• Konya19 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Türkiye gerçekten demokratikleşiyor mu?
22 Eylül 2010 Çarşamba 15:51

Türkiye gerçekten demokratikleşiyor mu?

Türkiye'de 12 Eylül Pazar günü yapılan referandumla kabul edilen anayasa değişiklikleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı gibi Türk demokrasisi için bir dönüm noktası mı?
Türkiye'de 12 Eylül Pazar günü yapılan referandumla kabul edilen anayasa değişiklikleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı gibi Türk demokrasisi için bir dönüm noktası mı? Bunlar, Almanya Dışişleri Bakanı'nın deyişiyle "Türkiye'nin Avrupa yolunda attığı bir diğer önemli adım" mı? Yoksa muhalefet liderinin uyardığı gibi, Erdoğan ve onun İslamcı AK Partisine "sivil diktatörlüğün" yolunu mu açıyor? Belki de Erdoğan'ın yaklaşık sekiz yıllık iktidarının en göze çarpan —ve endişelendiren— özelliği, cevabın net olmaması.

Önerilen 26 anayasal reformdan çok, Erdoğan hükümeti konusunda bir referanduma ve kutuplaşmaya dönüşen bir kampanya sonrasında Erdoğan kesin bir zaferle ödüllendirildi: Seçmenlerin yüzde 58'i 1980 askeri darbesini takiben ordu tarafından dayatılan anayasadaki değişiklikleri onayladı. Değişikliklerin çoğu liberal adımlar olup hem NATO üyesi hem de AB'ye katılmayı amaçlayan bir Müslüman ülkede demokrasiyi güçlendirecektir. Örneğin, subaylar sivil mahkemelerde yargılanacak; kadınların, yaşlıların, engellilerin ve çocukların hakları geliştirilecek; sendikalar üzerindeki sınırlamalar kaldırılacak ve bireyler daha fazla mahremiyet hakkına sahip olup Anayasa Mahkemesine başvurabilecek.

Ancak seçmenlere tek bir evet-hayır seçeneğiyle sunulan anayasa paketi, Anayasa Mahkemesinin ve Türkiye'deki diğer en yüksek yargı organı olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun da kapsamlı bir şekilde yeniden yapılandırılmasını içeriyor. Her ikisinde de üye sayısı artırılacak ve atama yetkisi cumhurbaşkanına ve yasama organına verilecek. Şimdiye değin Türkiye'de yargı, laikliğin ve dolayısıyla Erdoğan'a direnişin bir kalesi durumundaydı. Anayasa Mahkemesi, Erdoğan'ın kadınların devlet okullarında başörtüsü takmasına imkan verme girişimini geri çevirmiş ve partisi kapatmanın eşiğinden dönmüştü.

Şimdi Erdoğan kendi adaylarını hakim bir pozisyona getirecek güce sahip olacak. Laik devlete karşı adım adım ilerleyerek bir "darbe" gerçekleştirdiğini ileri süren muhalefet, mahkemelerin iktidar partisinin bir başka kolu haline geleceğini savunuyor. Kimi muhaliflerin söylemleri abartılı olsa da Erdoğan'ın eylemleri endişeye neden oluyor.

Son birkaç yıl içinde Erdoğan hükümeti, muhalif basına soru işaretlerine neden olan vergi davaları açmıştı. Darbe planladıkları iddia edilenlere karşı yürütülen soruşturmalara sadece subaylar değil işadamları ve gazeteciler de dahil edildi.

Erdoğan'ın anayasa reformları, dikkat çekici bir şekilde ifade ve inanç özgürlükleri ile Kürt azınlığın haklarının korunması konularını içermiyor. Ancak gelecek yıl yapılacak seçimleri kazanması beklenen Başbakan Erdoğan, tamamen yeni bir anayasanın hazırlanacağı vaadinde bulundu. Eğer Erdoğan halen Türkiye'yi Batı'ya doğru ilerletmek istiyorsa söz konusu reformları gerçekleştirirken, yargıyı bağımsızlıktan uzaklaştırma eğiliminden uzak durmalıdır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
  • Ev Eşyaları Neye Göre Seçilir?
  • Spor Gereçleri ve Kullanım Şekilleri
  • Konyaspor uzatmalarda güldü!
  • Konya’da yarın elektrik olmayacak mahalleler (8 Şubat 2024)
  • Alev Alatlı hayatını kaybetti
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA