• Konya14 °C

Hakan Bahçeci

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Gazete Tarihimiz ve Yeni Şafak

25 Ocak 2011 10:56

Her ne kadar sınırları, çizgileri ve şekli oldukça tartışmalı olsa da, basın yayın işleri bir meslektir. Kültürümüzde, her mesleğin sıkı kurallara bağlı olduğu, lonca sisteminin kurulmuş olması, her türden mesleğin kuralına uygun olarak yapılmasının gerekliliğini göstermesi açısından dikkat çekicidir.

Geçmişte; cemaat olma, aslında günümüzde toplum halinde yaşamanın bir şekliydi. Doğal olarak cemiyet halinde olmak, başkasına ihtiyaç duymayı gerektirir. Haberdar olmak, bilgiye ulaşmak, günü takip etme gibi bir ihtiyaç, büyüyen ve gelişen bir toplum için kaçınılmaz olunca bu işi medya, büyük oranda yüklenmiştir. Yazılı basın dediğimiz ve daha çok gazete şekli ile karşımıza çıkan medya organı, gelişen ve değişen dünyamızda gücünün sınırı tam bilinmeyen bir etkiye sahiptir.

Demokrasinin bir şartı da hür ve dürüst basındır. Basın, doğru haberlerle milletin sağlıklı düşünmesine yardımcı olmalıdır. Yalan haberlerle kamuoyu etkilenir, cemiyet kargaşalığa sürüklenirse, demokrasi anarşiye dönüşür. Her anarşi, demir yumruklu bir kurtarıcıya davetiye çıkarmaktır. Bunun örneklerini de son dönem tarihimizde çok sık yaşadık. Ayrıca basınımız, hiçbir zaman samimi olmamış, devamlı çifte standartlar uygulayarak milletin güvenini yitirmiştir. Mesela özgürlük, hürriyet, anayasa havarisi kesilen basınımız, bunları rafa kaldıran askerî darbeleri “Selam sana generalim!” sloganlarıyla karşılamıştır.

Demokratik rejimlerde basın yayın organlarının işlevi yadsınamayacak kadar önem taşır. Demokratik rejimler iletişim araçlarının eseridir. Demokratik rejim denince, hemen akla basın ve yayın hayatı gelir. Çünkü bu organlar halkın gözüdür; kulağıdır; halk onlarla görür, onlarla duyar ve kararını verir. Halkı bilgilendirmek için kurulan bu organlar doğruları değil de, halkı kandırmak gayesiyle yayın yaparlarsa, işte o zaman felaket başlar.

Yanlış gören, yanlış duyan, yanlış karar verir. Basın yayın organlarımızın bu görevi yapmak gibi bir nihai hedefleri acaba var mıdır? Kamu hizmeti yapmak gibi bir gaye taşırlar mı? Eğer böyle değilse o zaman medya ve özelde gazete iflas etmiş değil midir?

Türkiye’de, ilk gazeteyi Fransız devrimini izleyen yıllarda Fransızlar çıkarmışlardır. İstanbul’da Fransız elçiliği basımevinde basılan ve 1795 yılında Fransızca olarak basılan bu gazetenin adı  (Bulletin des Nouvelles) “Haberlerin Bülteni”dir. Fransız Devrimi’nin heyecanını yansıtan ve tüm dünyanın desteğini kazanmak gayesiyle devrimin amaçlarını anlatan bir gazetedir.

Osmanlı Devleti’nde, tek bir gazete yokken, onca Fransız gazete ve dergisinin yayınlanmış olması dikkat çekicidir. Özellikle, Fransızca basının, hareket merkezi haline gelen İzmir’de çıkan gazeteler, milliyetine bakmadan bütün Avrupa ile ticaret yapanların hizmetindeydi. Bu gazeteler zaman zaman bağlı oldukları Avrupa topluluğunun sözcüsü olduklarını açıklamaktan kaçınmamışlardır.

İlk gazetemiz, Takvim-i Vekayi, İkinci Mahmud’un (1785–1839) isteğiyle, 1831 yılında devlet eliyle, iç ve dış kamuoyunu etkilemek üzere Türkçe, Fransızca, Arapça, Farsça, Ermenice ve Rumca dillerinde çıkarılmıştır. Bu ilk gazetenin çıkarılmasında Black Bey olarak tanınan, karşı devrimci Fransız Alexandre Blacque önemli roller üstlenmiştir. Black Bey, İkinci Mahmud’un isteğiyle İstanbul’da Le Moniteur Ottoman (Osmanlı Gazetesi) adıyla yarı resmi bir gazete çıkardı. Bu gazete Takvim-i Vekayi’nin Fransızcası olarak düşünülmektedir. İkinci Mahmut merkeziyetçi yaklaşımında bu hamleyi gerekli görmüş olabilir. Bu gazete, siyasal iktidarın bir gereksinimi olarak ortaya çıkmıştır. Devlet eliyle çıkarılan bu gazeteden günümüze kadar karmaşık bir yol izler gazeteciliğimiz.

Bu ilk yarı resmi gazeteden beri acaba millî bir gazete çıkarabildik mi? Bu soruyu sonraki yazılarda cevaplamak üzere bırakıp Yeni Şafak’tan söz açalım. On altıncı yaşını kutladı Yeni Şafak. Bir gazete için oldukça uzun bir süre. Kafamda hep bir kütüphane oluşturacak kadar verdiği kitaplar var. Ancak onun ötesinde bir yeri var Yeni Şafak’ın. Doğru bildiğini söyleme cesareti ve yankı yapmaması. Özel bir durum olarak Konya Yeni Şafak çalışanlarının özverili gayretini de anmadan geçemeyeceğim. Nice yıllara…

Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA