• Konya19 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yolsuzluklarla mücadele programı kesinlikle yok
06 Ocak 2015 Salı 15:50

Yolsuzluklarla mücadele programı kesinlikle yok

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hükümeti eleştirerek "Malı götürme programı var ama yolsuzluklarla mücadele programı kesinlikle yok" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasına yeni yılı kutlayarak başlayan Kılıçdaroğlu, Soma ve Ermenek'te yaşanan maden kazaları ve benzer olaylar nedeniyle 2014 yılının karabasan gibi geçtiğini söyledi.

Türkiye'nin 2014 yılında cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu ile karşı karşıya kaldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, 2015 yılının seçim yılı olduğunu, ülkenin karabasandan kurtulması için bir fırsatı bulunduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "2015'de yeni bir Türkiye'nin tarihini çizeceğiz. Bu yeni Türkiye, onların söylediği yeni Türkiye değil. AB'ye tam üyelik konusunda büyük mesafe kat etmeyi, kadın erkek eşitliğini amaçlayan, işsizliği ve yoksulluğu sıfırlayan, hiçbir çocuğun 'babam işsizdir' diye ağlamadığı güzel bir Türkiye'nin inşası için yolumuza devam edeceğiz" dedi.

2014 yılında Haramilerin saltanatına tanıklık edildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, yolsuzluğun toplumda yarattığı çürümeye de şahit olunduğunu kaydetti.

Yolsuzluğa bulaşan hükümetlerin önce otoriterleştiğini ardından da diktatörleştiğini belirten Kılıçdaroğlu, dünya tarihinin bu örneklerle dolu olduğunu söyledi ve buna ilişkin tarihten örnekler verdi. Çalan ve diktatörleşen yönetimlerin hiçbirinde sağlıklı kalkınma olmadığını, medyanın özgürleşemediğini, adaletin sağlanamadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, bu yönetimlerin eninde sonunda tarihin tozlu sayfalarında yerlerini aldıklarını vurguladı.

Suat Hayri Ürgüplü ile gurur duyuyoruz

Yolsuzlukla mücadelenin bugün de dünyanın ortak sorunlarından olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, çeşitli ülkelerdeki yolsuzluk iddialarından örnekler verdi. Kılıçdaroğlu, bu ülkelerde yolsuzlukla itham edilen iktidar sahipleri ve yöneticilerin hiçbir zaman "bize darbe yapıldı" demediklerini, görevlerinden istifa etme, yargılanma ve aklanma yolunu seçtiklerini anlattı. Bazı ülkelerde iktidar sahiplerinin yolsuzluk iddiaları karşısında intiharı bile seçtiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Aynı gelenek Türkiye'de olsaydı kabinede sağ kalan bir tek bakan kalmazdı. Hepsi intihar ederdi" diye konuştu.

Yolsuzluk iddiaları karşısında onurlu duruş sergilemenin Türk siyasi tarihinde de örneği olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bizde de onurlu, halkına saygı duyan insanlar var. Suat Hayri Ürgüplü. Kayseri Milletvekili. Onuruyla seçilmiş, Kayserililerin helal oylarını almış ve parlamentoya gelmiş. Gümrük ve Tekel Bakanlığı yapıyor. Bakanlığı ile ilgili yolsuzluk iddiaları gündeme geliyor. Suat Hayri Ürgüplü'nün yaptığı açıklama şudur; 'adımın da karıştığı kahve yolsuzluğuyla ilgili bakanlığımda bir komisyon kurulmuştur. Bu teftiş heyetinin selametle çalışabilmesi için benim bu bakanlık koltuğundan ayrılmam gerekir. Aksi halde komisyonu etkilerim, sağlıklı bir karar oluşmaz. O nedenle siyasi ahlak gereği bakanlıktan istifa ediyorum' dedi ve istifa etti. Yetti mi? Hayır. TBMM Başkanlığı'na bir dilekçe verdi; 'Aklanmak istiyorum, şaibe altında yaşayamam. Beni Yüce Divan'a gönderin. Yargılanıp, aklanmak istiyorum' dedi. Yüce Divan'a gitti, aklandı, alnının akıyla parlamentoya geri döndü. Ne oldu biliyor musunuz? Daha sonra bu millet, bu halk onu Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık koltuğuna oturttu. Kayserililer Suat Hayri Ürgüplü ile ne kadar övünseler azdır. Ama bu övgü sadece onlara ait değil, biz de onunla gurur duyuyoruz."

Ben onlara hırsızlarla sivil dayanışma platformu diyorum

AK Parti'nin iktidara gelmeden önceki vaatleri arasında yolsuzlukla mücadelenin bulunduğunu, 2001 yılında yayımlanan parti programında da yolsuzlukla mücadele için kapsamlı bir program hazırlanacağı ve uygulamaya konulacağı ifadelerinin yer aldığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren saygı değer yurttaşlarıma sesleniyorum; siz hiç Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından yolsuzluklarla mücadele konusunda bir program hazırlanıp uygulamaya konduğunu duydunuz mu, duymadınız mı? Biz duymadık, görmedik. Malı götürme programı var ama yolsuzluklarla mücadele programı kesinlikle yok."

AK Parti programında yolsuzluk denetimine sivil toplum örgütlerinin katılımının sağlanmasının da yer aldığını aktaran Kılıçdaroğlu, iktidarın yolsuzluklar konusunda hiçbir zaman sivil toplum örgütlerine danışmadığını savundu. Kılıçdaroğlu, "Ne yaptılar ben size söyleyeyim; hırsızları koruma sivil toplum örgütünü oluşturdular" dedi.

Bazı gazetelerde "Sivil Dayanışma Platformu" adıyla bir ilan yayınlandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Ben onlara hırsızlarla sivil dayanışma platformu diyorum" ifadesini kullanarak, bu platformun kimlerden oluştuğunu ve ilanın parasının kim tarafından karşılandığını öğrenmek istediklerini vurguladı.

İlanda "Anayasa Mahkemesi aklanma yeri değildir" cümlesinin yer aldığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Peki bu mahkemeleri biz niye kuruyoruz? Bir insan mahkemede aklanmayacak da nerede aklanacak? Hırsızlar koalisyonu toplanacak, onu aklayacaklar. Böyle bir anlayış olabilir mi?" diye sordu.

Hukuk darbesi yaptılar, vicdanları satın aldılar, insanları satın aldılar

"Siyasi kariyerlerini ve kazanımlarını sağlam iradenin gölgesine borçlu olanlar" ifadelerinin ise ilandaki itiraf olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Sağlam irade. O kim? Davutoğlu'nun ağabeyi. Biliyoruz biz bunları" dedi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Diyor ki 'Sen malı götürdün, bana borçlusun. Bakan yaptım, yine bana borçlusun. Ve bu hırsızlarla sivil dayanışma platformunun ilanında yer alan bir cümle, bir itiraf. Devam ediyor, 'Küçük hesapları büyük Türkiye yürüyüşünü durdurmaya yetmeyecek' diyor. Ne kokuyor bu biliyor musunuz? Kendisine açıkça şantaj yapıldı. 'Soruşturma komisyonu eğer bizi Yüce Divan'a gönderirse biz konuşacağız. İlk seslendiren TOKİ'den sorumlu bakan. İkincisi eski İçişleri Bakanı. Dedi ki '6 Ocak'tan sonra ben de konuşacağım'. Konuşursa bu işin sonu nereye varacak herkes biliyor. Recep'e varacak, Bilal'e varacak, çocuklara varacak, aileye varacak, aile boyu malı götürenlere varacak. Herkes biliyor. Ne oldu? Hemen  22'sinde toplantıyı ertelediler. Talimat aldılar. Sonra hırsızlarla sivil dayanışma platformu başta olmak üzere havuz medyasında bir kampanya 'efendim darbeye karşıyız biz'. Ne darbesi? Gidip aklanmak ne zamandan beri darbe oldu. 'Darbe, darbe' dediler, kendileri darbeyi yaptılar. Hukuk darbesi yaptılar, vicdanları satın aldılar, insanları satın aldılar ve ertelediler."

Yolsuzluğun toplumlarda derin çürümeler yaptığını ve bu çürümenin değişik kesimlere sirayet ettiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "O sirayet eden kesimlerden birisi de bu; Sivil Dayanışma Platformu diye gazetelere tam sayfa ilan verip hırsızlara övgüler düzen bir platform" dedi.

Başbakanlık koltuğunda oturan etkisiz eleman

Kılıçdaroğlu, yolsuzluk iddialarına ilişkin soruşturmayı yapan herkesin görevden alındığını savunarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Davutoğlu'nun da güzel sözleri var. 'Milletin hakkına uzanacak eli kardeşimiz olsa koparırız. AK Parti kadroları şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele konusunda töhmet altında bırakılamaz'. Breh, breh, breh. Elin kalmadı, kolun kalmadı, bacağın kalmadı. Maskotsun, maskot. Hala farkında değil, konuşuyor. Eline almış yalın kılıç ha bire konuşuyor. Ama sen boşuna konuşuyorsun. Arkanda seni kuran bir el var, sen farkında mısın? Sana boşuna mı dedim davulu boynuna asmışlar, tokmak ağabeyinin elinde diye. Kendisi şu anda başbakanlık koltuğunda oturan etkisiz eleman. Herhangi bir fonksiyonu yok. Yukarıdan gelecek talimata göre davranan bir kişi. Onun için dedim başbakanlık koltuğu boş."  

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA