Başbakan'dan Şemdinli açıklaması
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde zırhlı polis aracının geçişi sırasında meydana gelen patlamada, 11 yaşında bir çocuğun hayatını kaybettiğini, 18 yaralı olduğunu bildirdi. Erdoğan, ''Bu alçakça saldırı bir düğün mahallinin hemen yanı başında olduğundan maalesef sivil kayıplar meydana geldi'' dedi.
Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'daki 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışındaki konuşmasında, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde kobra türü zırhlı polis aracının geçişi sırasında bomba yüklü bir araçla terör saldırısının gerçekleştirildiğini belirtti. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Bu terör saldırısında polis aracı zarar görmezken bir yavrumuz hayatını kaybetti, 18 vatandaşımız ise yaralandı. Bu alçakça saldırı, bir düğün mahallinin hemen yanı başında olduğundan maalesef sivil kayıplar meydana geldi. Bu yavrumuz 11 yaşında hayatını kaybetti. Terör örgütü alçakça yüzünü bir kez daha ortaya bu hain saldırıyla koymuş oluyor biz de tabii ki bunu şiddetle kınıyor, şiddetle lanetliyoruz. Hayatını kaybeden yavrumuza Allah'tan rahmet ve ailesine sabırlar dilerken yaralı kardeşlerimize de Rabbimden şifalar temenni ediyorum.''
Biz Türkiye’de cumhuriyeti dillerinden düşürmeyenlerin, aslında cumhuriyetle ilgilerinin olmadığını nasıl biliyorsak, demokrasiyi de dillerinden düşürmeyenlerin ne kadar uzak olduğunu gayet iyi biliyoruz. Kendi hakları söz konusu olduğu zaman arşa kadar demokrat olanlar, başkalarının sorunlarına ötekileştirmeyi layık gördüler. Geçmişte hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakılan insanları bir sorun olarak görenler, mahalle baskısını öne sürerek yeni ayrışmalar ortaya çıkardılar.
İmam hatip liseleri meselesi normalleşince Kur'an-ı Kerim’in seçmeli ders olarak okullara girmesi gerçekleşince, toplum muhafazakarlaşıyor diye gürültü kopardılar.
Kendilerini imtiyazlı, kendi yaşam tarzlarını hakikat olarak görenler, farklı kesimlerin düşüncelerine inançlarına hep bir sorun gibi yaklaştılar.
Kendisi için istediği demokrasiyi özgürlüğü başkası için de istemeyen asla demokrat değildir. Bunlar demokrasi istismarcısıdır. Bunların yüzünden cumhuriyet adına ayrımcılığa maruz bırakılanlar cumhuriyetten demokrasi adına zulme uğrayanlar demokrasiden soğudular.
Biz bu çarpıklıkları düzeltmek için on bir yıl önce yola çıktık. Milletin bize verdiği mesaja duyarlı olarak, her eleştiriyi düşünerek istişareyle danışmayla bugünlere geldik.
BAHÇELİ’YE ‘2023’ CEVABI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, 2023 vizyonunu ilk kendisinin kullandığına yönelik açıklamasına cevap verdi. Erdoğan, "Bu kadar yüzeysel sığ anlayışa yorum yapmak abestir. AK Parti'nin ortaya koyduğu vizyona diğer partilerin hayali bile yetişemez." dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında kısa bir konuşma yaptı. Başbakan Erdoğan, atanamayan öğretmenlerle ilgili yaptığı konuşmanın farklı yansıtıldığını söyledi. Atanamayan öğretmenleri, devletin imkanlarının müsaade ettiği oranda sıfırlayacaklarını belirten Erdoğan, "120 bin öğretmene ihtiyacımız var. Kadro eksikliğini gidermemiz ise ülke ekonomisinin daha büyümesine bağlı. Düne göre çok iyi bir noktadayız. İhtiyacın tamamen karşılanması başka birşey, okuldan mezun olan atama bekleyenlerin hepsinin öğretmen olarak atanması başka birşeydir. Ne devletin böyle bir yaklaşımı olabilir. Öğretmen atamalarını yüzde 100 olarak bugünden yarına çözmek mümkün mü?" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, 2023 vizyonunu ilk kendisinin kullandığına yönelik açıklamasına cevap veren Erdoğan, "Bu kadar yüzeysel sığ anlayışa yorum yapmak abestir. AK Parti'nin ortaya koyduğu vizyona diğer partilerin hayali bile yetişemez. Bakın 2002 yılında AK Parti yönetimi DSP, MHP ve ANAP'tan devraldı. DSP ve ANAP diye bir parti mi var? MHP eh ayakta durmaya gayret ediyor. Bir dönem parlamentoya dahi giremedi. Şimdi parlamentoda. Bunun patenti size aitse bedelini de söyleyin ödeyelim. Biz siyaset deyince projeyi, yatırımı anlıyoruz. Onların konuşmasında sadece retorik, hamaset ve tutarsız laf kalabalıkları var." teklifinde bulundu.
Kampta yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler için ana hatlarıyla projeler geliştirdiklerini söyleyen Erdoğan, "Cumhuriyetçiliğin istirmarcısı CHP, Kürt kardeşlerimin istismarcısı bölücü terör örgütünün uzantısı BDP ve milliyetçiliğin istismarcısı MHP milletle aramıza giremez." değerlendirmesi yaptı.
Başbakan Erdoğan, ayrıca, MHP'nin, bakanlar hakkında verdiği 6 gensoru ile gensoru sisteminin sulandırıldığını söyledi. Geçen 10 yılda muhalefet partileri tarafından 41 gensoru önergesi verildiğine işaret eden Erdoğan, bunlardan 3'ünün daha sonra geri çekildiğini, 6 tanesinin henüz görüşülmediğini, 31'inin ise görüşülüp Meclis'te düştüğünü vurguladı. MHP'nin, CHP ile arasındaki farkı kapatmak için gensoru atağına geçtiğini savunan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Zannediyor ki bunu yaparsam oyum artacak. Bizimle sandıkta yarışamayanlar şimde gensoru yarışına girdiler. Gensoru denetim mekanizması olduğu yönünde itirazımız yok. Son 6 gensoruya baktığınızda gerçekten komik, trajikomik anlayış. TRT ve AA'nın yayını gensoru olabilir mi ya. 4+4+4 eğitim sistemi sebebiyle okullarda güvenlik azaldı deyip gensoru olabilir mi. Bir de 4+4+4'ü destekledim diyor. Türkiye'de gerçekten bir muhalefet sorunu var. Bizim talihsizliğimiz gerçek muhalefet olmaması. Bir yandan da talihimiz. Böyle muhalefet yapıyorlar biz de yolumuza devam ediyoruz. Güçlü, üretken, çalışkan bir muhalefet olması bizi üzmez. Karşımızda, milletten kaçan, kuralların, kurumların ayarlarıyla oynayarak koşan muhalefet var."
“BEDELİNİ SÖYLEYİN ÖDEYELİM”
Biz 2002’de Türkiye’yi o bitmiş, tükenmiş Türkiye’yi biz bu MHP’den DSP’den ve ANAP’tan devraldık. Şu anda DSP diye Anavatan diye bir parti var mı? Bunlar tamamen yok oldu. Ama şimdi diyor ki bizden 2023’ü çaldılar, bunun patenti size aitse bedelini söyleyin ödeyelim.
ÖĞRETMEN ATAMALARI
Onların konuşmasında sadece hamaset, tutarsız laf kalabalıkları var. İkinci bir olay ise, yanlış aktarılan öğretmen atamaları konusu. Biz bugüne kadar 358 bin, bu yıl ise 57 bin öğretmen ataması yaptık. Buraya da aslında bazı beklentilere noktayı koymak istiyorum. Ama hala bazı okullarımızda ihtiyacı tamamen karşılayabilmiş değiliz. 120 bin öğretmene ihtiyacımız var. Kadro, bütçe imkanımızın genişlemesine bağlı. Bu alanda düne göre iyi durumdayız. Ancak ihtiyacın tamamen karşılanması başka bir şeydir, okuldan mezun olanların öğretmen olarak atanması başka bir şeydir. Ne devletin böyle bir taahhüdü olabilir, ne de dünyada okulu bitirenler doğrudan kadroya atanır.
81 vilayetimizde girmedik köy mahalle sokak çalmadık kapı bırakmayacağız. 75 milyon vatandaşımızın içinde sıkmadık el bırakmayacağız.
Biz seçimden seçime milletimizi hatırlamadık, biz hep milletimizleydik. Milliyetçiliğin istismarcısı MHP de bizim aramıza giremez. Girdiğimiz üç genel, iki yerel seçimin, iki halk oylamasının hepsinden de Allah’a şükür alnımızın akıyla çıktık.
Önceki gün çok enteresandır. MHP tarafından Bülent Arınç ile ilgili iki, sayın Eroğlu, Eker, Dinçer ve Yılmaz ile ilgili dört olmak üzere tam altı gensoru önergesini birden verdiler. Gensoru çok ciddi bir denetim mekanizması. Hükümetin düşmesine yol açacak kadar önemli bir mekanizma. Muhalefet tarafından bu mekanizma sulandırılmış durumda. Ben milletime sesleniyorum. Geçtiğimiz 10 yılda muhalefet tarafından TBMM’de öncekilerle birlikte, tam 41 gensoru önergesi verildi. 6 tanesi görüşülmedi, kalan 31 tanesi Meclis’te görüşüldü reddedildi.
Zannediyor ki bunu yaparsam oylarımda artış olacak. Bizimle millete hizmet konusunda yarışamayanlar şimdi kendi aralarında gensoru yarışına girdiler.
ALTERNATİF CUMHURİYET KUTLAMALARI
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'de cumhuriyeti dillerinden düşürmeyenlerin aslında cumhurla cumhuriyetle ilgilerinin olmadığını nasıl biliyorsak aynı şekilde demokrasiyi dillerinden düşürmeyenlerin de gerçekte demokratik bir anlayıştan ne kadar uzak olduklarını gayet iyi biliyoruz'' dedi.
Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'daki 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışındaki konuşmasında, istişarenin farklı anlamlarının yanı sıra ''arıdan bal alma'' anlamına geldiğini söyledi.
AK Parti'yi 11 yıl önce milletle istişare ederek, milletin talebi ve teveccühüyle kurduklarını belirten Erdoğan, toplantı boyunca çeşitli düşünceleri aldıklarını, bunlarla ilgili gerekli değerlendirmeleri yaptıklarını ifade etti.
İlgili bakanların soruları cevaplandırdığını, gerekli notların alındığını belirten Erdoğan, ''Bugüne kadar gerek milletimizle olan istişaremizi gerek kendi içimizde oluşturduğumuz istişare kanallarını hiç devre dışı bırakmadık, daima işler hale getirdik. Danışmayı, istişareyi terk edenin doğru yolu bulamayacağı öğüdünü hiç aklımızdan çıkarmadık'' diye konuştu.
''Danışanın dağları aştığı, danışmayanın yollarda şaştığı'' sözünü hiç unutmadıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Müzakerenin katılımcılığın bütün nimetlerinden, bereketinden hamdolsun bugüne kadar ziyadesiyle yararlandık. Bundan sonra da yararlanmaya devam edeceğiz. Kendi partilerinin işleyişinde demokrasiyi hakim kılamayanlar, ülke siyasetin de de demokratik bir anlayışa özellikle yaklaşamazlar, onun çizdiği çerçevede hareket edemezler. Türkiye'de cumhuriyeti dillerinden düşürmeyenlerin aslında cumhurla cumhuriyetle ilgilerinin olmadığını nasıl biliyorsak aynı şekilde demokrasiyi dillerinden düşürmeyenlerin de gerçekten demokratik bir anlayıştan ne kadar uzak olduklarını gayet iyi biliyoruz.
Kendilerinin özgürlükleri, hakları, hukukları söz konusu olduğunda arşa kadar demokrat olanlar, konu başkalarına gelince bu defa sonuna kadar yasakçı bir kimliğe bürünüyorlar. Başkalarının hak ve özgürlüklerini kendileri için bir tehdit, bir sorun gibi algılayanlar yıllarca toplumun bir bölümüne ötekileştirmeyi, ayrımcılığı layık gördüler. Geçmişte hak ve hürriyetlerinden mahrum bırakılan insanların bugün en tabii haklarına kavuşmasını bir sorun olarak görenler 'mahalle baskısı' gibi kavramları tedavüle koyarak yeni ayrımcılıklar üretmeye başladılar. Meslek liselerine uygulanan haksızlıklar ortadan kalktıkça kendi özgürlükleri sınırlanıyormuş gibi yaygara yaptılar. İmam hatip liseleri meselesi normalleşince Kur'an-ı Kerim'in seçmeli ders olarak okullara girmesi gerçekleşince, Peygamberimizin hayatı seçmeli ders olunca toplum muhafazakarlaşıyor diye gürültü kopardılar.''
'DEMOKRASİYİ KENDİLERİ İÇİN ARZU ETTİLER'
''Kendilerini imtiyazlı, kendi yaşam tarzlarını tek hakikat olarak görenler farklı toplum kesimlerinin yaşam tarzlarına, düşüncelerine, inançlarına hep bir sorun, bir tehdit gibi yaklaştılar'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Türkiye normalleştikçe, özgürleştikçe, ileri demokrasiye doğru yol aldıkça bunların tahammülsüzlükleri daha da arttı. Çoğunluğun azınlığın tahakkümünde kalmasını isteyenler, demokrasiyi de sadece kendileri için arzu ettiler, kendi imtiyazları için demokrat göründüler. Azınlığın, çoğunluğa tahakkümüne 'evet' dediler, ama çoğunluğun en doğal, en tabii olan hakkını kullanmasına asla müsaade etmek istemediler. Kendisi için istediği demokrasi, özgürlükleri, hakları başkası için de istemeyen asla demokrat değildir. Sadece bunlar demokrasi istismarcısıdır. Bu ikiyüzlü anlayış sahipleri yıllarca milletimizin kafasını karıştırdı, zihnini bulandırdı. Bunların yüzünden cumhuriyet adına ayrımcılığa maruz bırakılanlar cumhuriyetten, demokrasi adına zulme uğrayanlar demokrasiden soğudular. Biz işte bütün bu çarpıklıkları düzeltmek, milletten aldığımız güçle ülke yönetiminde millet iradesini, ortak aklı hakim kılmak için 11 yıl önce yola çıktık. Milletin bize verdiği her mesaja duyarlı olarak, hakkaniyet ölçüleri içindeki her eleştiriyi dikkate alarak kendi muhasebemizi asla ihmal etmeyerek, istişareyle danışmayla işte bugünlere geldik.''
TOPLANTIYA İLİŞKİN BİLGİ VERDİ
İstişare ve değerlendirme toplantısının AK Parti'nin demokrasiye, müzakere ve diyaloğa verdiği önemi bir kez daha ortaya koyduğunu bildiren Başbakan Erdoğan, toplantı boyunca görüşleriyle eleştirileriyle teklifleriyle katkı verenlere teşekkür etti.
Toplantıya ilişkin de bilgiler veren Başbakan Erdoğan, basına kapalı bölümde bakanlar ve genel başkan yardımcılarının sunumlar yaptığını belirtti.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in terörle mücadeledeki son gelişmeler ve Türkiye'nin güvenlik politikalarıyla ilgili bilgi verdiğini ifade eden Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın ekonomik gelişmeler konusunda ayrıntılı sunum yaptığını bildirdi.
Dışişler Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Türk dış politikasındaki gelişmeleri analiz ettiğini ve geleceğe yönelik hedefleri değerlendirdiğini anlatan Erdoğan, Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in yeni anayasa çalışmalarına, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Menderes Türel'in de büyükşehir belediyesi kanun tasarısına ilişkin bilgi verdiğini belirtti.
Erdoğan, tüm sunumların ardından milletvekillerinin düşüncelerini, sorularını ve tekliflerini ilettiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
''İktidarının 10. yılını geride bırakan AK Parti'de öyle birilerinin umduğu, beklediği gibi bir metal yorgunluğu asla yok. Tam tersine heyecanımız, dinamizmimiz, üretkenliğimiz en az iktidara geldiğimiz günkü kadar diridir. Bu heyecanın üzerine 10 yıllık tecrübemizi de ilave ederek artık daha kapsamlı, daha iddialı projeler üretiyor, daha hızlı çalışma takvimleri oluşturabiliyoruz. Burada yapılan görüşmelerde, istişarelerde arkadaşlarımızın gözlerindeki heyecanı, umudu görmekten ziyadesiyle memnun oldum. AK Parti ailesindeki her bir fert 'Büyük Türkiye' idealine ulaşmak için gerekli olan aşka, sevdaya, inanca ziyadesiyle sahiptir. Arkadaşlarımız birikimleriyle vizyonlarıyla 2023 hedeflerimize ulaşılabilmemiz konusunda bize daha büyük umutlar verdi. Ve 2023'ün sahiplenenleri de çoğalmaya başladı.''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.