Selçuklu birleştirir
Suriye'deki iç karışıklıktan kaçarak Türkiye'ye gelen Suriyelilerin konuk edildiği Hatay Yayladağı'ndaki çadır kentin sessizliğini, sınırın öte yanına düşen bombaların gürültüsü bozuyor.
Geçen yıl nisan ayında Suriye'de başlayan olayların giderek şiddetlenmesi nedeniyle çareyi Türkiye'ye kaçmakta bulan yaklaşık 80 bin Suriye vatandaşının kulağı Suriye'den gelecek haberlerde. Sınıra yakın alanlarda kurulan çadır kentlerdeki Suriyelilerin, başta güvenlik olmak üzere, barınma ve gıda ihtiyaçlarını karşılamak için görevliler 24 saat çalışıyor. Yayladağı 2 nolu Çadır Kent'te barınan yaklaşık 2 bin 400 Suriyeli Türkmen ile tercümansız anlaşan AFAD görevlileri, onlara 'misafir özeni' gösteriyor. Çadır kent sakinleri, büyük bir aile gibi birlikte hareket ediyor. Hatta güvenliği sadece 4-5 görevli sağlıyor. Çadırlardaki sessizliği, sınıra yakın köylere düşen bombaların gürültüsü bozuyor. Sabırla ülkelerine dönecekleri günü bekleyen Suriyeliler, her fırsatta Türkiye'ye teşekkür ediyor.
YENİ SURİYE'DE BİRLİKTE YAŞAMA İSTEĞİ
Kampta kalanlar, hüküm sürdüğü dönemde Türk, Arap, Kürt, Ermeni ve Farslar olmak üzere tüm etnik grupları tek bayrak altında toplamayı başaran Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nu örnek alıyor. Esed sonrası birarada yaşamayı amaçlayan Suriyeliler, bu isteklerini kampta dalgalandırdıkları bayraklarla ilan ediyor. Neredeyse her çadırda Türk bayrağı ve Suriyeli muhaliflerin kullandığı 'yeni Suriye bayrağı'nın asılı olduğu kampta Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun bayrağı da dikkati çekiyor.
KİMLİĞİMİZİ O BAYRAKTAN ALIYORUZ
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitim gören Suriyeli Malik Karadirek, Lazkiye ile Türkiye sınırı arasındaki bölgede yoğun olarak yaşayan Bayır-Bucak Türklerinden olduklarını belirterek, 'Biz, Büyük Selçuklu İmparatorluğu'ndan bu yana bu bölgedeyiz. Büyük Selçuklu bayrağı bizim için çok önemli. Kimliğimizi o bayraktan alıyoruz' dedi. Tıp fakültesini bitirdikten sonra 'Yeni Suriye'de görev almayı planladığını söyleyen Mahir Karadirek, 'Suriye'de olaylar başladığında ben Ankara'da üniversiteye yeni başlamıştım. Suriye'den katliam haberlerini alıyordum ama dağa sığınan aileme ulaşmakta güçlük çekiyordum. Esed yönetiminin öteden beri Suriyeli Türkmenlere uyguladığı baskı yüzünden Suriye'ye de giremiyordum. O sarsıntı döneminde derslerimi ihmal ettim. Ancak ailemin Hatay'a girdiğini duyunca buraya koştum' diye konuştu.
'Hataylılar rahatsız' haberleri provokasyon
Antakya Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Hataylıların Suriyelilerden rahatsız olduğu yönündeki iddiaların provokasyon olduğunu belirterek, 'Biz provokasyonları gerçekten bundan önce çok gördük. Birçok senaryo yazıldı ve bizim insanımız bu senaryonun içerisinde kendini figüran, aktör olarak gördü. Biz ne başkasının yazdığı filmde oynayacak aktörüz ne de figüranız' diye konuştu.
Türkiye'nin her zaman mağdurun yanında olduğunu ve zor durumdaki insanlara elini uzattığını, kucak açtığını belirten Savaş, tarihten gelen bağlar ve komşuluk ilişkileri başta olmak üzere zor durumdaki Suriyelilere de bu anlamda kucak açıldığını ifade etti. Savaş, Türkiye'nin yardım için etnik farklılık gözetmediğini vurgulayarak, en büyük temennilerinin Suriye'de akan kanın durması olduğunu dile getirdi. Hatay'da yüzyıllardır devam eden sevgi, kardeşlik bağlarının hakim olduğunu belirten Savaş, 'Birliğimizi, bütünlüğümüzü, kardeşliğimizi, sevgi ortamımızı yok etmeye, buradaki renkli, ahenkli görüntüyü bozmaya çaba sarf etmektedirler' dedi.
HUZURU BOZAMAZLAR
Dışardan gelen provokatif hareketlerden sakınmak adına önemli adımlar attıklarını bildiren Lütfü Savaş, bu kapsamda farklı partilere mensup belediye başkanlarıyla belli dönemlerde biraraya geldiklerini, barış ve kardeşlik bağlarını daha da güçlendirmek adına mesajlar vermeye gayret gösterdiklerini anlattı. Hatay'ın Samandağ İlçesi'nin ÖDP'li Belediye Başkanı Mithat Nehir de Hatay'da barış ve kardeşlik ortamının bulunduğunu ve bozulmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.