• Konya5 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yeni sistem Türkiyenin kurtuluş reçetesi olacak
23 Mart 2017 Perşembe 09:07

Yeni sistem Türkiye'nin kurtuluş reçetesi olacak

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanları Ayşe Türkmenoğlu, Cemil Ertem ve İhsan Şener Konya’da yaptıkları açıklamada, Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Anayasa Değişikliğinin Türkiye’nin kurtuluş reçetesi olacağını ifade ettiler.

Öz Finans-İş Sendikası tarafından Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Anayasa Değişikliği hakkında program düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanlarından Ayşe Türkmenoğlu, Cemil Ertem ve İhsan Şener'in yeni sistem hakkında konferans verdiği programa Öz Finans-İş Sendikası Genel Başkanı Ahmet Eroğlu, Selçuk Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanlığı temsilcileri, öğrenci toplulukları üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.

“VATANDAŞLARLA RAHATLIKLA GÖRÜŞEBİLİYORUZ”

Türkiye'nin geçmişten günümüze kadar yaşadığı süreçler hakkında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ayşe Türkmenoğlu, "60’lı yıllarda Demokrat Parti’nin iktidar olduğu dönemlerde milletvekilleri köylere kasabalara gidiyorlar, buralarda vatandaşlarla görüşüyorlar. İnsanlara radyo gösteriyorlar ve onlara ‘Biz Ankara’dan konuşacağız, siz buradan duyacaksınız’ diyorlar. Vatandaşlar bunu beğeniyorlar. Ama Hasan amca çıkıyor ve şunu diyor. ‘Biz konuşunca siz nasıl duyacaksınız?’ Telefon yok, Ankara’ya gidip gelmek mesele. Şimdi her şey mümkün. Biz vatandaşlara çok rahat bir şekilde anayasa değişikliği konusunda bilgilendirme yapabiliyoruz." dedi.

"TÜRKİYE BÜYÜK BİR AYIP YAŞADI"

Siyasi partilerin bu süreçte halkı aydınlatmaya çalıştığını ancak muhalefet partisinin halkı kararttığını söyleyen Türkmenoğlu, "Özellikle Türkiye’nin demokrasi tarihine bakacak olursak, 1923’ten 1947’ye kadar 24 yıllık bir süreçte Türkiye tek parti hükümetiyle yönetiliyor. Atatürk o dönem hem partisinin başında hem de Cumhurbaşkanı. O dönemler Demokrat Parti seçimlere giriyor fakat iktidarı alamıyor. Türkiye’de tam anlamıyla çok partili hayat 50’li yıllardan sonra başlıyor. Bu yıllardan sonra 60’lı yıllara kadar Demokrat Parti çok güçlü bir şekilde icraatlar yapıyor ve Türkiye’nin kalkınması için o günkü şartlara göre önemli faaliyetlerde bulunuyorlar. Fakat o süreçte rahmetli Adnan Menderes’in Rusya ile yakınlaşması söz konusu. Adnan Menderes o dönemde İngiltere’den gelirken bir uçak kazası geçiriyor ve uçaktaki herkes vefat ediyor. Bir tek Menderes kurtuluyor. Her zamanki gibi Türkiye’nin üstünde vesayetçi sistem oluşturmaya çalışan ve bunda da başarılı olan bu sistemin nöbetçileri bakıyorlar ki Türkiye kendi ayakları üstünde durmaya başladı. Batıyla da ilişkileri fena değil. Türkiye’de her şey yolunda gidiyor. Siyasi anlamda bir karışıklık yok. Zaman zaman Adnan  Menderes’e askeriye ile ilgili haberler gelmeye başlıyor. Menderes diyor ki, 'Benim Türk askerim kötü bir şey yapmaz niye yapsın ki. Biz şuan el birliğiyle Türkiye’nin kalkınması için çalışıyoruz. Onlar da bizim güvenlik güçlerimiz, ordumuz. Bu nedenle hangimiz yeşil elbiseli bir asker görelim rütbesine bakmadan içimiz titrer. Onlar bizim çocuklarımız. Bizim Mehmetçiğimiz.' Böyle söylüyor. Ancak maalesef ki 60’lı yılların başında bir ihtilal oluyor. Türkiye seçilmiş olan başbakanının asılması ayıbını yaşıyor." dedi.

TÜRKİYE'NİN İLERLEMESİNİ HAZMEDEMEDİLER

Muhalefetin, iktidar ile yarışabilecek seviyede olmamasından ötürü Türkiye tarihinde böyle bir kara lekenin yaşandığına dikkat çeken Türkmenoğlu, "Bunu yapmalarının nedeni, güçlü bir iktidar var, zayıf bir muhalefet var. Bakıyorlar ki iktidarın karşısında, hizmet üretebilecek, onlara karşı gelebilecek ana muhalefet partisi yok. Bir taraftan bunlar olurken, bir taraftan da Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması, anlaşmalar yapması onları harekete geçiriyor ve ne yazık ki Türkiye bu süreci yaşıyor." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE ÇOK SIKINTILI SÜREÇLERDEN GEÇTİ"

Daha sonra bu grupların kendi anayasalarını hazırladığını söyleyen Ayşe Türkmenoğlu, "Bu olaylardan sonra kendi düşüncelerine göre 61 anayasasını hazırlıyorlar. Daha sonra 70’lerde muhtıra olayı yaşanıyor. Aslında çok partili döneme girdiğimizden beri Türkiye’de zikzaklar var. 70’lerden sonra 80 darbesi ve 82 anayasası yaşanıyor. Bu anayasadaki esas düzenlemeler tamamen 61 anayasasındaki cunta döneminin zihniyetini biraz daha etkili hale getirilerek düzenlenen bir anayasa oluyor. Türkiye’de böyle bir tezgah kurulmuş. 80 darbesinden sonra Türkiye yeniden seçime gidiyor. Yaptıkları mitinglerde halka bizim çıkardığımız kişiye oy vereceksiniz diyorlar. 90’lı yıllarda yine aynı sorunlar yaşanıyor. Bu dönemin sonunda koalisyon hükümeti kuruluyor. Daha sonra da Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı seçiliyor. Onların arasında da anlaşmazlık yaşanıyor. Türkiye çok sıkıntılı süreçlerden geçiyor." şeklinde konuştu.

"AK PARTİ İKTİDARIYLA İSTİKRAR BAŞLADI"

Ekonomik alanda, siyasi alanda istikrarsızlıklar sürekli yaşandığını, AK Parti iktidarıyla bunların sona erdiğini ifade eden başdanışman Türkmenoğlu, "2000’li yılların başında AK Parti yüzde 34 gibi bir oy oranıyla hükümet kurarak iktidar oluyor. AK Parti ve CHP Meclisi oluşturuyor. Meclis yine çalışıyor. Ama bazı engellemelerle çalışmalar aksıyor. Sonrasında 2007’ye geldiğimizde e muhtıradan sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. O dönemin ana muhalefet lideri Deniz Baykal, ‘Lütfen kardeşim, siz kendi partinizden aday göstermeyin’ diyerek gayet tehditvari bir açıklama yapıyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a açık bir şekilde aday olma, olursan Türkiye karışacak diyerek tehdit ediyor. O dönemde bir taraftan cumhuriyet mitingleri yapılıyor. CHP destekli ‘ordu göreve’ şeklinde pankartlar açılıyor. O dönemde başarılı oluyorlar ve cumhurbaşkanını seçtirmiyorlar. Daha sonra Türkiye’de ekonomik istikrarsızlığın sona ermesi için Cumhurbaşkanını halkın seçmesine karar veriliyor ve halk kendi cumhurbaşkanını kendisi seçiyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, halkın kendi seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçiyor." diyerek sözlerini tamamladı.

"MUHALEFET KARA PROPAGANDA YAPIYOR"

Anayasa değişikliğinin getireceği yenilikler konusunda açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İhsan Şener, "Cumhuriyetin kuruluşundan bu döneme birçok sıkıntı yaşadık. Cumhurbaşkanı seçimleri arifesinde Türkiye’de sürekli kriz olmuştur. Cumhurbaşkanı seçilmiş olsa bile ister aynı partiden ister farklı partiden olsun, başbakanla kavgalar olmuştur. Burada bu değişikliğe muhalefet eden, hayır diyenler 18 maddeye itiraz yerine kara propaganda yaparak örneğin, Türkiye’de yaşayan 3 milyon Suriyeli hemen 16 Nisan’dan sonra vatandaş yapılacak gibi anlamsız söylemler üzerinde duruyorlar. Halbuki burada bir vatandaşlık söz konusu olsaydı mutlaka 16 Nisan’dan önce yapılırdı ve bu insanların bu tercih sürecinde katkıda bulunması beklenebilirdi. Dolayısıyla biz 18 maddenin gerekçelerinde neden bu değişiklik yapılıyor söylüyoruz." dedi.

"HALKIN HUZUR VE REFAHI SAĞLANACAK"

Yeni sistemde idarenin tek elden yapılacağını ve bunun Türkiye'nin kurtuluş reçetesi olduğunun altını çizen Şener, "Bu önemli bir maddedir. Kavgaları giderecek bir önem taşımaktadır. Diğer maddeler de Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda önemlidir. Örneğin, yargının mevcut anayasadan bağımsız olacağına dair bir hüküm var. Ama yargının tarafsız olacağına dair bir hüküm yok. Bu getirilen 18 maddelik değişikle yargının bağımsız ve tarafsız olması anayasal güvenceye alınıyor. Dolayısıyla artık mahkemelerin ideolojik kararlar vermesine anayasal bir yolla önüne geçilmiş oluyor. Gerçekten adalet teşkilatı uygulanmış olacak. Başka bir maddede ise milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkarılmasını öngörüyor. Karşı çıkanlar bunu ekonomik boyutuyla değerlendirmeye çalışıyor. Ama meclis artık bundan sonra yalnızca yasama yapacağı için komisyonlar çok güçlü olacak ve çok yoğun çalışacaklar. Başka bir madde, seçilme yaşı 18’e düşürülüyor. Aslında bundan önce seçme yaşı 18’e indirilmişti. 18 yaşını dolduranlar seçebilir ama seçilemezdi. Bakkal, manav çocuğunun milletvekili olamayacağına dair söylentiler dolaşıyor. Ancak bundan önceki anayasa değişikliğinde seçme yaşı düşürülmüştü. Şimdi siz sizi temsil edecekleri seçebilirsiniz ama seçemezsiniz demek büyük bir haksızlıktı. Bu hak iade edilmiş olacaktır. Diğer maddeler de halkımızın refahı ve huzuru için düzenlenmiştir” ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE'DE GÜÇLÜ BİR ORTA SINIF OLUŞTU"

Yoksul sınıfın ekonomik düzeyinin arttığını ve orta seviyelere geldiğini söyleyen Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Cemil Ertem, "Bütün anayasaların ortaya çıkışı bir toplumsal mutabakata dayanır. Bu mutabakat, ekonominin hızlı bir şekilde değişmesinden aşağıdaki sınıfların yukarıya çıkmak istemesinden kaynaklanır. 2002’den bu yana gelen AK Parti dönemlerine baktığımızda yoksul sınıfın yukarıya doğru çıktığını, Türkiye’de yoksulluğun azaldığını ve güçlü bir orta sınıf oluştuğunu görüyoruz. Bunun gerçeklemesi AK Parti iktidarlığında gerçekleşmiştir." şeklinde konuştu.

HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER GAZETESİ

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
  • Ev Eşyaları Neye Göre Seçilir?
  • Spor Gereçleri ve Kullanım Şekilleri
  • Konyaspor uzatmalarda güldü!
  • Konya’da yarın elektrik olmayacak mahalleler (8 Şubat 2024)
  • Alev Alatlı hayatını kaybetti
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA