AB sürecinde pes etmeyeceğiz
IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları için ABD'nin başkenti Washington'da bulunan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Araştırmalar Okulunda "Son Küresel Gelişmeler Işığında Türk Ekonomisi ve Dış Politikası" başlıklı konferans verdi.
Gezi Parkı olaylarıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Babacan, olayların kronolojisine bakıldığında, 22 Mayıs'ta ABD Merkez Bankası Başkanı (FED) Başkanı Ben Bernanke'nin FED'in aylık tahvil alım programının hızının azaltılması sürecinden bahsettiğini hatırlatarak, bu açıklamadan sonra ABD dahil birçok ülkede faiz oranlarının arttığına, Türkiye, Brezilya, Endonezya, Güney Afrika gibi cari açığı bulunan ülkelerin bundan etkilendiğine dikkati çekti.
Babacan, sözlerine şöyle devam etti:
"Gezi Parkı olayları mayıs sonunda başladı. Piyasa çalkantısı ve bizim toplumsal çalkantımız aynı anda oluyordu. Birçok kişi piyasalarımızdaki gelişmeleri protestolara bağladı. Ancak ilk haftalarda Brezilya, Endonezya gibi ülkelerin de piyasaları çalkantılı günlerden geçiyordu.
Dolayısıyla şu anda geriye dönüp neler olduğuna dair soğukkanlı bir analiz yaptığımızda, Gezi olaylarının ekonomimiz üzerindeki etkisi epey sınırlı oldu. Etkinin büyük çoğunluğu küresel ölçekteki piyasalardan kaynaklanıyordu."
"Demokratikleşme paketi ne ilk ne de son"
Babacan, "Biz tüm ülkenin hükümetiyiz ve toplumumuzun bütününün arzularını, isteklerini dikkate almalıyız. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni demokratikleşme paketini açıklamasının nedenlerinden biri de bu. Bu paket ne ilk ne de son. Ancak yine de olanlara dair analizler yapıyoruz ve stratejiler geliştiriyoruz. Hükümet olarak, yaşananlara bakmamız ve dersler çıkarmamız, açık olmamız, anlamaya çalışmamız ve giderek daha da kapsayıcı olmamız lazım" diye konuştu.
Babacan, şu anda durumun çok daha sakin olduğunu, uluslararası medyanın olaylarla ilgili geniş yayınlarına rağmen Türkiye'yi ziyaret eden turist sayısının arttığını, dolasıyla olayların turizm üzerinde de olumsuz etkisinin görülmediğini söyledi.
"Türkiye şu anda AB'nin önemli sayıda üyesinden daha iyi performans gösteriyor"
Babacan, Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili bir soru üzerine, AB sürecinde zaman zaman gerilemeler yaşansa da bu süreçten Türkiye olarak hem siyasi hem ekonomik standartlar açısından bazı somut yararlar gördüklerini belirtti.
Ekonomik standartlar açısından bakıldığında, Türkiye'nin şu anda AB'nin önemli sayıda üyesinden daha iyi bir performans gösterdiğini ifade eden Babacan, yani bugün itibariyle ekonominin Türkiye'nin AB sürecinde bir engel olmadığını dile getirdi.
"AB sürecinde pes etmeyeceğiz, ısrarcı olacağız"
Babacan, Türkiye'nin AB'ye katılması halinde, AB'nin temsiliyet gücünün kesinlikle artacağını, daha çeşitlilikleri içinde barındıran bir yapı haline geleceğini söyledi.
Türkiye'nin üyeliği halinde, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'dan Orta Asya'ya uzanan bölgenin de, AB'nin kendilerine çok yaklaştığını hissedeceğini kaydeden Babacan, bu durumun AB'nin rolünü, sadece bir Avrupa yapısı olmaktan öte, küresel bir aktör olarak artıracağını ifade etti.
Babacan, "Bence 2008-2009 finansal krizinden sonra, soru artık, Türkiye'nin AB için ne zaman hazır olacağı değil, daha ziyade AB'nin ne zaman Türkiye için hazır olacağı şekline dönüştü" ifadesini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.