• Konya14 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yazar Eda Bildekten "1453 Fetih" kitabı
14 Şubat 2012 Salı 20:30

Yazar Eda Bildek'ten "1453 Fetih" kitabı

Araştırmacı- Yazar Eda Bildek yeni kitabı 1453 Fetih kitabıyla okurlarının karşısında. Büyük kumandan Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethini sürükleyici
Araştırmacı- Yazar Eda Bildek yeni kitabı 1453 Fetih kitabıyla okurlarının karşısında. Büyük kumandan Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethini sürükleyici bir anlatımla paylaştığı kitabı herkesin ilgisini çekecek kadar etkileyici.
İşte Yazar Eda Bildek'in kitabı için yazdığı Önsöz
      Ben uydurmadım tüm bu yazdıklarımı, tarihin 15. Yüzyılında yürüyen bir efsaneye dokundum sadece…  Ben değil o dokundu aslında bana! Beni cezp etti… Puslu ve efsunlu bakışların ışığında gözlerimin derinliklerine dikti şehla bakışlarını… Aşk mı diliyorsun, dedi! Aşkı mı anlatmak istiyorsun şartsız ve kayıtsızca, dedi… Öyleyse AŞKIN PEYGAMBERİNİN ardından bana da dokunmalı kalemin diye haykırdı…

 

        Usulca yaklaştım ona, yine bir zaman tüneline girdim ve on beşinci yüzyılın sokaklarında gezinmeye başladı hücrelerim…  İlk karşılaştığımızda Üsküdar’ın gök kubbesinde bulutların üzerinde bir suretti varlığı… Bir rüyada takıldım ona… Bana gülümserken, şahlanan atının beyaz tüylerinde yazıyordu fethin rüyası…  Belli ki rüyayla bütünleştirmemi istiyordu kendisini, bu yüzden bir rüya ile yakalamıştı bana… Uyandığımda ter içindeydi varlığım… O ki bir hükümdardı ve beni çağırmıştı… Ah, hünkarım çağlar öncesindeki ruhuna dokunmam için mi gelmiştin…

 

          Onu yazmamam mümkün değildi artık… O ki fethin aşk muhafızıydı, ben ki aşkı yazma aşkında olan bir kalem… Onu yazmasam aşk tanımım yarım kalacaktı…  Yazmasam nefesim tutulacaktı… Önce titrekçe dokundum varlığına… 29 Mart gecesinde teşrif etti Murat Han’ın saltanatına… Yağmurlu bir geceydi ve mübarek bir kandilin rahmetinde doğan varlığına bir müjde gibi dokunmuştu kuyruklu bir yıldız… Tam onun doğduğu an Konstantinopolis’in üzerinden süzülmüştü… Bu bir işaret miydi sultanım?

 

        Yavaş yavaş büyüyecek ve onunla birlikte de rüyası şekil alacaktı… Aşk için kavrayacaktı kılıcını… Aşkı olmayanın fethi olmaz diyecekti… Sonra hayatının her bir sayfasında mümkün olmayanın sınırlarında imkânsızı denemenin zafere gidecek yolda kaçınılmaz olduğunu aşılayacaktı bize. İmkânsızın sınırlarında aldığı kararlara baktıkça, içteki aşk için imkânsıza dokunma duygusuna kapılacaktım…

 

       Bir rüyanız mı var sizinde? Hani başınızı döndüren bir büyüyle sizi uyandıran bir rüyanız mı var? Sakın, rüyalar ile amel olmaz demeyin! Tarihin gizemli isimlerinden biri olan fatihin aşkı rüyalarla anlam kazanıyor göreceksiniz… Muhasaranın en çetin noktasın da Akşemseddin’i hazretlerinin Rüyası yetişiyor çaresizliklere, mehmet hanın hayatına dokundukça anlayacaksınız… Üstelik bu kitap da bir rüyadan doğdu… Rüya’yı gören yazıcı fatihe müptela oldu… Bir rüya sonrası yazılmaya başladı bu eser…  Rüyalarınıza sıkıca tutunun diye…

 

      Ne bir harem keyfindeydi, ne muhteşem sofraların saltanatında gezinirdi…  Öyle anlatıldığı gibi sefa sürmezdi Osmanlı padişahları, onlar daha doğarken yakalanırlardı sultanlığın çetin sınavına… Seferler de koşmaktan yarımdı aşkları… Hiç çocuk olamadılar mesela… Yasaktı onlara ağlamak, çünkü onlar bir tebaanın, halkın ve devletin başıydılar… Güçlü olmak zorundaydılar…

 

     Şimdi ben kurgulamadım tüm bu yazılanları… Önce onun hayatına girdim usulca… Tedirgin oldum, ne de olsa bir sultandı… Üstelik fethedilemeyen toprakları fetheden bir sultandı… Yine de gülümsedi bana, şairliğinden olsa gerek içliydi sesi gel, derken…  Yalan değildi aşktan yanan bakışlarının buğusu… Yalan değildi aşkı taşıdığı… O, en güzel cesareti şeyh’inin dudaklarından kendisine ulaşan hadisin ışığından alıyordu…

 

        Bir tahttı, bir tacı, bir de kılıcı vardı,

 

 Kaftanı sultanlığından sırtındaydı… Ama onun en büyük varlığı aşktandı… Aşkı ise fethin rüyasından… O rüyası olan bir padişahtı ve âşıktı… 1453 FETİH adlı bu kitap hem fatih’in, cihana hükmeden varlığa nasıl eriştiğini, hem de İstanbul’u bizim için kazanan kahramanların kan terini, Osmanlı padişahlarının hayatı sanıldığının aksine iman ve sefer arasında edeple yaşanılmış günler olduğunu sizlere anlatacak…

 

       Tarihini bilmeyen, tarihinin dev isimlerini anlamayan bir milletin geleceğinden ve gücünden söz edilemez! Umarım kalemim sizin yüreklerinizle tarihe keyifli bir yolculuk yapar…

 

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA