• Konya15 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Bugünlere kolay gelmedik
01 Mart 2015 Pazar 09:17

Bugünlere kolay gelmedik

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gerekirse baldıran zehri içerim” diyerek Kürt sorununun çözümü için başlattığı milli kardeşlik projesi, tarihi bir dönüm noktasına geldi. Peki bu sürece nasıl ulaşıldı? İşte çözüm sürecinin 10 yıllık geçmişinde kritik kavşaklar:

 

GÜZEL ŞEYLER OLACAK

Başbakanlığı döneminde Erdoğan’ın Diyarbakır’da 2005 yılındaki konuşması tüm ezberleri bozdu. Erdoğan’ın demokratikleşme müjdeleri 4 yıl sonra somutlaştı. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Mart 2009’da Tahran’a giderken “Yakında çok güzel şeyler olacak” diyerek önemli müjdelerin yolda olduğu mesajını verdi. Dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay ise 2009 Temmuz’unda ‘Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’nin hayata geçirildiğini açıkladı.

İNSAN HAKLARI PAKETİ

Atalay, çözüm süreci doğrultusunda hazırlanan ‘İnsan Hakları Paketi’ni açıkladı. 16 Ocak 2010’da açıklanan pakete göre; cezaevlerinde Kürtçe gibi farklı ve dil lehçelerde görüşme yapılmasına imkân sağlandı, özel kanalların farklı dil ve lehçelerde 24 saat yayın yapmasına izin verildi, farklı dil ve lehçelerde enstitü, araştırma merkezi kurulması yönünde YÖK karar aldı, Yaşayan Diller Enstitüsü kuruldu.

İLK YOL KAZASI: HABUR

Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi, Habur’da büyük bir yol kazasına uğradı. Kandil ve Mahmur Kampı’ndan gelen 34 örgüt üyesi, Şırnak’ın Silopi ilçesindeki Habur Kapısı’ndan giriş yaptıktan sonra serbest bırakılmıştı. Fakat bunun örgüt tarafından adeta şova dönüştürülmesi, kamuoyunda büyük infial uyandırdı.

İKİNCİ KAVŞAK: OSLO

Erdoğan’ın talimatıyla MİT ile PKK arasında Norveç’in başkenti Oslo’da yapılan görüşmeler de süreçte yaşanan ikinci kaza olarak tarihe geçti. Oslo görüşmelerinin tutanakları kamuoyuna sızdırılarak süreç baltalanmak istendi. 13 Eylül 2011 tarihinde Dicle Haber Ajansı’nda sabah saatlerinde yayınlanan ses kayıtları ortamı bir anda gerdi.

ÜÇÜNCÜ PATİNAJ: 7 ŞUBAT

Erdoğan’ın ‘sır küpüm’ dediği eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın koordinasyonunda yürütülen görüşmeler paralel yapı eliyle sabote edilmek istendi. 7 Şubat 2012 tarihinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Sadrettin Sarıkaya tarafından şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldı. Paralel örgütün yargıdaki ayakları tarafından kurulan hain plana göre, Fidan’ın da içinde bulunduğu çok sayıda MİT görevlisi tutuklanacaktı. Ancak bu oyun da Erdoğan tarafından bozuldu.

SONRA PARİS CİNAYETİ

Çözüm sürecini engellemek isyeten güçler yeni bir operasyona daha imza attı. Tarihler 9 Ocak 2013’ü gösterirken PKK’nın kurucu üyelerinden Sakine Cansız ve Kürt aktivistler Fidan Doğan ile Leyla Söylemez Paris’te öldürüldü. Fransız istihbarat servisinin Paris’in göbeğinde işlenen bu cinayetin perde arkasını çözememesi dikkat çekti. Tetikçi Ömer Güney’in de devlet içindeki paralel örgüt üyelerince yönlendirildiği iddia edildi.
Bu patinajların hasarsız atlatılmasının ardından Erdoğan, 15 Şubat 2013’te projenin yeni ve daha genel adını kamuoyuna açıkladı: ÇÖZÜM SÜRECİ. Erdoğan’ın ismini koyduğu ‘çözüm süreci’, 28 Şubat 2013 tarihinde bir başka sarsıntı daha geçirdi. Bir gazete, BDP heyeti ve Abdullah Öcalan arasında geçen görüşmenin detaylarını ‘İmralı Zabıtları’ başlığıyla yayınladı.

VE İLK ÇEKİLME...

Öcalan 21 Mart 2013’de örgüte bir mektup yazdı. Hem Türkçe hem de Kürtçe olarak Diyarbakır’da nevruz etkinlikleri sırasında okunan mektupta PKK’nın silahlı güçlerinin Türkiye topraklarından çekileceği ve silahlı mücadeleye son verildiği bildirildi. PKK, Öcalan’ın bu emirlerine uyacağını ve Türkiye topraklarından çekileceğini açıkladı. 2013 nevruzu 30 yıllık çatışmanın bitirilmesi için büyük bir adım olarak tarihe geçti. Ancak Gezi süreci ve 17/25 Aralık darbe girişimleri bu süreci sekteye uğrattı.

AKİL İNSANLAR HEYETİ

3 Nisan 2013’de Akil İnsanlar Heyeti kuruldu. Çözüm sürecini kamuoyuna anlatmak ve halkın beklenti ile taleplerini öğrenmek için 7 ayrı bölgede görev yapan bu heyet, çalışmalarının sonunda raporlarını Erdoğan’a sundu. Aldığı büyük siyasi riske aldırmadan yola devam eden Erdoğan, 1 Ekim 2013’te ‘Demokratikleşme Paketi’ni açıkladı. Pakette çözüm süreciyle ilgili farklı dilde eğitim, seçim barajında değişiklik, eski köy isimlerinin verilmesi, öğrenci andının kaldırılması, ‘x, w, q’ harflerinin kullanılabilmesi gibi yenilikler yeraldı.

SON KIŞKIRTMA: 6-8 EKİM

TBMM çatısı altında Çözüm Komisyonu kuruldu. Fakat muhalefet, çözüm karşıtlığını burada bir kez daha ortaya koydu. CHP ve MHP komisyona üye vermedi. Çözüm sürecine ilişkin belki de en önemli yol kazası, 6-8 Ekim’de Kobani bahaneli eylemler sonucunda yaşandı. 30’dan fazla vatandaşın hayatını kaybettiği olaylar, Suriye’de DAEŞ terör örgütünün Kobani’yi işgal ettiği ve Türkiye’nin buna sessiz kaldığı iddialarıyla 7 Ekim’de HDP’nin ‘sokak çağrısı’ yapmasıyla başladı. HDP’nin, “Kobani’nin düşmesi durumunda çözüm süreceğinin biteceğini” söylemesi, süreci açmaza sürükleyen kritik bir gelişme olarak kayıtlara geçti.

 

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA