• Konya23 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Hepsi Diyarbakırda yaşandı nitekim…
27 Temmuz 2010 Salı 10:30

Hepsi Diyarbakır'da yaşandı nitekim…

Tutuklulara yapılan işkencelerle 'Dünyanın en kötü hapishaneleri arasında' sayılan Diyarbakır Cezaevi, 12 Eylül'de yapılan vahşi zulmü göz önüne seriyor...
Bu yazıyı okumaya başlayanları daha başından uyarmak boynumun borcu. Yazının konusu 12 Eylül darbe rejiminin kendini en vahşi haliyle somutlaştırdığı cehennemden bir köşe, “Türkiye’nin Auschwitz’i” olarak anılan Diyarbakır Cezaevi. Ausschwitz’in adını bilenler için bir açıklama yapmaya gerek yok diğerleri için belirtmekte fayda var. Okumaya devam edenlerden kimisi üzülüp karamsarlaşacak, bir diğeri öfkelenecek. Dehşete düşep tüyleri diken diken olan, kendini tutamayıp ağlayan olacak.

“Ağzımda pislik, hazır ola geçtim”

Gazeteci Hasan Cemal’in 2003 yılında çıkardığı “Kürtler” isimli kitabı ilgilisinin, meseleyi bilenin hiç de yabancısı olmadığı, insan olanının insanlığından utandığı bildik bir hikayeyle başlıyordu. Kitabında “Felat Cemiloğlu’nun başından geçenleri ilk kez bir Diyarbakır akşamında 1990’lı yılların başında kendi ağzından dinlemiştim” diyen Cemal, “Hapishaneden çıktıktan sonra genç olsaydım, dağa çıkardım” diye başlayan Felat Cemiloğlu’na bırakır sözü:

“…Seni psikolojik olarak çökertmek, yıkmak için her şey yapılırdı. Kapının önüne çıkararak cop sokmak….Seyredene de o copu yalatırlar. Kusarsan, öbürüne yalatarak yeri temizletirler.

PKK’nın ismini daha önce hiç duymamıştım. İçeri alındıktan sonra öğrendim. O zamana kadar biz bu örgütü ‘Apocular’ diye bilirdik. Bu anlamda siyasetle hiç ilgilenmemiştim.

Dişlerimin çoğu sallanıyordu. Neden mi? Çünkü hep kalas dayağı vardı ceza olarak. Aç ağzını derlerdi, kalası getirir, iki elleriyle tutar ve küt diye çenenin altından yukarı doğru vururlardı. O kalın kalası çenene alt taraftan yedin mi, eğer tecrübesizsen dilini ısırırsın. Tecrübeliysen dilini ısırmazsın ama bu sefer de dişlerin birbirine girer. İşte böyle bir şey. Bana bir gün bir avuç bok yedirdiler de, sallanan dişlerimden kurtuldum!

Tek ayak üstünde, duvar dibinde duruyordum. Ceza! Ama bir süre sonra yoruluyorum. Ayağım düşüyor yere, tutamıyorum. Emre itaatsizlik! Cezası: Duvarın dibinde, kanalizasyonun kapağını kaldırdılar, bir avuç bok alıp ağzıma attım. Sonra ağzımda pislik, hazır ola geçtim, öylece duruyorum. Kıpırdamak yok. Temizlemek yok. Yere tükürmek yok. Öylece ağzın kapalı, kımıldamadan ayakta, hazır olda bekliyorsun. Bir süre sonra bıraktı, içeri girdim.

Elazığlı arkadaş. İsmi Ramazan. Allah razı olsun, bazı dişlerimi iple çekti. Çünkü temizleyemedim dişlerimi…Altın kaplama olan iki dişten birini cebine attı, birini bana verdi hatıra olarak. Hapishaneden çıktıktan sonra ilk işim dişçiye gidip takma diş yaptırmak oldu.

Sekiz ay yattım, Diyarbakır E Tipi Askeri Cezaevi 33 No’lu koğuşta. Elli beş yaşındaydım. Sekiz ayda 18 kilo verdim. İğne iplik kaldım. Çıktığımda kimse tanımadı beni.”
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA