• Konya21 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Diyanet başörtüsü için ne diyor?
15 Ekim 2010 Cuma 10:04

Diyanet başörtüsü için ne diyor?

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) kendisini, YÖKün, başörtülü öğrencilere üniversite dersliklerinin kapısını açan yazısının ardından başlayan tartışmanın ortasında buluverdi.

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) kendisini, YÖK’ün, başörtülüöğrencilere üniversite dersliklerinin kapısını açan yazısının ardındanbaşlayan tartışmanın ortasında buluverdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “‘Ben inancım sebebiyle başımıörtüyorum’ diyen insanlarla ilgili olarak cumhuriyetin en önemli kurumuDiyanet İşleri Başkanlığı’dır” diyerek referans göstermesi bu sonucudoğurdu.


Erdoğan, muhalefete işbirliği çağrısında bulunurken Başkanlığın birçalışma yapabileceğini duyurdu. Başkan Prof. Ali Bardakoğlu’yla dün bukonuyu konuşma olanağı buldum. Sorularıma verdiği yanıtlar kafasının net olduğunu gösteriyor. Başbakan sorarsa DİB’in vereceği yanıtı dakendisinden dinledim. Başkan, sorunun çözüm zeminine daha çokyaklaştığını düşünüyor, “tersine mahalle baskısı” konusunda da oldukçaiyimser. Mesajları özetle şöyle:

DİYANET PAPALIK DEĞİL: Başörtüsü konusu kilitlendi.Çünkü hep iğneyi karanlıkta odada kaybettik ışık yok diye başka yerdearıyoruz. Diyanet’in bu konuda yapabilecekleri sınırlı. Çünkü DiyanetPapalık kurumu değil. Bizim ibadeti artırma, azaltma, modernleştirmegibi bir yetkimiz hiç olmadı, olamaz da. ‘Niye başörtüsü konusundahocalarımız, Diyanet işi biraz esnetmiyor’ denilebilir ama Kuran’ıKerim’de istenmiş. 14 asırdır Müslüman kadınlar başörtmeyi dini birvecibe olarak algılayagelmişler. Dini vecibeleri başörtüsüylesınırlandırmak da, başörtüsünü Müslümanlığın giriş şartı olarak görmekde doğru değil.

TARTIŞMA YUKARIDA: Modernleşme hareketinde çokönemli adımlar atmışız. Ama modernleşmenin öncüleri demişler ki ‘kadının başını açması da modernleşmenin gereğidir.’ ‘Orada dur’ demişiz. Dinintemel prensipleriyle çatışan sosyal hayata ilişkin hiçbir proje başarılı olamaz. Başörtüsünü Türk modernleşmesinin bir unsuru olarak görmeyebaşlarsak artık bu başörtüsünü tartışmalı bir alana ittik demektir. Aynı şey laiklik için de geçerli. Laiklik artık oturdu. Tartışma yukarıdavar, aşağıda yok. Biz tutar da başörtüsünü laikliğin ihlali, başıaçıklığı laikliğin gereği olarak sunmaya başlarsak, burada başörtükavramı da laiklik de aşınma zeminine girer. 

BAŞÖRTÜSÜ ÖZGÜRLÜK KONUSUDUR: Başörtüsü konusununbir özgürlük sorunu olarak ele alınması ve tartışmanın bu zemindebaşlamış olması fevkalade olumlu bir adımdır. Artık doğru kapıdangirdiğimize göre bundan sonra tartışmanın hangi yönde ilerleyeceğiönemli değildir.

NABZA GÖRE ŞERBET VERMEYİZ: Türkiye’de bir konunundini açıdan değerlendirilmesi, dini hükmü sorulacaksa elbette Diyanet’esorulmalıdır. Başörtüsü islam dininde ne kadar vardır, doğru mudur, bukadınlar acaba her birine birisi elli dolar veriyor da onun hatrına mıörtünüyor, baba baskısıyla mı örtünüyor konusunda sağlıklı bilgi almakistiyorsak bunun adresi Diyanet İşleri Başkanlığı’dır. Bize sorulduğuvakit cevap veririz. Konunun dini yönünü ilahiyatçılar, din bilginleritartışmalı. Hiçbir çevre Diyanet İşleri Başkanı’nı kendi nabzına göreşerbet verecek konumda görmemeli. O bize saygısızlıktır. 

TÜRKİYE ÖZGÜRLÜKLER ÜLKESİ OLMALI: Başlarını örtüpörtmemesi konusunda insanları kategorize etmeyelim. Ne başını örttüğüiçin bir insan hak mahrumiyetine uğrasın, ne de başını açtığı için birinsan incitilsin. Türkiye özgürlükler ülkesi olmalıdır. Hiçbir mahallebaskısını tasvip edemeyiz. Hangi yönde olursa olsun. Bundan sonrasındasiyasetçiler tartışacak ve bir yerde çözecekler.

MAHKEMELERE MESAJ: Hiç kimse, ‘Baştan sona bukonunun tamamını Diyanet çözsün’ demedi, demiyor. Ama hiç kimse de‘Diyanet de kim oluyor, bu konu tamamen bizim konumuz dememeli.’ Çünkübaşörtüsü konusunun dinle ilişkisini birisinin görmemesi için gözününkör, kulağının sağır olması lazım. Din tartışmasını yargı yaparsa yanlış yapar. Oturur da bir uluslararası mahkeme ayetlere yorum yapmayabaşlarsa yanlış olur. Yargıç hukuk normlarına göre hareket eder, diningereği miydi değil miydi tartışmasına girmez.

ÜÇ CÜMLEYLE YANIT: (Başbakan, ‘üniversite kapısındaben inancım gereği başımı örtüyorum’ diyen insanlarla ilgili kararaverecek olan kurum Diyanet’tir’ diyor sorusu üzerine): Biz diyeceğimizideriz, insanlar alır. Ondan sonra üniversitede nasıl olur, kamuda nasılolur... Bir kimse ‘İnancım gereği başımı örtüyorum’ diyorsa -neredeolursa olsun üniversite kapısında da olur- sizin de ‘Hayır efendiminancının böyle olduğunu ben nereden bileyim’ gibi bir tereddütünüzvarsa elbette bunu bize soracak. Buna üç cümle cevabımız şudur:Birincisi; kadınların başlarını örtmesi, hem dinin ana kaynaklarının(Kuran ve sünnet) bir gereği hem de Müslümanların 14 asırdır ortakalgılarının bir sonucu olarak dini bir vecibe olarak görülegelmiştir.İkincisi, ancak bir kadının başını örtüp örtmemesi onun Müslümanlığagiriş şartı olarak hiçbir zaman algılanmamış sadece kendi dindarlığınınbir tercihi olarak görülmüştür. Üçüncüsü, hiç kimse başını örttüğü içinbir hak mahrumiyetine ya da başını açtığı için bir incinmeye maruzkalmamalı. Karşılıklı hoşgörü içinde, bir özgürlük sorunu olarak elealınabilinirse herhalde çözüme doğru noktadan başlanmış olur.

MAHALLE BASKISI EVHAM: Ve Türkiye yıllardır başıaçık, kapalı bir arada yaşıyor. Sanki yüzyıllardır bu insanlar bir arada yaşamıyorlar. Ben mahalle baskısı olmayacağı konusunda fevkaladeiyimserim. Türkiye’yi adım adım dolaşıyorum. Dindarların reflekslerinibiliyorum. Biz insanlara zorla namaz kıldırdık mı, oruç tutturduk mu,yapmadık. Elde hiçbir veri yokken, ‘böyle olur’ diye bir kurgu ilekonuyu ele almak bana çok sağlıklı gelmiyor. Evham üretiyorsun, evhamıgerçek sayıyorsun.

KAMUDA TÜRBANI ÖNCE ONLAR TARTIŞSIN: Kamuda türbanmeselesini önce siyasetçiler tartışsın. İlk tartışan niye ben olayım?Söyleyeceğimiz şey tartışmaya göre değişmeyecek. Biz dini bilgimizisöyleriz ama sakalımız yok. Önem verseler de olur vermeseler de.Toplumun huzurunu sağlayacak olan onlardır.

ÇÖZÜM ZEMİNİ VAR: Ben konunun modernlik ve laiklikbağlamında ele alınmamasını sağlıklı bir yaklaşım olarak görüyorum.Konunun özgürlük sorunu olarak ele alınması, bu işte çözülebilecekolumlu kapıdan girdiğimizi gösteriyor. Artık o alana girdikten sonra, ozeminde yapılacak tartışmalar hep sağlıklı sonuçlar verir. Bu zemininispeten olumlu buluyorum.
 
Timeturk
 
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA