Jeoteknik Proje Başkanı Abdulkadir Bulduk, Konya’da 1997 öncesi yapılan yapıların riskli olduğunu belirterek “Konya’daki 4,7 şiddetinde depremin ardından vatandaşlarda ‘yapılar zarar verir mi’ endişesi oluştu” dedi.
Konya Aydınlar Ocağı tarafından Sille Kültür Evi’nde gerçekleştirilen Salı Sohbeti’nde,
“Konya Depremi ve Zemin Durumu” konuşuldu. Konya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Jeoteknik Proje Başkanı Abdulkadir Bulduk, bilgisayar sunumlu olarak gerçekleştirdiği konuşmasında, deprem nedir ve deprem çeşitleri hakkında bilgi verdi. Depremi “Kıt’alardaki yer değiştirmeler sebebiyle âni olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yeryüzünü etkilemesi olayı” şeklinde tanımlayan Bulduk, obrukların çöküntü depremlerinden dolayı kaynaklandığını ve dünya’da yüzde 90, Türkiye’de ise tamamının Tektonik Depremler görüldüğünü belirtti. 1901’den bu tarafa Konya’da 5 şiddetinin üzerinde bir deprem meydana gelmediğine dikkati çeken Bulduk, Konya’nın 4. ve 5. Deprem Bölgesinde bulunduğunu hatırlatarak “Konya fayının üreteceği deprem en fazla 5’dir. Bu da basit bir faydır. Konya’da 10 ve 11 Eylül’deki 4,5 ve 4,7 büyüklüğündeki depremler ise orta ve hafif şiddetli depremlerdir. Korkulacak ve endişe edilecek bir durum söz konusu değildir” dedi.
ASIL ENDİŞE KALİTESİZ YAPILARDA
Hükümet Binası merkez alınarak50 km. sahada Konya’da, 1903 yılında merkeze8 km. uzaklıkta 4.4, 1972’de26 km. uzaklıkta 4.5, 1988’de 47km. uzaklıkta 4.7 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini kaydeden Bulduk, 10 – 11 Eylül 2009 tarihlerinde meydana gelen 4.5 ve 4.7 şidditendeki depremlerin merkeze uzaklığının da8 km. olduğuna işaret ederek “Depremler 6 şiddetinden itibaren yıkıcı olmaya başlar. Konya ve civarındaki depremlerden bugüne kadar yıkıcı şiddetinde bir deprem tesbit edilmemiştir. Burada üzerinde durulması gereken husus ise, 1997 öncesi Konya’daki yapıların riskli olmasıdır. Son depremden sonra vatandaşlarda ‘yaıplar acaba zarar verir mi’ endişesi oluşmuştur. Konya’da 6 şiddetinde bir deprem meydana gelmesi durumunda yıkımlar; depremden dolayı değil, yapıların kalitesizliğinden olur. Konya’daki depremler orta ve hafif şiddetli depremlerdir. İlk depremde kayaların sürtüşmesinden dolayı yer oynadı ve 3 saniye sürdü. İkincisinde kayalar yerleşti ve 5 saniye sürdü. Bu arada 4 şiddetinin altındaki artçı sarsıntılar yararlıdır” diye konuştu. Bulduk ayrıca, Konya’da 10 Eylül’den bu tarafa 83 adet depremin tesbit edildiğini ve bunlardan 81’inin artçı sarsıntılar olduğunu sözlerine ekledi.
KONYA DEPREM AÇISINDAN GÜVENLİ BÖLGEDE
Konya Ovası’nın zemini hakkında da bilgi veren Abdulkadir Bulduk, kıt’alar oluşurken Konya’nın göl halinde olduğunu ve suların çekilmesiyle birlikte alüvyonlu bir zemin oluştuğunu belirterek “Konya şehri yerleşim alanı kuvaterner yaşlı göl çökelleri üzerindedir. Konya Gölü’nün yaşı birkaç yüzbin yıldan zamanımıza kadardır. Beşyüz Evler – Kombassan Evleri – Akyokuş Hattının batısında kalan kısım çoklukla kayalık ve kısmen yamaç molozlarıyla alüvyon yelpazelerinden oluşurlar. Beşyüz Evler, Kombassan Evleri ve AkokuşHattı aynı zamanda Konya fayını belirler” dedi.
Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Abdulkadir Bulduk, Erzincan, Adana, Marmara ve Düzce depremlerinde binaların kalitesizliğinden kaynaklanan resimlerden örnekler göstererek sunumunu şu sözlerle tamamladı: Konya şehri 4. derecede deprem bölgesindedir. Deprem açısından oldukça güvenli bir bölgedir. Zemin ve aletten ziyade yapılaşma hatalarından kaynaklanan olumsuzluklar olabilir. Misal olarak yakın zamanlara kadar Konya’da 5 katlı binalara bile yığma yapım izni verilmiş idi. Bu hatalardan dolayı teklike oluşabilir. Yığma binalar inşaat sırasında bile kendi kendilerine göçmektedirlir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.