• Konya23 °C

Lokman Koyuncuoğlu

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

İspanya'da tuhaf gece

29 Mart 2009 04:20
         Ne zamandır bekliyorduk bu maçı
         Türkiye daha rahat bir ortamda bu maça hazır olsaydı ne güzel olurdu.

Hem seçimler hem de o trajik kaza.

Akşam oturmasındayız. Tümü sporcu olan bir ekiple beraberiz. Benim dışımda kimsenin umurunda değil maç. Belli ki olacakları tahmin etmiş bizim ekip, siyaset konuşmak daha keyifli geliyor onlara.

Tabi birazda genel hava uyuşukluğa müsait. Neyse maç başlıyor. Ben ekran başına atıyorum kendimi.

İspanya sanki uyku hapı almış gibi; maçı çevirecek hiçbir hamle sezilmiyor.

Üstelik Nihat biraz iyi bir vuruş yapsa ya da kafasını kaldırıp arkadan gelen Arda’yı Tuncay’ı görse, Santiago Barnebau 90 bin kişilik bir şoka girecek. Bin 500 Türk’ü çıkarıyorum bu sayıdan.

Sonrası Semih’in o şutu geliyor. Tıpkı Hırvatların rüyalarından çıkmayan o son dakika golü gibi vurdu. Ama kalede bir farklılık vardı. Çünkü kaleci, Iker Casillas’tı.

Fatih Terim dersini çalışmış, İspanya’yı çözmüş bu işi eninde sonunda bitiririz diyoruz.

Vakit ilerledikçe görüyoruz ki, bizim dersimizi çalışmamız yetmezmiş.

İspanya zaten ezber olduğu konularda kendinden çok emin.

Tak tak tak; üçgenler, beşgenler, dikdörtgenler.  Pas manyağına dönüyoruz.

Neyse ilk yarı bitiyor da biraz rahatlıyoruz. Nasıl olsa Fatih Hoca ikinci yarı için iyi bir çözüm bulur.

Böylece “ortada sıçan” oyununda hep biz “ortada” olmaktan kurtuluruz.

Gece saatler 24’ü geçmiş. Takvimler 29 Mart. Türkiye için seçim vakti olmuş. Ah bir de şu İspanyolları geçip kurtulsak.

İlk yarı Emre Aşık ya da İbrahim Üzülmez kart görmedi ya. Fatih Hoca en iyisi kart görecek bir oyuncu alayım diyor. En uygun isim Ayhan. Eeee. Kat görmesi en uzak isim Semih. Hadi bakalım alın size ilk değişiklik.

(Hakem Musakka’da bu gece kart yok diyor. Hiç kart göstermiyor, iş iddiaya kalsa faul bile vermeyecek. Neden böyle derken hemen fark ediyorum. Medeniyetler arası diyalogda eş başkan olan iki ülke, dünyaya örnek olsun diye çok centilmen bir gece geçiriyorlar!)

Rıdvan dilmen yorum yapıyor. Hoca oyunu rölantiye almak için bunu yaptı diyor. Ayhan onun için oyuna alınmış. Eyvallah

O da ne. Rölanti derken kastımızı yan topta, herkes gelen ortayı seyredecek değildi ki. Kim bu adam. Pique mi, Pike mi.

Olsun olsun. Daha 30 dakika var. Çıkartırız bu golü, Semih dışarıda olsa da bakarız bir çaresine.

Eee. Ne oluyor golü onlar mı attı, biz mi? Onlar attıysa neden biz dört koldan bastırıp hücum etmiyoruz dolayısıyla onlarda hiç kontratağa çıkmıyorlar. Bu maçta bir ilginçlik var ama neyse.

Şablon değişmedi. Ayhan girdi oyunda yok. Gökhan girdi yok. Sabri girdi. O’da yok.

Maç bitmek üzere.

Soldan İbrahim Üzülmez, Arda bindirmesi göremedik. Sağdan Gökhan, Tuncay çıkışlarına rastlamadık. Ortadan Emre pasları Nihat şutlarına şahit olmadık.

Şöyle ağız tadıyla bir tane şişirme top bile atamadık.

Bu İspanyollardan korkulur. Herkesi uyutup uyutup, sonra sessizce golü atıveriyorlar.

Madrid’de olan oldu.

Ancak İstanbul’da uyanık olalım. Faul yapalım, kart görelim.10 kişi kalalım. Ne olacaksa olsun ama sakın pas manyağı olmayalım. Çünkü hiç iyi olmuyor.

Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA