalım:
“Türkiye’de devlet olanaklarının zorbalıkla, yolsuzlukla bir sivil diktanın emrine doğru dönüştürülmekte olduğu çok açıktır.. Bu sürecin sonu Anayasa değişikliği aşamasıdır. Bu tamamlanırsa artık Türkiye çok farklı bir aşamaya gelmiş olacaktır!”
Baykal elini vicdanına koyup cevaplasın: Türkiye’yi böylesine vahim bir tehlikeye karşı koruyacak gücü ve inanılırlığı bundan sonra temsil edebilir mi?.
Hayır, buna imkân yok.
Başına gelen talihsizliğin asli sorumlusu kendisidir. O nedenle ceremesini partisine ve AKP iktidarına karşı alternatif arayan halka ödetmemelidir.
Siyasi yaşamını cesur bir kararla sonlandırması, büyük ihtimalle partisinin önünü açacaktır.
Bu son hizmeti esirgemesin!
Kayıtta Baykal ile ona yakın bilinen bir kadın milletvekilinin yatak odası görüntüleri yer alıyordu.
Bant yayından çekildi ama hemen ardından Youtube’a konuldu.
Baykal’dan ses seda çıkmıyordu. Sadece etrafındakilere “Büyük bir hukuki mücadele başlatacağım” dediği haber verildi.
Suç duyurusu üzerine Ankara C. Başsavcılığı soruşturma başlatırken videonun bulunduğu internet sitelerine erişimin engellenmesini sağlayacak tebligatlar yapıldı.
Baykal’ın takdiri!
Şu anda herkesin bildiği bir habere “gizlilik” getiren yargı kararı nedeniyle düşündüklerimizi sakınarak yazıyoruz.
Bu haberin gizlenmesinden kamu yararı değil kamu zararı doğacağını söylüyoruz.
Gizli kameralarla özel hayatların mahremiyetine tecavüz elbette alçaklıktır. Ama bu aşağılık iş savunulması mümkün olamayacak bir ahlâkî zaafı ve ağır bir görev ve takdir kusurunu açığa vuruyorsa onu da görmezlikten gelemeyiz.
İsmet İnönü’nün parlak bir parlamenterlik başarısı yaşamış olan torunu Gülsün Bilgehan Toker’i son seçimde aday göstermediği için Baykal ağır eleştirilere hedef olmuştu.
Kasette izlenen kadının milletvekili oluşu, Baykal’ın aday belirleme yetkisini kabul edilemez bir adaletsizlik ve sorumsuzlukla kullandığını kanıtlamıyor mu?
Cesaret ve saygı...
Ülkenin içinden geçtiği tehlikeli süreci CHP lideri iki gün önce dramatik ifadelerle açıklamıştı. Hatırlayalım:
“Türkiye’de devlet olanaklarının zorbalıkla, yolsuzlukla bir sivil diktanın emrine doğru dönüştürülmekte olduğu çok açıktır.. Bu sürecin sonu Anayasa değişikliği aşamasıdır. Bu tamamlanırsa artık Türkiye çok farklı bir aşamaya gelmiş olacaktır!”
Baykal elini vicdanına koyup cevaplasın: Türkiye’yi böylesine vahim bir tehlikeye karşı koruyacak gücü ve inanılırlığı bundan sonra temsil edebilir mi?.
Hayır, buna imkân yok.
Başına gelen talihsizliğin asli sorumlusu kendisidir. O nedenle ceremesini partisine ve AKP iktidarına karşı alternatif arayan halka ödetmemelidir.
Siyasi yaşamını cesur bir kararla sonlandırması, büyük ihtimalle partisinin önünü açacaktır.
Bu son hizmeti esirgemesin!
Medya-Magazin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.