2010 yeni bir soluk yeni bir aşk olsun

2010 yeni bir soluk yeni bir aşk olsun
2010 yılının huzurun ve refahın arttığı bereketli bir yıl olmasını dileyen Büyükhelvacıgil

2010 yılının huzurun ve refahın arttığı bereketli bir yıl olmasını dileyen Büyükhelvacıgil, “Akan zaman içerisinde her anın Hz. Mevlana’nın ifadesi ile ‘yeni bir soluk, yeni bir aşk’ ile içinizi ısıtmasını, diliyorum. Her yeni yıl yeni ümit demektir, taze bir başlangıçtır. Bu ümit tomurcuklarının yeşereceği yeni yılın milletimize sağlık, huzur, mutluluk ve başarı getirmesini temenni ediyorum.” dedi.

2010 yılında Türkiye’nin ana gündeminin ekonomi olması gerektiğine dikkat çeken Büyükhelvacıgil’in mesajı şu şekilde: “Ülke olarak suni gündemlerle hedefimizden sapmamalıyız. Vizyon olarak koyduğumuz 2023 hedeflerimizi yakalama adına birlik, beraberlik içerisinde Türkiye’nin huzur ortamı sağlandığında daha aydınlık, istikrarlı, bereketli ve sorunlarına çözüm bulduğu günlere ulaşabileceğini biliyoruz. İnanıyorum ki; elbirliği, güç birliği yaptığımızda ve dayanışma içinde ortak hedeflere kilitlendiğimizde aşamayacağımız engel yoktur. Türkiye’de ekonomik büyümenin liderliğini üstlenen, yatırımı, istihdamı ve ihracatı sağlayan ülkemizin müteşebbisleri, sanayicileri, tüccarları, üreticileri ve iş insanları olarak, 2010 yılında sağduyunun, empatinin, uzlaşmanın öne çıktığını görmek istiyoruz.

2009 yılının Türkiye ekonomisi açısından değerlendirmesini yapan KSO Başkanı Büyükhelvacıgil, daha sonra şunları söyledi: “Küresel iktisadi krizin etkilerinin tüm dünyada ve ülkemizde insanlara büyük sıkıntılar verdiği bir yıl olan 2009 yılı, ülke ekonomisi ve şirketler adına önemli bir süreç olarak yaşandı. Rakamların miras alındığı 2008, 2007 ve hatta daha öncesinden süregelen değerlendirmeler dikkate alındığında, yaşadığımız 2009 yılının ne anlam ifade ettiğine bakarak 2010 yılı için öngörülerimizi ortaya koymak durumundayız.

Daralma ve sıkışıklığın yaşandığı 2009 yılında Türkiye, ekonomik krizin etkilerini, yürütmeye çalışılan politikalar ve eylem planları ile en aza indirgemeye çalıştı. Ancak yapısal olarak ulaştığımız boyuta bakıldığında; dünyanın 17, Avrupa'nın ise 6. büyük ekonomisi olarak entegre olduğumuz dünyanın yaşadıklarından uzak kalmamız kaçınılmazdı. Bu durum kapasite kullanım oranlarında, sanayi üretim endekslerinde, işsizlik oranlarında, nakit akışı ile ilgili değerlendirmelerde ve dış ticaret rakamlarında yaşananları izlemek mümkün hale gelmiştir.

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.