• Konya19 °C

Lokman Koyuncuoğlu

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Bu kez kazık yemeyelim!

13 Şubat 2008 01:42
Güney Kore’de yaşayan Türk işadamı Sinan Öztürk geçtiğimiz hafta Konya’da bazı ziyaretlerde bulunup, Güney Kore’yi daha iyi tanımamıza vesile oldu. O ziyaretlerde Sinan Bey’in üzerinde durduğu en önemli konu, Güney Kore halkının Türkiye’ye beslediği sevgi ve Türk halkını kardeş olarak görme tutkularını güzel örneklerle ifade etmesiydi.

Aslına bakarsanız sizden binlerce kilometre uzaktaki bir bölgeye üstelik hiçbir organik bağı bulunmayan o ülkeye yardım için gitmek sevilmek için yeterli olsa gerek. Türkiye’nin oraya asker göndermesindeki temel amaç ise; “Sovyet baskısına karşı müttefikler arayan ve bu sebeple NATO'ya girmek isteyen Türkiye, bu isteklerini daha kolay elde etmek ve Amerika'ya yakınlaşmak amacıyla Kore Savaşı'na bir tugay yolladı.”
İşadamı Sinan Öztürk Türk askerinin oradaki Korelilerin kalbini nasıl fethettiğini, nasıl bir etkileşim sağladıklarını anlatırken; oraya giden askerlerimizle gurur duymamız gerektiğini, bu iki ülke arasındaki yakınlaşmanın temelinin orada atıldığını da söylemeden geçmedi.

Bunların hepsi güzel şeyler. Aslında bu yazının konusu Güney Kore ile bundan sonra geliştireceğimiz sosyal ilişkiler de değil. Sinan Bey’in orada kullandığı bir cümle var ki, bu yazının tüm gerekçesi o.

Hatırlamalısınız, 2005 yılının sonunda bir Kore markası olan Hyundai’nin Konya’ya otomobil fabrikası kurması gündeme gelmişti. O günlerde “Hyundai’nin Konya ile test sürüşü” başlıklı bir yazıyla şehrin heyecanını dile getirmiştim. Kendimizi bu işe o kadar inandırmıştık ki, mutlaka bu yatırım Konya’ya gelmeli organizasyonları bile yapmıştık.

Konya’nın tüm oda başkanları birlik olup, bu işin girişimini yapmış, ortak bir metin hazırlanıp kamuoyuna bu yatırımın Konya için ne ifade edildiğinin mesajı verilmişti. Oldukça heyecanlı günlerdi. Bu işin kesin olacağına kendimizi kaptırmıştık bir kere. Hyundai’nin Konya’da yerli bir otomobil üretmeye giden yolu açacağını hesap ederek ne hayaller kurmuştuk.

Sonra olanları biliyorsunuz, Koreliler Türkiye’yi yatırım için rantabl bulmadıkları için o fabrikayı Çek Cumhuriyetine kaydırmışlardı. Ne var bunda diyebilirsiniz. Zaten bizde o zaman öyle demiştik. Ancak gerçeği Koreli işadamları ile çok yakın olan Sinan Öztürk’ten öğrenince nasıl bir duygu içinde olabilirdik ki?

Kore tanıtım gecesinde o kadar kardeş muhabbetinden sonra Sinan Bey’e “İyi de madem bu kadar Türkleri seviyor Koreliler bu Hyundai neden Türkiye’de kalmadı? diye sorulunca, cevap manidardı; “Hyundai aslında Türkiye’ye yatırımı hiçbir zaman düşünmedi, her şekilde Çek Cumhuriyetine yapacaklardı bu yatırımı. Ancak Çek’lerle pazarlık gücünü artırıp, tavizler koparmak için, Türkiye daha çok imtiyaz tanıyor kozları için Türkiye’yi bu işi bilerek soktular. Aslında niyetleri AB’ye açılmak için kesin olarak Çek Cumhuriyetiydi.”

Bu, tam bir hayal kırıklığıydı. Siz neler düşünüp, neler yapıyorsunuz, muhatabınızın asıl amacı ne?

Bu olaydan hemen sonra gözüm Cumhurbaşkanı Gül ile Katar’a giden uçaktaydı. Çünkü orada TOBB başkan vekili de olan Hüseyin Üzülmez vardı. İslam Odalar Birliğinde Başkan Vekili de olan Üzülmez’in “din kardeşlerimizin” binlerce milyar dolarından en az bir tanesini Konya’ya getirmesini beklemek hakkımızdı.

Katar’dan uçak döndü, ancak tartışmalar milyar dolarlık yatırımlar için değil de 2 bin dolarlık saatler üzerine yoğunlaştı. Henüz Hüseyin Bey’in orada nasıl bir girişimi olduğunu öğrenmedik. İnşallah Hüseyin Bey Konya’ya en az bir milyar dolarlık yatırım işini bağlamıştır. Yoksa Sinan Öztürk’ün “Hyundai 2009’da Türkiye’ye mutlaka yatırım düşünüyor.” Kardeş sözü ile yine avunmak zorunda kalacağız!

Mevlana diyor ki; Öfke ve şehvet insanı şaşı yapar, ruhu doğruluktan ayırır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA