• Konya12 °C

Hakan Bahçeci

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Kadına şiddet yasak ya erkeğe

13 Ekim 2011 12:56

 

Ne kadın anlamış erkeği ne mana vermiş erkek kadına. Aslında isimlendirmeden yanlış başlamış her şey; karşı cins. Sahi bu kavram acaba hangi milletin ürünü? Hemcins ve karşı cins, birinin tarafında diğerinin karşısında olmayı akla getirmiyor mu? Karşı cins ise karşısında duruyor işte adam, kadın zaten karşıda olmaktan mutlu.

 

Kadın erkek ilişkileri, çok hassas bir konu. Özellikle son yüzyılda dünyayı paylaşan bu iki cinsin birbirleri ile olan yarışına ve neredeyse kavgasına tanıklık ettik. Kadın, ne hikmetse eşit olmadığını ve bu eşitsizliğin erkek tarafından yapıldığını savunup durdu. Kadına göre, kendi konumunu erkek belirliyor bu yüzden kadın erkeğe karşı ikinci sınıf durumuna düşüyordu. Tüm olanların sorumlusu erkekti nitekim.

 

Aslında ip burada kopuyor zaten. Yaratılış ve duygu yüklü olma bakımından, taşıdığı sorumluluk ve biyolojik süreç bakımından “insan” olan her iki cins de, kendi konumlarını karşıdakine göre belirleme yoluna girince, doğallığından uzaklaşarak gelişti her şey. Oysa ilahi kaynak, kadın ve erkeği birbirlerinin karşısına değil yanına koymayı prensip olarak öğütlemişti.
Kadın erkeğe eşit değildir. Olmamalıdır da. Buna ne fiziksel ne manevi dünya müsaade eder. Eşit olmamak asla bir eksiklik değildir halbuki. Ne kadın erkek gibi ne erkek kadın gibi tavır almak zorunluluğuna sokulmamalıdır. Bununla birlikte, haklar ve sorumluluklar gündeme gelince kimi zaman kadınların hakları erkeğin sahip olduğundan çok daha kuvvetlidir. Bu yaklaşım, kimi okur tarafından garip ve itici bulunabilir lakin tarihi yaratan kuvvet beni kanıtlar.
 
Son yıllarda, kadına yönelik şiddetin arttığı, bu şiddetin önüne geçilmesi gerektiği ile ilgili yoğun bir kamuoyu oluşmuş durumda. “şiddet” kendi başına bile nahoş bir çağrışım oluşturuyor. Hele durum, kadına yönelik olunca, hassasiyet daha da artıyor. İki erkeğin kavgası ağır yaralı, ölümlü ya da magazinsel olmadıkça haber konusu olmayabilir. Aynı olayın bir tarafında kadın varsa durum hemen kadına şiddet haberinin açısına girmiş oluyor. Diğer bir bakış açısıyla, aslında toplumumuz kadına takınılan tutum konusunda oldukça hassastır. İnsanımız, kadını narin ve savunma gücünü zayıf bildiğinden, bu tür haberlere karşı daha hassas oluverir.
Bizde kadın kıymetlidir, sakınılır ve kıskanılır, bu yüzden saklanır da. Bir kadın varsa ortamda lafa söze dikkat edilir. Yani misal, statlara kadınları bedava alan düşüncede bu nokta mutlaka göz önüne alınmıştır. Bizde koca eşi için “çocuklar” diye bahseder. Kadına yol verilir, rahatsızlık duymasın diye “bacım” diye hitap edilir. Kadın erkekle anılırsa anlamı tamam oluyor idi. Bunlardan hangisi kaldı geriye? Şimdi bu tavırlar kaba saba, eskide kalmış olarak algılanıyor.
 
Kadına yönelik şiddet artmış mıdır? Bununla ilgili saha araştırmaları yapılıyor, istatistiki veriler toplanıyor. Şiddetin altında yatan sosyal ve ekonomik sebepler araştırılıyor. Kadına her türlü orantısız gücün uygulanmasına gönlümüz razı değil elbet. Erkeğin de şiddet görmesine razı olmadığımız gibi. Haberlere konu olan olayların çoğunda fiziksel bir şiddet yer alıyor. Oysa, bir kadının erkeğe uyguladığı psikolojik şiddet, mefhum bakımından erkeğin uyguladığı fiziksel şiddetten farklı olmamalı.
 
Medyanın da bu olaylara yaklaşımı ayrıca sorgulanmalı bu arada. Medyanın kullandığı dil, görselleri veriş biçimi sonuçtan ziyade teşhir kokuyor. Dizilerde oluşturulan ilişkiler, hep karşı tarafa uygulanan şiddetin üzerine kurgulanıyor. Kadına şiddet konusunda neden hep kadınlar tepki, tercih ve öneri sunarken bu kadar fazla öndeler sorusu da takılmıyor değil aklıma. İnsan olarak kadın ve erkek, kim ve ne olursa olsun, hakkı gözetmek durumundalar oysa.

 

 

Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA