Çözüm ‘üretim’de

15 Temmuz’dan sonra tüm eksi göstergelere rağmen Türkiye ekonomisi hep yukarı doğru ivme yakalıyor. Sorunların kökten çözümü için yapısal reformlara dikkat çeken Öcal, “Üretim ağırlıklı bir ekonomik modele bir an önce dönmeliyiz” dedi.
Çözüm ‘üretim’de

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) İktisat Politikası Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Mehmet Öcal, ekonomik gelişmelerle ilgili Yeni Haber’e özel açıklamalarda bulundu.  Çok bilinmeyenli belirsizliğin ekonomik ve siyasi alanı küresel boyutta kaplamış durumda olduğunu ifade eden Öcal,  İç piyasada Merkez Bankası’nın faizleri düşürmüş olmasının doların yükselmesini yavaşlatsa bile bu riskler devam ettiği için doların ani inip çıkmasına hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi.

fatih-mehmet-ocal-001.jpg

İÇ VE DIŞ SİYASİ RİSKLER DEVAM EDİYOR

Hem iç hem de dış siyasi risklerin devam ettiğini vurgulayan Öcal, “Başkanlık ve Anayasa tartışmalarının iyiden iyiye gündemimize oturması, 2017’de de erken seçimin dillendiriliyor olması bunlar siyasi risklerin iç tarafı olarak görülüyor. ABD’de olan başkanlık yarışı her ne kadar galibi belli olsa da az da olsa risk taşıyor. Bundan sonra FED’in alacağı faiz artırma kararı bekleniyor. Bunun özellikle gelişmekte olan ülkelerin dış cari açığının içinde olduğu için bunlara ulaşma maliyetini artıracağından dolayı bu ülkelerin yapısal reformlarını yapıp üretim ekonomisine geçmeleri gerekiyor” dedi.

ABD VE RUSYA TERÖRÜ CESARETLENDİRİYOR

Diğer bir dış siyasi riskin Suriye ve Musul savaş durumunun iyice kızışması olduğunu belirten Öcal, “Türkiye’nin bu savaşın içine çekilmeye çalışılması artı terörü önlemeye çalışan ABD, Rusya gibi ülkelerin terörü önlemekten ziyade terör cesaretlendirecek politika izliyor. Bu durum da başlıca bizim bölgemiz olmak üzere Ortadoğu, Musul, Suriye, Irak hem de Türkiye’nin hem siyasi hem de ekonomik yapısını olumsuz şekilde etkileyecek. FED’in faiz artırımı ve ABD seçimleri de işin içerisine girince risk herkesi kaplamış durumda” diye konuştu.

uretim.jpg

DOLARIN ÇIKMASINA HAZIRLIKLI OLUNMALI

Siyasi ve ekonomik riskler birbirini tetiklediği için kısa vadede herkesin doların çıkmasına ekonomik ve siyasi risklerin çıkmasına hazırlıklı olması gerektiğinin altını çizen Öcal, “Türkiye sınır koridorunu korumak için savaş da dahil her türlü riske girebilir. Ekonomik alanda da sık sık açıklanan kredi faizlerinin azaltılması ve taksitlerin artırılması gibi reform paketlerinin ziyade ayakları sağlam yere basan sorunları objektif kriterlere göre ortaya koyan yapısal reformlar uygulamaya geçmelidir. Üretim ekonomisi ağırlıklı bir ekonomik modele dönmeliyiz. Tabi bu da uzun vadede beşeri sermayenin niteliğinin artırılmasından kısa vadede teknolojiye yatırım yapıp AR-GE harcamalarını artırarak üretim ekonomisine ağırlığını koymaktan geçer” ifadelerini kullandı.

İSMAİL POÇAN / YENİ HABER GAZETESİ