• Konya13 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Türkiye, ABye hükmetmek istiyor
27 Eylül 2010 Pazartesi 12:26

Türkiye, AB'ye hükmetmek istiyor

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ülkesi için AB içinde öncü bir rol umuyor. yollar, ekonomisi ve nüfusu hızla büyüyen Türkiye'ye çıkıyor.
Liberal sağ eğilimli Die Presse gazetesinin 24 Eylül 2010 tarihlisayısında, Wolfgang Böhm imzasıyla yayımlanan New York/Viyana çıkışlıyorumunda şunlara yer verildi;

Türkiye'nin Başbakan YardımcısıAli Babacan New York'ta BM Genel Kurulu öncesinde, "Türkiye, AB'ye üyeolduğu zaman ikinci planda kalmayacak; bu durum, Almanya ve Fransa gibiülkelerin üyeliğimiz konusunda gerçekten hassaslaşmasına neden oluyor."diyerek öz güvenini gösterdi. Babacan'ın AB'de yönetici rol talebi,sağlam verilere dayanıyor: Bu yıl için tahminî yüzde 7 büyümeyleticaretin yön levhası olarak enerji konusunda artan nüfuzuyla vetükenmez denebilecek insan kaynağı potansiyeliyle Türkiye, nihayetAvrupa'yı sollama şeridine girdi.

Türkiye hâlihazırda dünyanın en büyük 17. ekonomisi. Ekonomi gözlemcilerine göre 20 yıl içinde ilk onuyakalayabilir ve İspanya ve İtalya'yı geride bırakabilir. Aynı dönemdeTürkiye'nin nüfusu IIASA ve Bilimler Akademisinin verilerine göre 85,5milyona yükselecek ve böylelikle AB'nin en büyük ülkesi Almanya'yıgeçecek.

Türkiye; Almanya, Fransa ve Avusturya gibi ülkelerindirenmesine rağmen AB'ye girecek olursa Ankara'nın politikacıları ABkurumlarına hükmedebilecekler. Türkiye bugün üye olsaydı, Birliğin enbüyük ikinci ülkesi olarak Avrupa Parlamentosunda 86 sandalyeye sahipolacaktı. Birliğin yönetim sistemi önümüzdeki yıllarda adım adım LizbonSözleşmesi'ne uygun hâle getirilecek olsa da Türkiye'nin durumu fazladeğişmeyecekti. Hattâ Ankara'nın etkisi, yüksek nüfus artışı nedeniyledaha da artacaktı çünkü ülkelerin Avrupa Parlamentosunda sahip oldukları sandalye sayısı veya AB Konseyindeki yeni çoğunluk oranları ülkelerinözellikle nüfuslarına göre belirleniyor.

Türkiye büyük bir ülkeolarak AB'de istediği kararları kolayca çıkarmakla kalmayıp, beğenmediği kararları da engelleyebilecektir. Lizbon Sözleşmesi, 2014'ten itibarentoplamda AB nüfusunun yüzde 35'ini bulan ülkelerin engelleyici azınlıkoluşturabilmelerini öngörüyor. Bu da Ankara'nın mesela Londra, Madrid ve Varşova ile birlikte Paris ve Berlin tarafından belirlenen politikönlemleri baltalayabileceği anlamına geliyor. Böylelikle Almanya-Fransaekseninin hâkimiyeti kırılabilir.

AB Politikaları Etkilenebilir

Türkiye'nin AB'ye üye olması siyasî açıdan neleri değiştirebilir? AB diplomatlarına göre Türkiye ile AB'nin dış siyaseti ve güvenlik politikaları ABD'yedaha güçlü yönelebilir. Ticaret politikasında Ankara, şu anki ABüyeleriyle serbest ticarete ağırlık verebilir. İç güvenlik konusundadaha fazla iş birliği çabaları Ankara tarafından hızlandırılabilir.Ancak özel bilgilerin gizlenmesi gibi sivil haklar konusunda Ankarafrene basabilir.

Babacan New York'ta, "Dünyada Avrupaekonomisinin ağırlığı azalıyor ve azalmaya da devam edecek. Ancak birgenişlemeyle AB gücünü ve etkisini koruyabilir." diyerek AvrupaBirliği'nin Türkiye ile uluslararası arenada önem kazanacağına işaretetti. Son dönemde "Welt-Online" için yazdığı bir yazıda eski AlmanyaŞansölyesi Gerhard Schröder'in de katıldığı bir görüş. SPD'lipolitikacı, "Türkiye olmaksızın AB orta seviyede saplanıp kalır." demişve Türkiye'nin hızlı büyüme temposuna işaret etmişti. Türkiye ekonomisisırf bu yıl Fransa ekonomisinden dört ve Almanya ekonomisinden iki katdaha hızlı büyüyecek. Schröder, Türkiye'nin 20 yıl içinde Avrupa'nın enbüyük dördüncü yahut beşinci ekonomisi olacağını, artık ondan sonra dayolların Türkiye'ye çıkacağını ifade etmişti.

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA