• Konya16 °C

Lokman Koyuncuoğlu

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Anayasa değişikliği de nerden çıktı?

06 Nisan 2010 15:40

    Eskiden “Anayasa” dendi mi akan sular durur. Kendimize şöyle bir çeki düzen verirdik. Sonraları öğrendik ki, bu anayasayı 1980 darbesini yapan askerler yapmışlar. Bu anayasanın asker emriyle darbe anayasası olarak yapılmış olması, bizim çocukluğumuzda bile tedirgin olmamıza sebep olurmuş. Bir de vatandaşlık derslerinde okutulan sıklıkla pek çok imtihanda çıkan soruları hatırlarız, Anayasa ile ilgili. Anayasanın değiştirilemez maddeleri nelerdir sorusu, TV’lerde ki yarışmaların bile favori sorularındandı.

    O zamanlar sorar mıydık tam bilmiyorum; ama Anayasanın değiştirilebilir maddeleri diye bir gündemimiz çok yakın zamana kadar hiç olmadı. Ya, “Anayasa dediğin değişmez” duygusu bilinçaltımıza öyle bir işlemişti ki değiştirilmesini düşünemiyorduk bile, ya da değiştirmeyi düşünenler, bunu telaffuz etmekten korkuyorlardı.

    Sonuçta Anayasa dediğimiz şey, bu ülkenin vatandaşlarının yaşam hukuklarını oluşturan geniş bir Türkiye’de yaşama kılavuzdur. Hal böyleyken Türkiye’de yaşama kılavuzunun 30 yıl öncesine göre devam etmesi pratikte zaten mümkün olmazken, bunda ısrar edenlerin 1980 yol haritasının doğruluğuna inançlarının sürdüğü ve Türkiye’yi hep o tarihte tutmaya heveslenmeleri anlamına gelir.

    Geçtiğimiz beş yıl içinde çok daha iyi gördük ki, Türkiye’de ciddi bir hukuk hegemonyası var. Hem de tek bir doğrusu olan bir mekanizma değil bu. Bazen ak dediğine kara bazen de sarı diyecek kadar farklı sonuçlar ortaya koyan bir hukuk sisteminden bahsediyorum.

    Haliyle aynı olaylarda o kadar farklı kararlar veren bir sistemin revize edilmesinden daha doğal ne olabilir ki

    Geçtiğimiz hafta, Anayasa değişikliği konusunda hükümetin en yetkili ismi Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile Ankara’da görüştük. Cemil Çiçek’in üzerinde durduğu temel konuda, bu Anayasanın artık devletin kalıplarına cevap vermediği, Türkiye’nin çok hızla büyüdüğü, farklı ihtiyaçlara cevap verecek yeni anayasanın şart olduğu yönünde görüş bildirdi. Bu görüşüne getirdiği örnekleme de, tarife tam oturuyordu. “Ayaklarınız büyümüş 45 numara olmuş, size hala 38 numara ayakkabı giydirmeye çalışıyorlar”

    Çok uzağa değil yakın zamanda yapılan bazı temel hukuk problemlerini düşündüğünüzde Anayasanın neden değişmesi gerektiğini bir kez daha onaylıyorsunuz. Mesela en son Danıştay’ın YÖK’ün belirlediği katsayı kararını iptal etmesiyle ilgili kararı. Keyfi olarak biri itiraz ediyor ve ülkenin büyük çoğunluğunu ilgilendiren bir karar 10-15 kişinin insafına kalıyor. Çoğunlukta ülke gerçeklerinin tersine çıkıyor bu kararlar. Durum böyle olunca ayakkabı ayağınızı parçalıyor, hareket edemiyorsunuz.

    Diğer rakipleriniz; bilimde, sanatta, sporda, ekonomide sizi geçiyorlar. Sizde bu dar parçalanmış ayakkabı ile yol tutmaya çalışıyorsunuz. Gücünüz, zekanız, ufkunuz, imkanlarınız çok daha iyi; ama sizi rahatlatacak malzemeniz çok kötü, fırsatı kaçırmak üzeresiniz, içiniz içinizi yiyor.

    Türkiye’nin durumu sizce bu örneklemeden çok farklı mı? Bir yerel düzenleme yapıyorsunuz. Hop olmaz. Bir uluslar arası kanun çıkarıyorsunuz. Dur bakalım bu olmaz. Niye olmaz? Boş verin dünya ile yarışmayı, 1980 Anayasası olsun, bizim olsun! Deniyor.

    Şimdi önemli bir fırsat var Türkiye’nin önünde bu kalıpları kıracak bir imkan doğuyor. Cumartesi günü MÜSİAD Genel kurulunda konuşan Başbakan Erdoğan’ın üzerinde durduğu temel konu bu. İşaret ettiği onca şeyin yanında, parti kapatılması konusunda, her partinin eşit temsili konusu bile bu işin samimiyetini gösteriyor.

    Başbakan Erdoğan’ın bu açıklamalarından sonra söz alan Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ta referandumda “evet” diyeceklerini söylüyor. Anadolu halkı, yanlışta ittifak etmeyeceğine göre, muhalefetin bu çabası beyhude değil mi? Evet kesinlikle beyhude. Sizce de öyle değil mi…  

  

Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Senin Şehrin, Senin Siten
Tüm Hakları Saklıdır © 2013-2015 Haber Konya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 332 351 66 50 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA