ABD bankalarına sıkıyönetim yolda
Amerikan banka düzenleyicileri, büyük bankaların sermaye oranını yüzde üçten yüzde beşe çıkardı. Holding bankalar ise bu orandan yüzde altı olarak nasibini aldı. 1 Ocak 2018'e kadar tamamlanması gereken 68 milyar dolar bankacıları ikiye böldü. Bir kısım banka bu artış oranını tampon vazifesinde kabul ederken bazı diğer bankalar ise yurt dışı rakipleriyle rekabeti düşüren bağlayıcılıkta diye yorumladı. Karar ABD Merkez Bankası FED, Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) ve Para Denetleme Dairesi (OCC) tarafından Salı günü yapılan toplantı aracılığıyla duyuruldu.
KRİZ KORKUTTU
2007-2008 yılı mali krizinin ev sahibi olan ABD bankacılık sistemi olası krizlere karşı tedbir alıyor. Finansal krizin yayılma etkisini ve başka sektörlere yansımalarını azaltmak amacıyla zorunlu sermaye oranını yüzde üçe çıkaran Basel III kararlarının ardından Amerikan bankacılık düzenleme kurumları sekiz büyük bankaya minimum yüzde beş zorunluluğu getirdi. JP Morga, Goldman Sachs, Bank of America, Morgan and Stanley, Wells Fargo, Bank of New York Mellon, Citigroup gibi devlerin yer aldığı bankalar arasında holding bankalar yüzde altı, yan kuruluşlar yüzde beş oranında sermayelerini artıracak.
FED BÖLÜNDÜ
Sermaye artış oranlarının çok yüksek olduğunu savunan bankacılar bu kararı oldukça acımasız olarak yorumladı. Ancak ABD bankacılık sisteminin güvenirliği açısından kararın gerekli olduğu, hatta yüzde 15 civarında olması gerektiği bazı Wall Street uzmanları tarafından dile getirildi. Düzenleyici kurumlar bu oran artışının ihtiyati olduğunu, sektöre 'likidite tamponu' desteği sağlayacağını ifade etti. FED yöneticilerinden Daniel Tarullo birçok banka için bu kararın bir boyunduruk olacağını söylerken bir diğer yönetici Jeremy Stein istenmeyen sonuçların doğmasından endişe ettiğini belirtti. Fed Başkanı Janet Yellen ise düzenleyicilerin kararın neticelerini çok dikkatli izleyeceklerini garantisini verdi.
Rekabet gücü azalır endişesi
Bank of America ve JP Morgan gibi büyük yatırım bankaları yurt dışındaki muadilleri, rakip bankaların Basel III kapsamında yüzde üç sermaye artışı zorunluluğuna tabi olmasının rekabet güçlerini düşüreceğini iddia etti. Ancak Basel III ile gelen artış oranı kararlarının büyük bankaların piyasayı domine ederek kuralları belirlemesine engel olacağı fikri uzmanlar arasında hakim. FED yetkilileri bu artışın düşük riskli aktiflere talebi düşürecek olmasına karşın para politikaları üzerinde sınırlı etkisinin olacağını belirtti. FED'in istenmeyen baskıları bertaraf edebilecek esneklik ve çeşitlilikte politika enstrümanlarına sahip olduğunun altı çizildi.
TÜRKİYE ERKEN ADIM ATTI
Fed ve diğer düzenleyici otoritelerinin aldığı bu karar aslında Basel III kararlarının ve 2010 yılında kriz sonrasında ABD'de alınan Dodd-Frank Reformlarının bir parçası. Hem halkı hem de bankacılık sistemini güvence altına alan bu kararları Türkiye Merkez Bankası 2012 yılı Eylül ayında bankalar için zorunlu karşılık
oranlarını yüzde 16,5 oranına çekerek uygulamaya başladı. Basel III kararlarının uygulanmasında Avrupa ve ABD bankalarından önce davranan Türkiye bankacılık sektörünü de böylece krizlere karşı daha korunaklı hale getirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.