Elazığlı Gazeteci Emre Özgül: Konya acımıza ortak oldu

Memleketi Elazığ olan ve Konya’da yaşayan Merhaba Gazetesi İstihbarat Şefi Emre Özgül, “Ben 7-8 yıldır Konya’da yaşıyorum, bu şehrin ekmeğini yiyorum. Konyalılar bizim derdimize, acımıza ortak oldular. Allah onlardan razı olsun. Kendileri çok güzel insanlar. Bu olay benim Konya’ya olan aidiyetimi fazlasıyla artırdı” dedi.
Elazığlı Gazeteci Emre Özgül: Konya acımıza ortak oldu

Elazığ’da meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından birçok ilden arama kurtarma ekipleri sevk edilirken Konya’dan da deprem bölgesine birçok yadım gönderildi. Memleketi Elazığ olan ve Konya’da yaşayan Merhaba Gazetesi İstihbarat Şefi Emre Özgül,Ben 7-8 yıldır Konya’da yaşıyorum, bu şehrin ekmeğini yiyorum. Konyalılar bizim derdimize, acımıza ortak oldular. Allah onlardan razı olsun. Kendileri çok güzel insanlar. Bu olay benim Konya’ya olan aidiyetimi fazlasıyla artırdı” dedi.

Elazığ’da 24 Ocak’ta gerçekleşen ve 35 kişinin hayatını kaybettiği depreme Türkiye’nin her yerinden seferberlik ilan edildi.  Konya’daki kamu kurum ve kuruluşları, odalar, STK’lar ve Konyalı vatandaşlar da deprem haberini alır almaz yardım için seferber oldular. Devletin de bütün imkanlarını seferber ettiğini dile getiren Merhaba Gazetesi İstihbarat Şefi Emre Özgül, “Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine (KONESOB) bağlı iki oda Elazığ’a yardım götürdü. Konya Ticaret Odası 6 tır göndermiş, İHH yine aynı şekilde oraya yardım göndermiş. Konya kurum ve kuruluşlarıyla, halkıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, esnaflarıyla, halkıyla kendi üzerine düşen görevi fazlasıyla yaptı. Acılarımıza da ortak oldu. Ben bu birlik ve beraberliğin Türk halkı için çok önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum. O olaydan sonra insanlar ideolojiyi, siyasi düşünceyi bir kenara attı. Bir olmayı başarabildi. Konya da buna çok güzel bir imkan verdi. Allah razı olsun” ifadelerini kullandı. 

1-20200126225440.jpg

‘ACIMIZ AZ DA OLSA HAFİFLEDİ’

Depremin olduğunu öğrendiği gün yaşadıklarını anlatan Özgül, Elazığ’da deprem olduğunu arkadaşım mesaj atarak haber verdi.  Daha sonra sosyal medyaya girdim arkadaşlarım paylaşım yapmış. O an babaanneme, dedeme, anneanneme ulaşmaya çalıştım ama hatlarda sıkıntı olduğu için ulaşamadım. Daha sonra tekrar aradığımda dedeme ulaştım. Dedem panik halindeydi. Babaannem 86 yaşında evden sürünerek dışarıya çıkmış. Anneannem felç dedem de yaşlı… Apartmandan herkes çıkmış elektrikler kesildiği için onlar dışarıya çıkamamışlar. Daha sonra bir mum bulmuşlar ve dışarıya çıkmayı başarmışlar. Şehirde çok ciddi bir şekilde panik havası olduğunu duydum. Daha sonra dayımı aradım. Dayımla anneannemin evi 20 dakika ve dayım o 20 dakikalık mesafeyi şehirdeki panikten dolayı 3 saatte gitmiş. İnsan ister istemiz üzülüyor. Sosyal medyaya düşen fotoğraflara baktım çocukluğumuzun geçtiği noktalarda evlerin yıkıldığını gördüm. İnsan ister istemez üzülüyor ama bir yandan da giden destekleri, yardımları görünce acısı az da olsa hafifliyor” şeklinde konuştu.

‘DEVLET, BABALIĞINI YAPTI’

Bu günlerin birlik ve beraberlik dönemleri olduğunu vurgulayan Özgül, “Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın yaptığı “Elazığ’a ekip gönderiyoruz” paylaşımını da gördüm. Daha sonra Konya’daki AFAD İl Müdürü Yıldız Tosun hanım ile görüştük. Onlar da ekip göndereceklerini dile getirdiler. ‘Devlet, babalığını gösterdi.’ Bu dönem eleştiri dönemi değil. Bu dönem bir şeylerin eksik olduğunu dile getirme dönemi değil, birlik ve beraberlik günü olduğunu düşünüyorum. Ben, Türkiye’nin birçok noktasında ideolojisi ne olursa olsun insanların kenetlenebildiğini gördüm. Konya’da da ben buna şahit oldum. Konyalılara da bir teşekkürümün olduğunu düşündüm ve onu hissettim. Ben 7-8 yıldır bu şehirde yaşıyorum bu şehrin ekmeğini yiyorum. Konyalılar bizim sıkıntımıza, derdimize ortak oldular. Allah onlardan razı olsun. Kendileri çok güzel insanlar. Bu olay benim Konya’ya olan aidiyetimi fazlasıyla artırdı” ifadelerini kullandı.

2-20200126225440.jpg

‘CAN KAYBININ ÇOK FAZLA OLACAĞINI DÜŞÜNDÜM’

Binalardaki yapılaşmanın önemine dikkat çeken Özgül şunları söyledi: “6.8 şiddetlik deprem, Doğu Anadolu Fay hattında şiddeti en yüksek olan depremmiş. Ben depremin 6.8 şiddetinde olduğunu duyduktan sonra can kaybının çok fazla olacağını düşündüm. O sırada net bilgiler alınamadı. Sosyal medyada çeşitli görüntüler dolaşıyordu. İnsanlarda korku hakimdi. Bugün 35 kişinin hayatını kaybettiğini ve bin 400’ün üzerinde de yaralı olduğunu biliyoruz. Arama çalışmaları hala devam ediyormuş.  Normalde 6.8 şiddetinde bir deprem merkezde veya Elazığ’ın farklı yerlerinde olsaydı Allah muhafaza en az 500 ölü olurdu. Ama bu depremin olduğu Sivrice’de çok fazla bir yapılaşma yok. Yapılaşma çok fazla olmadığı halde 35 kayıp verdik. Elazığ’da binalar yıkıldı. Eski kerpiç binalarda illaki çökmeler olmuştur ama bir kısmı hala ayaktaydı. Özellikle şehir merkezinde yeni yapılan binalarda çökmeler vardı. Burada yapılaşmanın önemine değinmek gerekiyor. Şehir merkezlerindeki yapılara göre eski yapıların daha sağlam olduğunu gördük.”

emre-ozgul.jpg

‘OLAYLARI SİYASİ BOYUTA ÇEKMEK DOĞRU DEĞİL’

Depremde siyasilerden gelen yardımların yanlış tarafa çekilmesinin doğru olmadığına vurgu yapan Özgül, “Elazığ’a yardım için ulusal seferberlik ilan edildi. İstanbul’dan kurtarma ekibi görevli olarak gönderildiler. Bakanlar Elazığ’daki krizi çözmeye çalıştılar. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Elazığ’a gitti. Elazığ’da cenaze törenine katıldı. İnsanlar bu gibi üzücü konularda devletten, yetkililerden destek bekliyorlar. Bence devlet de burada iyi bir imtihan verdi. Bu konuda sosyal medyada çok fazla eleştiri var. Olay çok farklı tarafa çekilmeye çalışıldı. Be özellikle insanların acısı olduğu, insanların birlikte bu acının altından kalkacağı dönemlerde olayı siyasi boyuta çekmenin doğru olmadığını ve bu dönemde eleştirinin kimseye fayda sağlamayacağını düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ