• Konya23 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Erdoğan çocuk sayısını 5e çıkardı
06 Nisan 2012 Cuma 17:45

Erdoğan çocuk sayısını 5'e çıkardı

Başbakan Erdoğan, 1. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi'nde yaptığı konuşmada ailere 5 çocuk tavsiyesinde bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz, değişimin bir gereği olarak, en ileri teknolojiyi çocuklarımıza sunmak, bunun alt yapısını onlara sağlamak zorundayız. Ancak aynı zamanda, çocuklarımızın kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarını engellemek, teknolojinin esiri olmalarını da önlemek zorundayız. Teknoloji bize değil, biz teknolojiye hükmedeceğiz'' dedi.

''İnsanlık tarihi, en başından itibaren sürekli bir değişim içinde oldu'' diyen Erdoğan, bizlerin, insanlık tarihinde, bu anlamda sadece yazılı olan dönemi, yazının kullanıldığı dönemi bildiğini ve sadece o dönemlerdeki verilere ulaşabildiğini söyledi.

Erdoğan, son 200 yıl içinde dünyanın geçirdiği değişimin, insanlık tarihi boyunca yaşanan en keskin değişim süreçlerinden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

''Gerçekten de son yüzyıllarda, coğrafi keşifler, bilimsel araştırmalar, icatlar, özellikle de savaşlar, insanlık tarihinin yönünü değiştirdi. Bizler, kağnının ne olduğunu biliyoruz. Bunu köylerde gördük. Bizler, karasabanın ne olduğunu biliyoruz. Bugün artık, belki Türkiye'nin hiçbir yerinde kalmayan, izine rastlanmayan karasaban ve kağnı, muhtemelen insanlık tarihiyle en eski tarım araçları olarak anılacak. Yani, binlerce yıl boyunca kullanılan, bizim de kullanımına şahit olduğumuz tarım araçları, sadece 20-30 yıl önce tarih oldu. Ampul, 1879'da yani bundan sadece 133 yıl önce icat edildi. İnsanoğlu, binlerce yıl boyunca elektrik kullanmadı, ampul kullanmadı ama şu anda dünyanın hemen her yerinde elektrik var, hemen her evinde ampulün değişik versiyonları var.''

Başbakan Erdoğan, değişimin önünde durmanın, değişime set çekmenin mümkün olmadığını da vurgulayarak, şunları söyledi:

''Bizim, değişimi kontrol etmek, değişimi yönlendirmek, değişimi sağlıklı şekilde kanalize etmek gibi bir sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum. Sadece hükümetin değil, sadece siyaset kurumunun değil, üniversitelerin, okulların, en önemlisi de anne ve babaların böyle bir sorumluluğu var. Biz, değişimin bir gereği olarak, en ileri teknolojiyi çocuklarımıza sunmak, bunun alt yapısını onlara sağlamak zorundayız. Ancak aynı zamanda, çocuklarımızın kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarını engellemek, teknolojinin esiri olmalarını da önlemek zorundayız.''

ARTIK BEŞ ÇOCUK BİLE YAPABİLİRSİNİZ

Eşim dört çocuğumun bezlerini yıkayarak büyüttü. Bezleri kaynatıp, yıkayıp kullandı, çocuklarımızı büyüttü. Eskiler çok çile çekti. Şimdikilerin işi kolay artık çamaşır makinesi var. Bir de bu zorluklara rağmen misafirini, komşusunu ağırladılar. "Neden misafir geliyor" demediler. Artık şartlar çok kolay. Beş çocuk bile yapabilirsiniz. Erkeklerin de artık işi çok kolaylaştı. Ama ben çok evde bulunamadım yoğunluktan dolayı. Çocuklarımın ve eşimin üzerinde çok hakkı var ben yoğunluktan çok vakit ayıramadım. Hatta bir akşam kızımın odasında bir pusula gördüm "Babacığım bir akşamını da bize ayır" yazıyordu. Onun hüznü de ayrıydı. Ama evlatlarım benim nerede olduğumu bildikleri için haklarını helal etmişlerdir.

KAĞITLARDAN VE BEZLERDEN TOP YAPARDIK

Uzun bir süre futbol topuna sahip olamadık. Kağıtlardan ve bezlerden top yapardık. Şeref Stadı'nda saha vardı. Orada maç yaptığınızda kazayla düştüğünüzde gecelerce yatakta kıvranır dururdunuz.. Perşembe pazarında aldığımız şeylerle araba yapmaya çalışırdık. Uçurtma yapmak en büyük zevkimizdi. Undan yapıştırıcı yapardık ve gazete kağıtlarıyla uçurtma yapardık.

TELEVİZYONLA SOKAKLAR BOŞALDI

En önemli zevkimiz misket, gazoz kapağı, topaç.. Şimdiki topaçlar doğal değil, bizim sokaklarda kör ebece oynamamız çok meşhurdur. Beş taş dokuz taş bizim oyun araçlarımızdı. Ama bunlar artık çocuklar için bir anlam ifade etmiyor. Ben televizyon ile sokakların nasıl boşaldığını hatta tamamen kesildiğini hatırlıyorum. Şu anda her evde bir kaç tane televizyon var. Bütün bunlar odaların sayısına göre değişebilir. Şu anda bu gidiş hayrı alamet mi mümkün değil.

Bugünün çocuklarının oynaması için çok sayıda imkan var. Bizim çocukluğumuz bugünün çocukluklarına göre daha neşeli ve daha unutulmaz anılarla geçti. Bizim oyun alanımız uçsuz bucaksız mavi gökyüzüydü.

ÇAMURDA OYNANAN TOP PLAYSTATION'LA KIYASLANAMAZ

Annelerimiz kapıya çıkar bize bağırırdı. Sokakta paylaşmayı öğrendik. Sokakta çamur içerisinde kaldıysak komşumuz alır yıkar eve gönderirdi. Böyle bir paylaşım böyle bir dayanışma vardı. Kardeşliği dostluğu sokakta öğreniyor geleceğe ve hayata böyle hazırlanıyorduk. Bu kardeşlik anlaşmasını bugün bile unutmuyoruz. Bezden yapılmış bir top bilgisayar oyunlarından daha keyifli ve eğlenciliydi. Çamurda oynan top PlayStation ile kıyaslanmayacak kadar eğlenceliydi. 5 kuruşa aldığımız sakız hamburgerlerden daha lezzetliydi. Belki de bakterileri biz ürküttük. Öyle bir hal. Doğallık bambaşkaydı..


ANLAŞILMAZ BİR DİL KULLANAN GENÇLİK VAR

Elbette değişime set çekmek mümkün değil. Ama bizim değişimi yönlendirmek gibi bir sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum. Okulların ve anne babalarının en azından böyle bir sorumluluğu var. En ileri teknolojiyi çocuklara sunmak zorundayız. Çocuklarımızın kendilerine yabancılaşmasını önlemek zorundayız. Bu nasıl bir bağımlılık ki doğumu yapıpı sonra bağımlılığınızı devam ettireceksiniz. Teknolojinin bize değil bizim teknolojiye hakim olmalıyız. Artık anlaşılmaz bir dil kullanan bir gençlik var. Yüz yüze oldukları halde birbirleriyle cep telefonlarıyla iletişim kuranlar var. Gençler öfkeli ve mutsuz bir şekilde büyüyor.

İNSANLAR BİLGİSAYAR BAŞINDA ÖLÜYOR

Dünyada bilgisayar başında insanların öldüğünü görüyoruz. Eğer robotların hakimiyetinden bahsediyorsa işte o tam da budur.

Bundan 30-40 yıl önce hanımların evinde çamaşır makinesi bulaşık makinası yoktu. Dün eski mahallemden geçerken baktım işkal altında. hiç bir imar projesi uygulanırken garajlar düşünülmediği için sokaklar işgal altında. Ha bir taraftan sevindim refah seviyesi arttı diye ama bir diğer taraftan sokakların işgal altında olduğunu görüyoruz.

SOKAKLAR ARABALAR TARAFINDAN İŞGAL ALTINDA

Ne yapacağız; evlerin altına garaj mecburiyeti olduğu halde bunun parası alındığı halde biz bu sokaklarda neden garajlar yapmıyoruz. Merkezi yönetim olarak bize bir yasal adım atmak zorunluluğu getiriyor. Hasta falan çıkaramazsınız o sokaklarda. 30-40 yıl önceki hanımlar bugünün hanımları kadar meşkul değillerdi. Benim çocuklarım da Amerikan bezi derler ya. Onlarla büyüdü. Ama şimdiki annelerin işi kolay; orada çocuk bezi. Şimdikiler bir tane yeter diyor ama şartlar uygun ve ülkenin buna ihtiyacı var. Dışarda çalı süpürge içeride daha iyi süpürge kullanırdık.

AA

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA