




Örgüt mutlaka silahı bırakmalı
Orgeneral Başbuğ, Mardin'in Nusaybin ilçesindeki Sınırtepe Karakolu'nu ziyaret ettikten sonra açıklamalarda bulundu.
Devletin ülkede meşru güç kullanma hakkına sahip tek otorite olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti:
''Terör örgütlerinin de her zaman her fırsatta bu otoritenin sarsılmasını ister. Bölgede özellikle Güneydoğu Doğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgemiz başta olmak üzere bu bölgelerde teröristler bulunduğu sürece, bu görevlerin biraz evvel açıkça ifade ettiğim görevlerin yerine getirilmesi devletin ve dolayısıyla güvenlik kuvvetlerinin vazifesidir. Devletimizin, milletimizin ve güvenlik kuvvetlerinin kararlılığı karşısında bölücü terör örgütünün amaçlarına ulaşması mümkün değildir.
Bugüne kadar örgüt kandırdığı, kullandığı 3 bine yakın insanının ölümüne neden olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri her zaman, her şeye rağmen bölücü terör örgütüne karşı yürüttüğü mücadeleyi insan odaklı olarak yürütmektedir. Bu gerçekten terörist örgütlerle yürüttüğümüz mücadeleyi İnsan odaklı olarak yürütmek çok önemlidir.
Terör örgütüne kandırılarak katılan teröristlerin büyük bir bölümü 26 yaşına ulaşmadan hayatını kaybetti. Bu kapsamda özellikle terör örgütüne karşı çıkmalarına rağmen evlatlarını terör örgütüne kaptıran ve bu acıları yaşayan o anne ve babaların da acılarını anlamak zorundayız. Bu nedenle tekrar ifade ediyorum; silahla, kanla bir yere varılamaz. Tek çıkar yol, bölücü terör örgütünün silahlarını bırakmasıdır.''
Genelkurmay başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, ''Evet. Akan kanın durmasını herkes, elbette Türk Silahlı Kuvvetleri de ister. Hatta isteyenlerin en başındadır. Bundan herkes emin olsun. Ancak bu kanı kim ve niçin akıtıyor? Bu soruyu sormak lazım. Akan kan dursun, dursun. Peki, bu akan kanı kim ve niçin akıtıyor? Bu sorunun cevabını aramak lazım. Bu sorunun cevabı açık; bölücü terör örgütü'' dedi.
Orgeneral Başbuğ, Mardin'in Nusaybin ilçesindeki Sınırtepe Karakolu'nu ziyaret ettikten sonra açıklamalarda bulundu.
Bayramların bütünlüğümüzü pekiştirdiğimiz günler olduğunu, bayramların bir daha düşünme fırsatı verdiğini, kırgınlıkları unutturduğunu kaydeden Orgeneral Başbuğ, şöyle konuştu:
''Evlatlarını, eşini, babasını vatan savunmasında şehit vermiş ocaklarda bu bayram günlerinin sevinci buruktur. Oralarda bu bayram günleri buruk yaşanır. Vatanı uğruna şehit ve gazi olmak bir asker için ulaşabilecek mertebelerin en yükseğidir. Şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize minnet duygularımızı iletiyoruz.
Şehitlerimizin annesi, bizlerin de annesidir. Bizlerin de anasıdır. Bütün şehit analarının öpülesi ellerini saygı ve şükranla bu bayram günü öperim.
Biz askerler için bayramların ayrı bir önemi vardır. Çoğu zaman bu evlatlarımızın bugün yaşadığı gibi çoğu zaman anne ve babalarımızdan, eşimizden ve dostumuzdan uzak oluruz. Bu Mehmetçikler ki -bunlar analarının ve babalarının bize birer emanetidir- bu bayramlarda bu Mehmetçikler bizim ailemizin birer parçası olur, evladımız olur. Bugün öğle yemeğinde beraber olduk ben de evlatlarımla olmuş gibi kendimi hissettim. Gerçekten bugün burada Mehmetçiklerle beraber olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bayramlarını kutlamaktan sevinç duyuyorum.
Bu vesile ile bütün Mehmetçiklerimizin Edirne'den Hakkari'ye kadar görev yapmakta olan bütün Mehmetçiklerin alilerinin de bayramını kutluyor, kendilerine selam ve sevgilerimi gönderiyorum. O ailelere diyorum ki burada olduğu gibi hiçbir yerde evlatları yalnız değildirler. Onlar komutanlarıyla, arkadaşlarıyla beraberlerdir.''
Türkiye'nin neredeyse çeyrek asırdır terör ile yaşadığını, bu bayram günü bu geçen sürece bakıldığı zaman özellikle insanı açıdan elbette üzüntü duymamanın mümkün olmadığını vurgulayan Orgeneral Başbuğu, şöyle devam etti:
''Evet. Akan kanın durmasını herkes, elbette Türk Silahlı Kuvvetleri de ister. Hatta isteyenlerin en başındadır. Bundan herkes emin olsun. Ancak bu kanı kim ve niçin akıtıyor? Bu soruyu sormak lazım. Akan kan dursun, dursun. Peki, bu akan kanı kim ve niçin akıtıyor? Bu sorunun cevabını aramak lazım. Bu sorunun cevabı açık; bölücü terör örgütü.
Dünyanın her yerindeki teröristler gündemin kan, gözyaşı, kin ve nefret üzerinde oluşmasını ister. Teröristler toplumda düşmanlığı arttırmak, iletişimi kopartmak ve toplum içerisinde farklı kimlikler yaratmak suretiyle farklılaşmalara yol açmak ister. Şimdi bazıları diyor ki 'Şu tarihe kadar insanların ölümüne neden olmayacağız ancak şu tarihten sonra tekrar masum insanları, görevlerini yapmakta olan asker ve polisleri öldürmeye başlayacağız'. Bu düşünce nasıl açıklanabilir.
Bu tehdit, terör içeren, insanlık dışı bu düşüncelere nasıl ılımlı bakılabilir. Hatta bu çeşit düşünceler nasıl desteklenebilir. Bunun da herhalde sorulması lazım. Daha önce de ifade ettiğim gibi ülke ve millet bütünlüğünü korumanın elbette bir bedeli vardı. Bedelsiz hiçbir şey olmaz. Asker için onur ve vazife her şeyin üstündedir.''
AA
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA